31 Aralık 2016 Cumartesi

Mutlu Yıllar!

2016 açıkçası genel olarak birçok açıdan berbat geçen bir yıl oldu. Gelecek yıl için daha iyisini dileyesim var ama boş yere dilemek de istemiyorum. Bundan daha kötüsü olur mu bilmiyorum ama en azından o olmasın bari. Neyse, her şeyi boşverin size bir şey olmasın! :)

(Not: Geçen sene blog 70.000 girişe ulaşmıştı, bu sene nerdeyse 90.000 oldu. Aradaki değişim için herkese teşekkürler.)
Devamını oku ...

29 Aralık 2016 Perşembe

Fi Çi Pi ve Masum: İki yerli online dizi geliyor

Netflix, Amazon ve Crackle gibi online dizi yayını yapan platformlar dünya genelinde yayılmaya devam ederken ülkemizde de online dizi konusunda yapılan atılımlar devam ediyor. 2017 yılı içerisinde izleyici karşısına iki yeni dizinin geleceği duyuruldu.
Fi Çi Pi:
Azra Kohen’in popüler üçleme roman serisi Fi, Çi, Pi dizi oluyor. Hem de Doğuş Holding’in bir süredir hazırlıklarına devam ettiği ve internet üzerinden içerik yayını yaptığı Puhu TV isimli sitesinde. Açılış projesi olarak duyurulan dizi için izleyenlerden ücret alınmayacağı, dizinin giderlerinin de alınan reklamlar ve sponsorluk gelirleriyle karşılanacağı açıklandı.
Yapımcılığını Ay Yapım’ın, yönetmenliğini Mert Baykal’ın üstlendiği dizinin başrollerinde Ozan Güven, Serenay Sarıkaya, Mehmet Günsür ve Berrak Tüzünataç yer alıyor. Kitap serisinde televizyon kariyeri de olan ünlü psikolog Can Manay’ın görür görmez tutulduğu Duru’ya olan tutkulu ve takıntılı aşkı anlatılıyor.
Dizinin bölümleri 60 dakikalık olacak ve 13 bölüm olarak hazırlanacak. Henüz çekimlerine başlanmayan dizi için birkaç gün önce tanıtım amaçlı fotoğraf çekimleri gerçekleştirildi.
Masum
Doğan Holding’in sahibi olduğu, aylık 3.90 euro ücretle üye olunabilen BluTV‘den yayınlanacak Masum dizisinin Ocak ayında yayına girmesi bekleniyor. Dizinin hazırlıklarına Haziran ayında başlanmıştı.
Yapımcılığını D Productions’ın yaptığı, Berkun Oya’nın kendi tiyatro oyunu Bayrak’tan uyarlayıp senaristliğini üstlendiği dizinin kadrosunda Haluk Bilginer, Ali Atay, Okan Yalabık, Serkan Keskin, Nur Sürer, Tülin Özen ve Bartu Küçükçağlayan var. Bölümleri 60 dakika sürecek olan dizi 8 bölümden oluşacak.
Konusu: Emekli Komiser Cevdet ve karısı, ömürlerinin son yıllarını şehirden uzaktaki küçük çiftlik evlerinde huzur içinde geçirmektedirler. Ta ki küçük oğulları bir gece yarısı korkunç bir haberle eve gelene kadar…
Hatırlayanlar olacaktır, Kanal D bir vakitler Ulan İstanbul dizisini sitesinden bölüm başı 1.99 TL karşılığında yayınlama kararı alarak 34. bölümüyle internete taşımıştı. Ancak ilk iki bölümü ücretsiz yayınlanan dizi, maliyet açısından gerekli bölüm başı 100 bin izlenme oranını yakalayamayınca 39. bölümüyle final yapmıştı.
Bakalım yeni diziler başarıya ulaşıp izleyicinin ve kuruluşların beklentisini karşılayabilecekler mi?
Devamını oku ...

28 Aralık 2016 Çarşamba

Tanıtım: Rillington Place

Tarihin tanınmış seri katillerinden John Christie, yaklaşık 10 yıllık süre içinde sayısı tam olarak bilinmese de en az sekiz kişiyi öldürmüş bir seri katildir. Böyle hikayeler bildiğiniz gibi medyada geniş yer bulduğu gibi bir şekilde dizi veya film olarak ekrana elbet geliyorlar. Christie’nin yaptıklarına dayanan bir mini dizi de Kasım ayının sonunda ekrana dahil oldu.
Dizinin adı Rillington Place, üç bölüm olarak BBC One kanalında yayınlandı. Benzer bir hikaye 10 Rillington Place isminde 1971 yapımı bir filmle de sinemaya aktarılmıştı. Diziyi, And Then There Were None’ın da yönetmeni olan Craig Viveiros yönetti, Ed Whitmore ve Tracey Malone senaryosunu yazdı.

Timothy ve Beryl
Mini dizi daha çok John Christie ve eşi Ethel’in ev hayatı üzerinden ilerleyen bir yapım. Christie ve Ethel, İkinci Dünya Savaşı’nın da katkısıyla 9 yıllık ayrılığın ardından yeniden bir araya geliyorlar ve 10 Rillington Place’e taşınıyorlar. Evlilikleri iyi bir noktada sayılmaz ama başlarda yavaştan da olsa toparlıyorlar.
Christie’nin de bir süre sonra cinayet işlemeye başladığına tanık oluyoruz, kurbanları bir şekilde ailenin hayatında olan veya yeni giren kişilerden oluşuyor. Yalnız hepsinin yaşları farklı çeşitli dişilerden oluştuğunu eklemem gerek. Dizi bittiğinde de hikaye tarihteki bilindik sonuna ulaşıyor.
Rillington Place’in bir diğer özelliği ise her bölümü karakterlerden birisinin gözünden anlatması. Daha doğrusu onun ağırlığı diğerlerinden çok daha fazla oluyor. İlk bölümün merkezinde Ethel var. İkincide çiftin komşusu olarak aynı yere taşınan Ethel-Timothy Evans çiftinden Timothy var. Son bölümde de Reg diye hitap edilen John Christie var tabii ki.
Yaklaşık birer saat süren bölümlerde araya zaman atlamalarının girmesiyle ilerliyoruz.
Ana kadrodaki dört isim ise şu şekilde: Tim Roth (John), Samantha Morton (Ethel), Nico Mirallegro (Timothy) ve Jodie Comer (Beryl).
Dizinin benim ilgimi çekmesi gerçek hayata dayanan bir seri katil hikayesi olması sayesinde olmuştu. Daha önce birlikte My Mad Fat Diary’de izlediğim Mirallegro ve Comer’ı evli çift olarak izlemesi de bonus oldu.
Genel olarak da memnun kaldım, iyi bir serüvendi. Elimizde orijinal veya zeka fışkıran bir seri katil yok bu arada. Hatta dördü de sanki özellikle mi eksik akıllı yaratılmışlar diye merak ettiğim zamanlar oldu hani. Christie cinayetlerini işlerken hepsini değil bazısını açık bir şekilde gösteriyorlar. Arada İngiltere’deki adalet sistemi de kendisine bir şekilde yer buluveriyor.
John Christie, izlemesi ‘insanı rahatsız eden türden’ bir seri katilmiş. Ama Tim Roth harika oynuyor. Samantha Morton ve kadronun geri kalanı da iyiydi. Jodie Comer‘ın yaptığı dizi seçimlerine zaten bayılıyorum, özellikle takip etmeme gerek kalmadan izliyorum kendisini.
Final öncesi üçüncü bölümde biraz dağılır gibi oldum ama sonradan toparlamayı başardılar. Tabii üç değil de altı bölüm olsa daha da güzel olabilirmiş. Zaman atlaması daha az, cinayetler de birazcık daha detaylı olurdu. Rillington Place senaryodan ziyade tam bir karakter dizisi olmuş ki bu da kötü bir şey değil zaten.
Durum genel olarak böyle yani efendim…

Devamını oku ...

26 Aralık 2016 Pazartesi

2016'nın gerçek hayattan uyarlama yabancı dizileri

Her sene karşımıza yüzlerce dizi geliyor ve hatta daha geçenlerde RaniniTV'de çıkan bir haberi baz alırsak 2016'da sırf Amerika'da dizi sayısı online platformlar dahil 455'e dayanmış.

Karşımıza gelen dizilerinin bir kısmının aslında gerçek hayatta yaşananların uyarlaması olduğunun siz de farkındasınızdır herhalde. Ben de bu yazıyla 2016'nın gerçek hayattan uyarlama 'yabancı' dizilerini bir araya toparlayayım dedim. Yazıdaki diziler 'yeni' başlayan diziler olacağından örneğin Narcos gibi eski diziler olmayacak; haberiniz olsun.

Başlayalım bakalım... 

Devamını oku ...

23 Aralık 2016 Cuma

Tanıtım: Medici: Masters of Florence

166big_enDünya tarihine birkaç jenerasyon boyunca iz bırakmış, bugün bile soyadları hatırlanan aileleri düşünürsek İtalyan Medici ailesi kesinlikle bu listenin içinde kendisine yer bulur.
Modern zamanda ismi en iyi bilinen aile üyesi tabii ki Lorenzo de’ Medici, özellikle Da Vinci’s Demons dizisini izleyenler kendisini hatırlayacaktır. Ama kendisinin öncesi ve sonrası da var elbet. Medici: Masters of Florence da ailenin ondan öncesini anlatan bir yapım olarak Ekim ekranına dahil oldu.
Dizide en özetle Medici ailesinin üç jenerasyonunun hayatı merkezde. İlk sezonu sekiz bölümden oluşuyor, daha başlamadan da ikinci sezon onayını almıştı zaten. Kısa haliyle Medici, İtalyan devlet kanalı Rai 1’ın yayınladığı bir dizi aslında. Ama internet ortamında İngilizce sürümünü ve lazımsa Türkçe dahil altyazılarını bulabilirsiniz.
d0b8297fabiolovino-copia-2
20 yıl öncesinde
Medici dizisinde hikaye 15. yüzyılda, yani 1400’lü yıllarda geçmekte. Merkezde bahsi geçen Medici aile üyeleri olarak Giovanni (Dustin Hoffman) ile oğulları Cosimo (Richard Madden) ve Lorenzo (Stuart Martin) var. Ayrıca üçüncü jenerasyon olarak Cosimo’nun oğlu Piero (Alessandro Sperduti) da hikayeye dahil oluyor. Daha çok tanınan Lorenzo da Piero’nun henüz doğmamış oğlu, Cosimo’nun da gelecekteki torunu.
Ama ortada ‘ufak’ bir fark daha var. Dizinin ilk bölümünün daha başında ailenin başındaki isim Giovanni de’ Medici zehirlendiği için hayatını kaybediyor. Olayın ardından da hikaye kendisini ikiye ayırıyor ve 20 yıl öncesine gidiyoruz. Dizinin hikayesi iki farklı zamanda yürüyor.
Floransa şehrinin yönetiminde uzun yıllar boyunca aldığı rolle bilinen Medici ailesinin asıl işi bankacılık. Birden fazla Papa da dahil olmak üzere büyük ve önemli bir kitlenin parasını idare etmesi ve önemli ilişkilerinin bulunması da cabası.
mg_3073_w
20 yıl önceki zamanda Giovanni hala yaşıyorken ailenin yükselmeye başlaması ve bu yolda ‘yaptıkları’ anlatılıyor. Normal zamanda ise ailenin ve bankanın başındaki isim Cosimo hem babasının ölümünü araştırıyor, hem Floransa’yı, bankayı ve ailesini yönetmeye çalışıyor hem de bir yandan başta Albizzi ailesi olmak üzere Medici’ye düşman olan herkesle mücadele ediyor.
Bu yolda tamamıyla yalnız değil elbette. Kardeşi ve oğlunun yanında, en sadık adamı Marco Bello (Guido Caprino) ve eşi Contessina (Annabel Scholey) da bu gruba dahil. Yalnız Cosimo’nun 20 yıl öncesi zamanda henüz bekar olması dizinin kendi içinde bir süreliğine de olsa spoiler (ispiyon) görevi görüyor, o ayrı.
Medici: Master of Florence genel olarak böyle bir dizi.
Gerçek hayattan alıntı dizileri zaten seven birisi olarak Medici’den de memnun kaldım.
İki farklı zaman konusunda biraz Arrow’dan hallicelerdi açıkçası. Geçmiş kısmı sanki ‘daha çok’ dolgu olarak ve Dustin Hoffman‘ı da kullanalım düşüncesiyle yazmışlar. Ama günümüz kısmı yazan kişilere ne desem bilemedim. Sağolsunlar, sekiz bölüm boyunca hep beraber çekmediğimiz çile kalmadı herhalde! Rekabetçiliği, yılanlığı ve çıkarçılığı falan da pek güzel kattılar işin içine. Tabii Medici olmanın nasılını da sergilemeyi ihmal etmediler.
Karakterleri ve senaryosu gün geçtikçe daha da oturuyor veya izledikçe kendilerine alışabiliyorsunuz. Taraf tutulup yeri geldiğinde empati de yapılabiliyor. En azından bende bu şekilde yürüdü. Richard Madden da başrolün ağırlığını taşıyabilmiş. Ayrıca ilk sezon galiba her ihtimale karşı bir bütün olarak hazırlanmış. Tarih gereği anlatacak daha çok şey var ama kaldığımız yerde dursak da bir sorun olmazdı. Sezonun ana konusunu da giderayak bitirdiler mesela.
Medici: Masters of Florence konusunda sözün özü, daha doğrusu sonu böyle işte. İyi seyirler efendim…
Devamını oku ...

18 Aralık 2016 Pazar

Sezon Ortasının İddialı ve Dikkat Çekici Yeni Yabancı Dizileri

Sonbahar mevsimini arkamızda bırakıp kışa sırtımızı dayadığımız artık kaçınılmaz bir gerçek. Sonbaharın bir anlamı da bildiğiniz gibi yeni dizi sezonunun açılması demekti. Ama yeni mevsimle o dönemi de arkamızda bıraktık ve geldik sezonun ortasına. İşte bu nedenle yine Amerika'nın ulusal veya kablolu kanallarınin eski veya yeni dizileri yeni yılla birlikte ikişer üçer karşımıza çıkmaya başlayacaklar.

Daha önce, henüz Sonbahar sezonu açılmamışken "2016-2017 Dizi Sezonunun İddialı ve Dikkat Çekici Yeni Yabancı Dizileri" adıyla bir derleme yazısı yazıp bazı dizileri toparlamıştım. Sezon ortası ayağımıza gelince sezon kapanana kadarki süreçte ekrana gelecek 'yeni' dizilerden iddialı ve dikkat çekici görünen dizileri bir toparlayayım dedim.

Bakalım neler var?

Devamını oku ...

15 Aralık 2016 Perşembe

Tanıtım: Tutankhamun

tutankhamun-s01e01Tutankhamun ya da diğer ismiyle Tutankamon Antik Mısır tarihinin yaptıklarıyla pek iz bırakan firavunlarından birisi olmasa da kuşkusuz günümüzün yüzü ve ismi en tanınmış firavunlarından birisi. Bunun başlıca nedeni de elbette mezarının keşfedilmesiyle gelen popülaritesinin ve mezarın sahip olduğu iddia edilen lanetle ilgili tartışmaların hala devam etmesi
Laneti şimdilik bir kenarda dursun, biz mezar kısmına odaklanalım. M.Ö. 1332-M.Ö. 1323 yılları arasında hüküm süren Tutankhamun’un mezarı arkeolojik açıdan uzun zaman önce değil, 1922 yılında Mısır’ın Krallar Vadisi bölgesinde keşfedildi. Firavun’un ölümünden 3245 yıl sonra yani…
İşte ITV de bu keşfin hikayesini mini dizi yaptı. Ekim ekranına dahil olan Tutankhamun, dört bölümlük yayın hayatının sonuna gelerek hikayesini de bitirdi.
c_71_article_1317586_image_list_image_list_item_0_image
“Firavunun mezarına her kim dokunursa ölümün kanatları onu saracaktır” — Tutankamon’un Laneti
Keşfe kadar Mısır’ın unutulmuş firavunlarından birisi olan Tutankhamun’un mezarı arkeolog Howard Carter (Max Irons) tarafından keşfedilmiştir. Birçok meslektaşı tarafından imkansız ve umutsuz vaka olarak görülen bir işe gönül veren Carter’ın yaptığı kazıyı ise dönemin zengin isimlerinden Lord Carnarvon (Sam Neill) üstlenmiştir. Dizi, hikayesini 1905 yılından başlatarak ilerliyor ve ikilinin tanışmasıyla girişi yapıyoruz.
Ancak on yedi yıl boyunca yapılan bir kazının hikayesi yok elimizde. Araya giren ve bütün dünyayı etkileyen bir I. Dünya Savaşı var, o da haliyle kazıyı vuruyor. Dört bölüm boyunca yaşanan zaman atlamaları da cabası. Aynı zamanda Lord Carnarvon’un kazıya eşlik eden kızı Leydi Evelyn’in (Amy Wren) de dahil olduğu karakterler arası ilişkiler de dizide kendisine yer buluyor.
Bir noktadan itibaren de mezarın keşfinin ardından yaşananlara geçiş yapıyoruz. Misal o dönemdeki Mısır bürokrasisi bana göre insana cinnet getirmelikti.maxironsDizide konu ve detaylar bu şekilde yani.
Tutankhamun benim genel olarak beğendiğim bir dizi oldu. Gerçek hayattan uyarlama ve merkezinde gerçek kişilerin olduğu dizileri ayrı bir seviyor olmamın da bunda etkisi var. Tutankhamun’un hikayesinin zaten ilgimi çekiyor oluşu ise diziye başlamış olmamda pay sahibi tabii ki. Bu bakımdan izleyenlerin tatmin olacağını düşünüyorum.
Üstelik arkeolojiye fazla boğmadan veya ilgisi olmayanları sıkmadan anlatım yapmaları da artılarından birisi olmuş. Benim diziyi sevmem ikinci bölümle oldu, ikinci yarısını da daha iyi buldum. Kadrosu ise başta Max Irons ve Sam Neill olmak üzere rollerinin hakkını vermişler. Gerçi dürüst olmak gerekirse ekstradan bir şey yapmalarına zaten gerek de yoktu hani.
Yazıyı kapatmadan önce diziyle alakalı -her ne kadar pek göze batan bir şey olmayan- ufak bir tutarsızlıktan da bahsetmek istiyorum.
tut4
Tutankhamun muhteşem bir şov ama neden Carter daha genç bir adam tarafından oynanıyor? Mezarı bulduğunda 47’sine gelmişti.
Dizide başrolde yer alan Max Irons 31 yaşında ve dizinin hikayesine başladığı yıl olan 1905’te Howard Carter da 31 yaşındaydı. Carter dolayısıyla mezarı keşfettiğinde 47 yaşına gelmişti ve hatta dizi hikayesini bitirdiğinde 48 olmuştu bile. Ancak dizi boyunca Max -nazar değmesin- Irons herhangi bir yaşlanmaya gidilmeden genç haliyle karakteri oynamaya devam etti.
Gerçi dediğim gibi seyir zevkini etkileyen bir konu değil, Max de yapmasını gerekeni yeterince yapıyor. Hikayenin hangi yılda olduğunu bölümler boyu takip etmeye çalışmama rağmen ben bu gerçeğin finali izledikten hemen sonra farkına vardım.
Böyle yani efendim… Diziyi izleyeceklere şimdiden iyi seyirler.


Devamını oku ...

13 Aralık 2016 Salı

74. Altın Küre Ödülleri'nde adaylar belli oldu


Sinema Adaylıkları
En İyi Film (Drama)
Hacksaw Ridge
Hell Or High Water
Lion
Manchester By The Sea
Moonlight
En İyi Kadın Oyuncu (Drama)
Amy Adams, Arrival
Jessica Chastain, Miss Sloane
Isabelle Huppert, Elle
Ruth Negga, Loving
Natalie Portman, Jackie
En İyi Erkek Oyuncu (Drama)
Casey Affleck, Manchester by the Sea

Joel Edgerton, Loving

Andrew Garfield, Hacksaw Ridge

Viggo Mortensen, Captain Fantastic

Denzel Washington, Fences
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Drama)
Viola Davis, Fences
Naomie Harris, Moonlight
Nicole Kidman, Lion
Octavia Spencer, Hidden Figures
Michelle Williams, Manchester by the Sea
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Drama)
Mahershala Ali, Moonlight
Jeff Bridges, Hell or High Water
Simon Helberg, Florence Foster Jenkins
Dev Patel, Lion
Aaron Taylor Johnson, Nocturnal Animals
En İyi Film (Komedi ya da Müzikal)
20th Century Women
Deadpool
La La Land
Florence Foster Jenkins
Sing Street 

En İyi Kadın Oyuncu (Komedi ya da Müzikal)
Annette Bening, 20th Century Women
Lily Collins, Rules Don’t Apply
Hailee Steinfeld, The Edge of Seventeen
Emma Stone, La La Land
Meryl Streep, Florence Foster Jenkins
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi ya da Müzikal)
Colin Farrell, The Lobster
Ryan Gosling, La La Land
Hugh Grant, Florence Foster Jenkins
Jonah Hill, War Dogs
Ryan Reynolds, Deadpool
En İyi Yönetmen
Damien Chazelle, La La Land
Tom Ford, Nocturnal Animals
Mel Gibson, Hacksaw Ridge
Barry Jenkins, Moonlight
Kenneth Lonergan, Manchester by the Sea
En İyi Senaryo
Damien Chazelle, La La Land
Tom Ford, Nocturnal Animals
Barry Jenkins, Moonlight
Kenneth Lonergan, Manchester by the Sea
Taylor Sheridan, Hell or High Water
En İyi Animasyon Film
Kubo and the Two Strings
Moana
My Life as a Zucchini
Sing
Trolls
Zootopia
En İyi Film Müziği
Moonlight
La La Land
Arrival
Lion
Hidden Figures
En İyi Şarkı
"Can't Stop the Feeling," Trolls
"City of Stars," La La Land
"Faith," Sing
"Gold," Gold
"How Far I'll Go," Moana
En İyi Yabancı Film
Divines
Elle
Neruda
The Salesman
Tony Erdmann


Televizyon Adaylıkları
En İyi Dizi (Drama)
The Crown
Game of Thrones
Stranger Things
This Is Us
Westworld
En İyi Kadın Oyuncu (Drama)
Caitriona Balfe, Outlander
Claire Foy, The Crown
Keri Russell, Americans
Winona Ryder, Stranger Things
Evan Rachel Wood, Westworld
En İyi Erkek Oyuncu (Drama)
Rami Malek, Mr. Robot
Bob Odenkirk, Better Call Saul
Matthew Rhys, The Americans
Liev Schreiber, Ray Donovan
Billy Bob Thornton, Goliath
En İyi Dizi (Komedi ya da Müzikal)
Atlanta
black-ish
Mozart in the Jungle
Transparent
Veep
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi ya da Müzikal)
Rachel Bloom, Crazy Ex-Girlfriend
Julia Louis-Dreyfus, Veep
Sarah Jessica Parker, Divorce
Issa Ree, Insecure
Gina Rodriguez, Jane the Virgin
Tracee Ellis Ross, black-ish
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi ya da Müzikal)
Anthony Anderson, Black-ish
Gael Garcia Bernal, Mozart in the Jungle
Donald Glover, Atlanta
Nick Nolte, Graves
Jeffrey Tambor, Transparent
En İyi Mini Dizi / TV Filmi
American Crime
The Dresser
The Night Manager
The Night Of
American Crime Story
En İyi Kadın Oyuncu (Mini Dizi / TV Filmi)
Felicity Huffman, American Crime
Riley Keough, The Girlfriend Experience
Sarah Paulson, The People v. O.J.: American Crime Story
Charlotte Rampling, London Spy
Kerry Washington, Confirmation
En İyi Erkek Oyuncu (Mini Dizi / TV Filmi)
Riz Ahmed, The Night Of
Bryan Cranston, All the Way
John Turturro, The Night Of
Tom Hiddleston, Night Manager
Courtney B. Vance, People v. OJ Simpson
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Dizi, Mini Dizi, TV Filmi)
Olivia Coleman, The Night Manager
Lena Headey, Game of Thrones
Chrissy Metz, This Is Us
Mandy Moore, This Is Us
Thandie Newton, Westworld
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Dizi, Mini Dizi, TV Filmi)
Sterling K. Brown, The People v. O.J.: American Crime Story
Hugh Laurie, The Night Manager
John Lithgow, The Crown
Christian Slater, Mr. Robot
John Travolta, The People v. O.J.: American Crime Story
Devamını oku ...

29 Kasım 2016 Salı

Agatha Christie ekranı istila etmeye geliyor!



Sevgili Agatha Christie, 80 civarı romanı ve bir sürü kısa hikayesiyle polisiye romanın kraliçesi olarak bilinen harika bir yazar. Bu kadar eser çıkartmış birisinin eserlerinin televizyona veya sinemaya uyarlanması ise takdir edersiniz ki gayet doğal bir durum.

2014 yılında yazarın eserlerinin televizyon hakları İngiliz ITV kanalından BBC'ye geçince kanal atağa geçerek  iki mini dizi yayınlamıştı: Partners in Crime ve And Then There Were None.

İlki Tommy ve Tuppence ikilisinin başrolde olduğu iki romanın, diğeri de yazarın On Küçük Zenci isimli romanının uyarlamasıydı. Özellikle And Then There Were None büyük bir başarı elde edince -ki tavsiyedir- BBC yazarın eserlerini daha çok değerlendirme kararı aldı.Yetmedi, bu başarı film stüdyolarının da dikkatinden kaçmadı tabii ki.

Peki, sonuç? Önümüzdeki dört-beş yıllık süreç içerisinde Agatha'nın eserlerinden karşımıza sekiz tane uyarlama dizi, ikisi eser uyarlaması ikisi biyografik olmak üzere dört filmin yayına germesi planlanıyor! Ben de bunların derlemesini yapmak için yola çıkıvermiş bulunuyorum.

Başlayalım bakalım...

Devamını oku ...

25 Kasım 2016 Cuma

Tutankhamun: Lanetim hepinizin üzerinde olsun!


“Firavunun mezarına her kim dokunursa ölümün kanatları onu saracaktır” 
Günümüzde Antik Mısır tarihinin en ünlü ve ismi bilindik firavunlarından birisi ve hatta en ünlüsü Tutankamon. Kısa süreli firavunluğu boyunca yaptıklarıyla pek iz bırakan birisi olmasa da, hem mezarı modern dünyanın son büyük arkeolojik keşfi hem de mezarda olduğu söylenen laneti (Bknz: Tutankamon’un Laneti) kendisine büyük popülarite sağlıyor.
Laneti kısa süreliğine bir köşede dursun, ben bu yazıda mezardan ve esasında bir diziden bahsetmek istiyorum. M.Ö. 1332-M.Ö. 1323 yılları arasında Mısır'da hüküm süren Tutankhamun’un mezarı 1922 yılında arkeolog Howard Carter tarafından keşfedilmiştir. Hesap yapma gereği duyarsak ölümünden 3245 sene (!) sonra yani…
İngiliz kanalı ITV de mezarın keşfinin hikayesini dizi olarak karşımıza getirdi. Dört bölüm süren ve ismi şaşırtıcı olmayan bir şekilde Tutankhamun konan mini dizi, Ekim ayında başlamıştı. Zamanını geldiğinde de güzel bir şekilde kapanış yapıp gitti.
Tutankhamun hikayesini 1905 yılıyla açarak ilerlen bir yapım, yani keşfe daha 17 yıl var. Ama elimizde 17 yıl süren bir kazı hikayesi yok tabii. 1. Dünya Savaşı ve diğer bazı konuların da katkısıyla yaşanan zaman atlamaları sonrasında 1922'ye ulaşıyoruz. Dizinin bir kısmında da mezarın keşfinden sonra yaşananları anlatıyor. Bir noktada da konu meşhur lanete geliyor elbette.
20. yüzyılda mezarının keşfine kadar unutulmuş firavunlardan birisi olan, çoğu kişinin isminden haberi olmadığı, olanın da mezarı bulmaya imkansız olarak baktığı bir işe koyulan Carter’ın yaptığı kazıyı Lord Carnarvon üstlenmiştir. Lord Carnarvon’un kazıya eşlik eden kızı Leydi Evelyn’in de hikayeye dahil olmasıyla dizinin ana karakter üçlüsü tamamlanıyor. Bundan gerisi ise yaşadığımız tarihte gizli...
Dizide konu ve detaylar genel haliyle bu şekilde yani, biraz da nasılından bahsedeyim.
Devamını oku ...

22 Kasım 2016 Salı

Fantastik Canavarlar Nelerdir Ve Biz Bunları Nerede Buluruz?


Harry Potter serisinin son kitabı raflarda yerini aldığında takvimlerimiz 2007 yılını gösteriyordu, son filmin vizyona girişinden bu yana da beş yıl zaman geçmiş durumda. Sevgili J.K. Rowling seri bittiğinde devamı gelmeyecek dese de tabii ki öyle bir şey olmadı. 19 yıl sonrasında geçen tiyatro oyunu ve senaryoya dayalı kitap şimdilik bir köşede duruversin, karşımıza Harry'nin hikayesinden 65 yıl kadar öncesinde geçen yepyeni bir film geldi: Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar.

Ben de 18 Kasım'da vizyona giren filmi kısa süre önce izleme imkanı yakaladım ve hakkında biraz çene çalmak istiyorum.

Filmin temelinde yatan fikir, aslında hem yeni hem de değil. Bilenler elbet vardır zaten, Rowling hayır amaçlı Harry'nin ders kitabı olarak bildiğimiz Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar'ı yazmıştı ve kitap 2001'de yayınlanmıştı. Her şey dahil 65 sayfalık bir kitap, hatta Harry'nin kullandığı kitapmış gibi bir kurgusu var. Birkaç ay önce okuma fırsatım olduydu, sahiden de bildiğimiz ders kitabı işte ama içinde ilginç bilgiler de var.

Sevgili Rowling de bu kitabın içindeki bazı bilgileri kullanıp yeni karakterler eşliğinde yoğurup film senaryosu yazdı. Başrole de ders kitabının yazarı Newt Scamander karakterini canlandırması için Oscar ödülü oyuncu Eddie Redmayne getirildi. Hatta ilk film vizyona girmeden önce üçleme olan serinin beşlemeye çıktığı da açıklandı. Yetmedi, ikinci filmin hazırlıklarına da başladı.

Sanıyorum bu kadar girizgah ve tanıtım yeter. Ben geleyim filme...

Devamını oku ...

17 Kasım 2016 Perşembe

The Crown: Birisi yaşamış, diğeri de onu yaşatmış


Kraliyet ailesi denince aklınıza kimler geliyor?

Belki Araplar kadar görgüsüzce gösteriş yaparak veya dikdatörce değil de daha sade yaşıyorlar ama benim aklıma gelen ilk seçenek kesinlikle İngiliz Kraliyet ailesi oluyor. Bir düğün yaptıklarında biz dahil dünyanın pek çok ülkesinde canlı yayını yapılan, her hareketleri yakından takip edilen ve skandalları da tabii ki dünyada geniş yankı uyandıran bir aileden bahsediyoruz. Geçmiş vakitte olanlar da cabası.

Her ne kadar genç ve gelecek jenerasyon gözümüzün önünde daha çok olsa da ailenin patroniçesi, yani 'kraliçesi' II. Elizabeth'i de bu resmin dışında bırakmak olmaz. Bir süre önce 90 yaşına bastı, 64 yıldan fazla süredir tahtta ve Büyük Britanya'nın başında. Hatta bir yıl kadar önce Kraliçe Victoria'nın rekorunu da el geçirdi. Kendisine Allah uzun ömür versin, oğlu Charles bu gidişle taht sırası kendisine gelmeden göçüp gidiverecek... Kadın şimdiye kadar sırf 13 tane başbakan gördü mesela.

Eh, neredeyse 65 yıl tahtta kalmadan bahsediyoruz. Dolu dolu, hatta istemediğin kadar dolu bir hayat var elimizde.

II. Elizabeth yaşadı, Netflix de dizisini yaptı.

Yazının esas özeti az üstteki cümle esasında. Kraliçe Elizabeth'in hayatını anlatan ve Netflix'ten çıkan yeni bir drama dizisi, 10 bölümlük ilk sezonunun bütün bölümleriyle 4 Kasım'da yayına girdi.

Dizinin arkasındaki kişi de Helen Mirren'ın II. Elizabeth'i oynayarak Oscar kazandığı 2006 yapımı Queen filmini de hazırlayan Peter Morgan hatta. Arkası sadece Elizabeth ve Netflix nedeniyle sağlam değil yani. Üstelik şimdilerde ikinci sezonunun çekimleri de devam ediyor.

Ben de şimdilik üç bölümünü izlemiş birisi olarak başlangıç itibarıyla bir ilk bakış yazayım dedim...

Devamını oku ...