25 Mart 2016 Cuma

Tanıtım: Shadowhunters

maxresdefaultBilindik haliyle The Shadowhunter Chronicles, kapsamlı bir medya birliğinin genel ismi; temelinde de Cassandra Clare'in birçok kez en çok satan listesine girmiş sevilen kitap serisi bulunuyor. Bu seri de ilk olarak 2007'de The Mortal Instruments (Ölümcül Oyuncaklar) ile başladı ve içinde altı kitap barındıran The Mortal Instruments'ın bitişi 2014'te oldu. Ama Clare bu altı kitabı devam ettirirken aralarda da kronolojik olarak ilk serinin çok daha öncesine dayanan The Infernal Devices (Cehennem Makineleri) isimli üçlü bir roman serisi (triloji) de yayınladı.
Yetmedi, şimdilerde The Mortal Instruments'ın sonunun beş yıl sonrasına dayanan The Dark Artifices isimli bir diğer triloji için kolları sıvamış durumda. Hatta ilk kitap olan Lady Midnight 8 Mart 2016'da raflarda yerini alacak. Açıklandığı üzere de kitap serisi, bu triloji bittikten sonra kronolojik olarak ondan sonrasına dayanan bir başka triloji The Wicked Powers ile sona erecek.
Ama bu kadar da değil...
pokit_b98e5a6e50fe75d799e9e9cd27f756b6
Cassandra Clare genç kitleye hitap eden bu birliğe, zaman zaman bazıları internetten de yayınlanan yan ürünlerle [kısa hikayelerle (11) ve çizgi romanlarla (4)] da katkı sağlamaya devam ediyor. Ayrıca The Shadowhunter Chronicles, bünyesinde bir de film barındırmakta. Belli bir kesmin elbet dikkatini çekmiştir, 2013'te The Mortal Instruments'ın ilki kitabı City of Bones (Kemikler Şehri) sinemaya uyarlanmıştı.
Başrollerinde Lily CollinsJamie Campbell BowerRobert SheehanKevin ZegersLena HeadeyJonathan Rhys Meyers ve Aidan Turner gibi isimleri barındıran film, bütçesini ancak çıkararak istenen etkiyi yaratamadı, eleştirilerde de başarısız bulununca ikinci kitabın filmi iptal edildi.
ABC Family kanalı da bunun üzerine bir süre sonra konuya ele attı ve The Mortal Instruments serisi Shadowhunters ismi ve 'genel' olarak ilk kitabı işleyen ilk sezonuyla izleyici karşısına gelmiş oldu. Hatta diziyi isim değişikliğine giderek 'Freeform' olduğu gün, yani 12 Ocak'ta, amiral dizisi [dizi]Pretty Little Liars[/dizi]'ın arkasından yayınlanmak üzere başlattı. Sezonu 13 bölüm sürecek.
Bu arada hazır bu kadar anlatmışken alta bırakayım, dizi başlamadan önce sitede dizideki karakterleri filmde hangi oyuncunun oynadığına dair bir toparlama da yapılmıştı.



eefbaad0-e478-4588-a28c-cac26a4932b8O zaman gelelim artık konuya:
Daha önce de belirttiğim üzere, gençlere daha çok hitap eden kitap serisi bir bilimkurgu. Pek çok farklı terim ile türü içeriyor ve "Gölge Avcıları" (Shadowhunters) denen de savaşçı bir topluluğu işliyor. Bu türler içinde de iblisler, Aşağı Dünyalılar olarak tanımlanan büyücüler, kurt adamlar, vampirler ve periler vs. bulunmakta. İnsanlara ise orijinal ismiyle Mundane (Sıradan) olarak hitap ediliyor hatta.
Gölge avcılarının asıl görevi ise insanların dünyasını iblislerden ve insanlara zarar vermeye niyetli olan Aşağı Dünya halkından korumak. Yıllar önce Aşağı Dünyalılar ile Gölge Avcıları, çıkan bir isyanın ardından kolay olmayan ve bozulmaya her daim hazır bir barış anlaşması imzalamışlar. Çıkan isyan ise Valentine isminde güçlü bir gölge avcısının ve kendi etrafında topladığı Çember (The Circle) isimli topluluğun, iblisler ve Aşağı Dünyalıların çoğunluğunu ortadan kaldırmak, ayrıca daha fazla gölge avcısı da "yaratmak" planı yüzünden çıkmış. Nihayetinde içte ve dışta çıkan karmaşa sonrasında isyan bastırılmış, cesedi bulunamayan Valentine'ın ise o karmaşada öldüğü düşünülmüş...
tumblr_o0m2sef7Yt1uxt93vo1_1280
Simon - Clary - Jace
Öyle ya da böyle yürüyen bir düzenin olduğu 18-19 yıl sonra bir zamanda dizinin hikayesi başlayıveriyor.
En ana karakter Clary Fray, 18. doğum günü gelip çatmış bir kız. Yukarıda bahsettiğim her türlü bilimkurgu ögesinden tamamen uzak bir hayatı olmuş, babasını yıllar önce bir kazada kaybetmiş ve annesiyle yaşıyor. Simon adında çok yakın bir arkadaşı var, bir de çizim yapmakla uğraşıyor. Hatta ilk bölümde girmek istediği bir sanat okuluyla olan mülakatını ve haber bekleyişini izliyoruz...
18. yaşına girdiği günün akşamı Simon ve onun arkadaşı Maureen'le birlikte gittiği Pandemonium isimli barın önündeyken, gölge avcısı Jace ile çarpışması ise hayatını değiştiren nokta oluyor. Çünkü gerçek şu ki kullandıkları gizlenme özelliği nedeniyle hiçbir insanın Jace ve yanındakileri görmemesi gerekirken Clary'nin onları gördüğü ortaya çıkıyor. O sırada insan kılığındaki bir iblisin peşinde olan Jace buna pek takılmayıp yoluna devam etse bile Clary çarpışma nedeniyle peşlerinden kulübe giriveriyor. Haliyle de kendini çok yabancı olduğu bir karmaşanın içinde buluyor.
qEmc3aBad7FTmXCVEkIfe5B95G1
Ancak devamı var...
Aynı gecenin akşamında Clary'nin annesi Jocelyn ise kaçırılıyor. Clary bir terslik olduğunu fark edip eve gittiğinde ise bu sefer kendisi bir iblisin saldırısına uğrayıp Jace sayesinde kurtuluyor. Tüm bunlar sayesinde öğreniyoruz ki Valentine aslında ölmemiş ve gölge avcısı yaratma planına devam etmek için gerekli olan yıllardır istediği kupayı ele geçirmek amaçlı uzun süredir arayıp durduğu Jocelyn'i kaçırmış. Jocelyn karmaşada güçlü bir iksirle kendisini bayılttığından istediğini şimdilik elde edememiş olsa da tabii ki vazgeçmemeye kararlı.
Clary'nin bu karmaşada öğrendiği detaylardan birisi de annesinin eski bir gölge avcısı olduğu. Bundan sonrası ise malum...
Clary'nin annesini Valentine'ın elinden kurtarması ve kupaya ondan önce ulaşması gerek. Valentine'ı durdurmak ve barış ortamını korumak isteyen Jace ise yabancı olduğu dünyada ve bu yolda onun yardımcısı. Simon'ın da Clary'nin yanında olmak için her şeye dahil olmasını saymazsak elimizde iki ana karakter daha var: Alec ve Izzy (Alexander ve Isabelle) Lightwood.
pokit_d0cffa36e832b65fe145a6e9360bda83Jace yıllar öncesinde ailesini Valentine yüzünden kaybetmiş, bunun üzerine babasının yakın arkadaşları Lightwood ailesi onu himaye altına almış. Ailenin çocukları Alec ve Izzy de haliyle Jace ile kardeş gibi büyümüşler. Hatta Alec ve Jace arasında 'Parabatai' denilen türden bir kardeşlik ilişkisi var. Yani ikili aynı zamanda birbirlerinin ortağı konumundaki iki gölge avcısı. Isabelle ise ikisinin tamamlayıcısı oluyor. Jace insanları ve davranışlarını, kurdukları mantıkları küçümseyen bir yapıya sahip. Biraz kendini de beğenmiş.

pokit_2f10c1578a0706e06b6d7db6f0b4a6afpokit_3416a75f4cea9109507cacd8e2f2aefcAlec ortaya çıkmasıyla birlikte Clary'nin varlığından ve Jace'in ona yardım etmek için yaptıklarından pek hoşlanmıyan biri. Kurallara ve merkeze Jace'ten daha fazla bağlı olması da bu durumu körükleyen bir neden. Ayrıca şimdilik sadece Izzy'nin farkında olduğu yakın zamanda dillenmeye başlayacak bir sırrı da var. Isabelle de hayatta en çok Alec'e değer veren, özellikle annesi olmak üzere ailesiyle pek anlaşamayan biri. Görev icabı bazen dişiliğini kullanıyor ve Clary ile kız dayanışması içinde.
Ayrıca bahsetmek istediğim birkaç karakter daha var:
  • pokit_abb207957b0abc1d85a7e32ab1c4359cLuke Garroway: Jocelyn'in yakın arkadaşı olarak Clary'nin çocukluğundan beri hayatında olan Luke, dizinin kurtadam tarafını oluşturuyor. Valentine ile eski bir tanışıklıkları var ve birbirlerinden hoşlanmıyorlar. Mesleği polislik.
  • pokit_8e8a773dbf9524b9c37c127d50ec4d26şMagnus Bane: Brooklyn'in Yüce Büyücüsü olarak dizinin büyücü tarafını oluşturmakta. Bir açıdan daha önemi var ama diziden spoiler (ispiyon) olacağından oraya kalsın. Karakter biseksüel. Eğlenceli ve lafını sakınmayan biri.
  • 5b6fdf67507ff80b856c3cdaaa6d2c4dHodge Starkweather: Gölge avcılarının eğitmeni, Enstitü'de karşımıza çıkan kişilerden. Çember düşmeden önce üyelerinden birisi olduğundan isyandan sonra cezalandırılmış; Enstitü'den dışarı çıkamıyor ve geçmişte olanlarla ilgili konuşmaya kalktığında fiziksel olarak acı çekmeye başlıyor.
  • Camille Belcourt/Raphael Santiago: Bu ikili de dizinin vampir tarafını oluşturuyor. Başta Camille var ve kendisi aynı zamanda Magnus'un eski sevgilisi. Bir miktar sadist. Raphael ise genellikle daha mantıklı olan taraf.
tumblr_o08gqa6sdR1v3z27jo1_1280
Birkaç Tırıvırı Bilgi (Trivia):
  • Gölge avcısı olan karakterlerin hepsinin vücudunda her biri farklı anlamlarda bazı semboller [orijinal adıyla 'runes'] var. Stel adındaki bir alet ile vücutlarına bu işaretleri kazıyabilen gölge avcıları işaretlerin anlamına göre özel bazı güçler kazanıyorlar. Bunların birkaç örneği de yukarıda. İşaretlerin çoğu Cassandra Claire'in arkadaşı Valerie Freire tarafından tasarlandı. Sembollerin neler olduğuna ve bazılarının daha detaylı özelliklerine şuradan bakılabilir. İlk sezonun çekimleri bittikten sonra [oyuncu]Dominic Sherwood[/oyuncu] (Jace) ve [oyuncu]Katherine McNamara[/oyuncu] (Clary) giriş resminde de olan dizinin simgesi 'angelic rune' işaretini kalıcı dövme yaptırmışlardır.
  • [oyuncu]Matthew Daddario[/oyuncu] ve Harry Shum Jr. ikilisi dizideki karakterleri Alec ve Magnus'u oynamak için filmlerin seçmelerine girmiş ama o dönem rolü alamamışlardır. Hatta Matthew dizi için de önce Jace karakteri için seçmeye girmiş ama Cassandra Clare'in isteğiyle Alec için de seçmeye girip rolünü almıştır.
  • [oyuncu]Dominic Sherwood[/oyuncu] -belli olduğunu zaten düşündüğüm üzere- esasında sarışın değildir, saçını rol için boyauyor. Bu arada sektörel heterokromi nedeniyle bir gözü mavi, diğeri ise yarı mavi, yarı kahverengi.
  • Filmde Kardeş Jeremiah karakterini canlandıran Stephen R. Hart, dizide de aynı karakteri canlandırmakta. [oyuncu]Alyssa Veniece[/oyuncu] ise dizide Justine isminde bir kurtkadını canlandırırken, filmde bir vampiri oynamıştır.
  • Ülkemizde kitaplar Artemis Yayınevi tarafından basılıyor. Şimdiye kadar Cehennem Makineleri serisinin tamamı, Ölümcül Oyuncaklar serisinin altıncı (sonuncu) kitabı haricinde geri kalanlarının Türkçe baskısı çıktı.
updated-news-about-the-tv-show-shadowhunters-shadowhunters-cast-529866
  1. Shadowhunters yeni yılla birlikte başlayan diziler arasında izleyiciyi yorumda bölen yapımlardan birisi oldu. Beğenen olduğu kadar beğenmeyenin olduğu da bir dizi olduğunu söylesem abartmış olmam. Bunun için de elbet herkesin kendince nedenleri var.
  2. Kitap serisinden uyarlanan film, her ne kadar gişede isteneni verememiş olsa da hikaye olarak seriye daha bağlı bir yapımdır. Dizinin izleyenleri en çok karıştıran noktası da zaten tam da bu uyarlama durumundan çıkmış durumda. Burada da her kitap uyarlaması tartışmasında olduğu gibi beğenen olduğu kadar eleştiren mevcut. Sadece ilk kitabı okuyan birisi olarak bazı şeyler benim de gözüme batsa bile eleştirildiği kadar olduğunu düşünmüyorum. Hikaye her türlü zaman ilerledikçe izleyenler için çeşitli açılardan ilgiyi ve dikkati çekmeyi başarıyor.
  3. Kitabı okuyanların ayrıldığı noktalardan birisi dizinin 'hızlı' gidiyor olması. Gerçi Cassandra Clare dizi yapım aşamasındayken her sezonun bir kitaba dayalı olmasındansa bir harman olacağını esasında açıklamıştı. Mesela Camille hikayeye çok ama çok daha sonra katılan, Magnus ise ilk kitapta yer alsa da bu kadar erken katılmayan bir karakter. Lightwood ailesinin ebeveynleri ilk kitap boyunca yüzünü görmediğimiz bir ikili. Ayrıca kitaptaki Enstitü dizideki kadar kalabalık değil. Luke da polis falan değil, işlettiği bir dükkanı var! Bunlar tabii benim spoiler (ispiyon) vermeden yazabildiklerim veya yazmak istediklerim.
  4. Genel olaraksa diziyi beğendiğimi söyleyebilirim. Tabii bunda kendi açımdan ilk kitabı okumaktan dolayı karşıma nasıl bir yapım geleceğini tahmin ediyor olmamın ve ona göre beklentimin olmasının da rolü var. Ama bundan bağımsız olarak 'çerezlik' bir dizi olduğu ve fazla ciddiye almadan sorunsuz izlenebileceği de bir gerçek. Eleştirildiği kadar kötü olduğuna katılmıyorum.
  5. Karakterler içerisinde en sevdiklerimin Alec, Magnus, Isabelle ve Simon dörtlüsü oldu. Diğer yandan -oyuncunun oyunculuğunun katkısıyla- Clary ise şimdiye kadar gözüme handikap olarak göründü. Ama genele bakarsak, özellikle çerezlik bir dizi olarak düşündüğümüzde oyunculuk takılası bir unsur olmuyor benim için.
Nihayetinde durum böyleyken böyle işte... Kafa dağıtma amaçlı olarak Shadowhunters şiddetsiz olarak denenmesi için tavsiyedir efendim. İyi seyirler.
Devamını oku ...

15 Mart 2016 Salı

Quantico: Nasıl FBI ajanı olunur 101 -- Tanıtım

Quantico: Nasıl FBI ajanı olunur 101

27 Eylül'de ABC kanalında başlayan Quantico da işte yaklaşık olarak bu konuyu merkezine alarak ekranlara gelen bir dizi oldu. Amerika'da ve hatta bir kez daha New York'ta, 11 Eylül'den sonra gerçekleşen en büyük terörist saldırısı, bir felaket yaşanıyor. Yine birçok insan hayatını kaybedivermiş. Ancak geçmişten farklı olarak bu sefer terör saldırısının 'içeriden' geldiği bir hikayeyle karşı karşıyayız.

Bilen bilir, Amerika'daki FBI ajanları Virginia eyaleti sınırlarındaki Quantico'da bulunan bir akademide eğitilirler. Zaten akademi de daha çok bu isimle bilinir. Az sayıda insan alınır, giriş öncesinde birçok testten ve görüşmeden geçirilirler, eğitimleri sırasında sınırlar zorlanır ve mükemmel bir ajan yetiştirilmeye çalışılır. Az önce bahsettiğim 'içeriden' kasıt da işte diziye ismini de veren bu akademi. Ama dizi, izleyenlerine 'ufak' bir farklılık daha sunuyor.

Quantico hikayesini iki farklı zamanda anlatan dizilerden birisi.

1) Girişte de bahsettiğim gibi, New York'ta büyük bir terörist saldırısı yaşanmış, şehrin en büyük tren garı Grand Central Terminal yerle bir olmuş. Enkazın üstünde bir FBI ajanı, Alex Parrish gözlerini açıyor ve soruşturma da başlıyor. Kısa sürede öğreniyoruz ki eldeki bulgular, saldırıyı düzenleyen kişinin Quantico'da eğitim görmek için alınan Alex'in de dahil olduğu dönemin içinden. Aynı bulgular aynı zamanda Alex'i suçlu da gösterince o da kendisini o karmaşadan kurtarıyor ve kaçmaya başlıyor. 

Bundan sonrası ise bu zamanda peşinde FBI varken Alex'in masumiyetini kanıtlama ve suçluyu bulma çabası üzerine. Bu yolda da yolu bir dönem birlikte eğitim gördüğü kişilerle kesişmeye başlıyor.

2) Hikayenin bir diğer yarısı ise dokuz ay kadar öncesine ait. 50 FBI ajanı adayı, başarılı bir ajan olabilmek için eğitimlerine başlamak üzere birkaç aylığına Akademi'deler. Hepsinin eğitim sonuna kadar dayanamayacağı daha baştan burunlarına dayanan bir gerçek ama diğer yandan dizinin ana karakterleri tabii ki dikkatimizi baştan çekiyor. Bir yandan ajanların zorlu eğitim hayatı başlamış oluyor, bir yandan karakterler arası geleceğe de yön veren bağlar kuruluyor, diğer yandan da tabii ki 'şüphelileri' tanıma fırsatımız oluyor.

Yazını devamı için: http://www.ranini.tv/ozel/12578/1/quantico-nasil-fbi-ajani-olunur-101
Devamını oku ...

Tanıtım: War and Peace

War & Peace - War and Peace - 2016 - Poster (Crop)
Lev Tolstoy, arkasında önemli eserler bırakmış ve dünyaca ünlü tanınmış Rus bir yazar. Bunlardan birisi de tabii ki dilimize çevrilmiş haliyle Savaş ve Barış, yani War and Peace. Hatta Rusçası 1225 sayfa olan ve 1869'da yayınlanan bu eser, Can Yayınları'ndan çıkma iki cilt halinde 1700 sayfa, İletişim Yayınları'ndan çıkma 1822 sayfa halinde yine iki cilt olarak piyasada da mevcut. Böylesi bir dünya klasiği de elbette daha önce birkaç defa dizi, film, opera ve tiyatro oyunu olarak uyarlandı. İşte bunların en sonuncusu da kısa zaman önce mini dizi olarak karşımızdaydı.
Kitap 6 bölümlük bir dizi olarak uyarlandı, İngiliz BBC One kanalında karşımıza geldi ve 3 Ocak'ta başlayan yapıma 7 Şubat'ta veda ettik. Amerika'da ise dört haftaya yayılacak şekilde kardeş kanallar History, Lifetime ve A&E tarafından eş zamanlı yayınlandı. İlk beş bölümün neredeyse birer saat, final bölümününse 82 dakika kadar sürdüğünden de tabii ki haberiniz olsun.
Girişi çok uzatmadan gelelim dahasına:
war.and.peace.s01e01.hdtv.x264-river[ettv].mp4_snapshot_00.59_[2016.01.04_10.21.13]
Savaş ve Barış kitabı, hikayesini 1805 yılının Rusya'sında başlatan bir eser ve eserin temelinde Napolyon Bonapart'ın Rusya'ya yaptığı birden fazla sefer ve bu seferlerin gölgesinde Rusya'daki hayat var. Hikayeye 1805'te giriyoruz, kitap ve dizi bittiğinde 1813'ün başında çıkıyoruz. Rusya'daki hayat derken de tabii ki çok (ama çok) geniş kadrosu olan bir hikayeden de haliyle bahsetmiş oluyoruz. "Kimler var kimler..." desem yalan olmaz herhalde. Ama kitap ve dizi, olayları daha çok birbirleriyle bir şekilde bağlantılı olan ve/veya bağlantılı hale gelen beş ailenin mensupları üzerinden işliyor.
Aslında bu nedenle daha iyi bir açıklama için 'aile ağaçlarından' uygun bir tane kullanacaktım ama internet bünyesinde gözümün gördüklerinin hepsinde ta dizinin sonunu bile içeren spoilerlar (ispiyonlar) vardı, kendim de girişmedim. Bu arada şahsen yolunuzun kitabın Vikipedi sayfasına düşmesini tavsiye etmem, kim yazdıysa Karakterler kısmında kitabın sonundan aklında ne kaldıysa yazmış... Wikipedia sayfası ise sizin tercihiniz, ama dediğim gibi diziye veya kitaba bulaşacaksanız aile ağaçlarından uzak durursanız güzel olur hani.
Devamında elimden geldiğince basit bir şekilde aileler üzerinden anlatım yapayım diyorum. Zaten kim kimdire alışması aslında o kadar da zor değil. Daha derine inersek üç adet 'en başrol' karakter olduğunu söyleyebiliriz: Pierre, Natasha, Andrei.war-and-peace_0
1) Bezukhov Ailesi
94228* Pierre Bezukhov: Rusya'nın oldukça zengin isimlerinden Kont Kirill Bezukhov'un evlilik dışı oğlu ve sosyal açıdan çevresindekilerle iyi iletişim kurmayı pek beceremeyen de birisi. Davranışlarından ve dünya görüşünden dolayı tuhaf birisi olarak görülse bile Andrei ve Natasha ile iyi arkadaş. Dizinin başlamasıyla birlikte babasını kaybediyor ve sürpriz bir şekilde babasının vasiyetiyle ondan kalanları devralıyor.



2) Rostov Ailesi
9421993947Ailenin başında Kont Ilya Rostov bulunuyor ve Kontes Natalya Rostova ile evli. İkilinin dört tane çocukları var, yaş sıralamasına göre: Vera, Nikolai, Natasha, Petya. Vera dizide önemli bir yeri, hatta yanlış hatırlamıyorsam yeri olmayan bir karakter. Kendisi Alman bir askerle evliymiş. Aile artık eskisi kadar zengin değil ve önümüzde bir de savaş var.


* Natasha Rostova: Hayat dolu, romantik, dansı ve şarkı söylemeyi seven, aşkı arayan genç bir kız. Hafif aklı havada, biraz heyecanlı ve ailesine de oldukça bağlı. Yetim kalan ve ailesinin sahip çıktığı kuzeni Sonya Rostova ile oldukça yakınlar. Prens Boris Drubetskoy'dan hoşlanıyor.


93948* Nikolai Rostov: Ailenin en büyük oğlu, biraz kendisini beğenmiş, ayrıca yakışıklı da biri. 94229Hafiften tembel, daha çok eğitimiyle ilgilenmiş ve şimdiye kadar elinin iş tutmuş olduğu söylenemez. Ama savaş çıkmasıyla birlikte ülkedeki pek çok genç kişi gibi o da dahil oluyor. Natasha dışında henüz farkında olan yok ama kuzeni Sonya ile araları iyiden öte...

3) Bolkonsky Ailesi
93951Ailenin başında Prens Nikolai Bolkonsky bulunuyor, Anne Bolkonskaya ise vefat etmiş. İki çocukları olmuş: Andrei ve Marya. Prens Nikolai kızını seven ama oldukça eleştirel biri. Pierre derecesinde olmasa bile aile oldukça zengin.


93946* Prens Andrei Bolkonsky: Güçlü, yakışıklı, Rus sosyetesinin gözde isimlerinden, eleştirel, inatçı, babasına katılmadığı zamanlar olsa bile saygılı, Marya'ya karşı korumacı biri. Evliliğin getirdiği hayatı kendine uygun görmeyen, bitmeyen partiler ve dost meclislerindeki eğlencelerden çok da hoşlanmayan Andrei, Napolyon'un harekete geçmesiyle birlikte askere gitmeye karar veriyor. Mikhail Kutuzov'un yönettiği birliğe emir subayı olarak katılmasıyla devam eden savaşı daha çok Andrei sayesinde görüyoruz zaten. Lise Bolkonskaya ile evli ve karısının doğum yapmasına çok kalmamışken askere gidiyor.
94225* Prenses Marya Bolkonskaya: Babası sayesinde iyi eğitim almış, muhafazakar olmasa da sanıyorum dizinin dinine en bağlı karakteri. Evli değil, kardeşine ve tüm huysuzluklarına rağmen babasına oldukça bağlı. Andrei'nin yokluğunda Lise ile o ilgilenmeye başlıyor. Amalia Bourienne isminde Marya'ya arkadaşlık etmesi için evlerinde yaşayan gözü biraz dışarı ve cilveli Fransız bir kadın da var.



942304) Kuragin Ailesi: Ailenin başında Prens Vasily Kuragin bulunuyor ve Anne Kuragin de dizi/kitap başladığında çoktan ölmüş biri. Üç çocukları olmuş: Hélène, Anatole ve Hippolite. Vera Rostova misali ailenin alığı olarak tanımlanan Hippolite'in de dizide bir yeri ve önemi yok. Sağlığında Pierre'in babasıyla arası iyi olan Vasily, her şeyin Pierre'e kalmasından hoşnut olmasa da Kont'a ölüm döşeğinde onunla ilgileneceğine söz veriyor.


94222* Prenses Hélène Kuragina: Güzel, seksi, gözü oldukça dışarıda ve pek çok ilişkisi olduğu iddia edilen bir kadın. Biraz acımasız ama daha çok plancı ve çıkarcı bir karakter olan babası Vasily, çocuklarını zengin birileriyle evlendirmek için uğraşan biri ve Hélène için aklında olan aday da daha yeni Rusya'nın neredeyse en zengini haline gelen Pierre.



94216* Prens Anatole Kuragin: Yakışıklı, özellikle ahlak dışı olmak üzere zevkine ve kadınlara düşkün biri. Kız kardeşiyle arasından su sızmıyor, babasının sözündense çık(a)mıyor. Savaşın gözükmesiyle birlikte askeri birliklere dahil olan kişilerden birisi de kendisi.




939495) Drubetskoy Ailesi: Burada ise ailenin babası daha önceden vefat etmiş. Prenses Anna Drubetskaya ile Boris isminde bir oğulları olmuş.


94218* Prens Boris Drubetskoy: Bahsi geçen diğer ailelere oranla maddi olanakları daha kısıtlı bir hayatı olan Boris, aristokrat bir genç. Hırslı ve yükselme çabasında. Annesi de onun kariyer basamaklarını tırmanması için eline geçirdiği fırsatları kullanan biri zaten, Kontes Rostova ile de iyi arkadaşlar. Savaşla birlikte alana dahil olan kişilerden birisi de Boris.
Not: Ruslarda insanda zaman zaman biraz kafa karışıklığı yaratan bir isim sistemi vardır. Meraklısı detayına şuradan bakabilir, demem o ki yazdığım soyadları aynen bu şekilde efendim. Bu arada dizinin Wikipedia sayfası karakterlerin orta isimlerini kullanmadığından, dizide de pek bir önem arz etmediğinden, zaten karışıklığı da azaltmak istediğimden ben de kullanmayayım dedim.
6) Ayrıca Wikipedia ile hemfikir olduğum üzere, başlamışken bahsetmek istediğim birkaç önemli karakter daha var:
94220* Fedya Dolokhov: Pierre'in az sayıdaki arkadaşlarından birisi olarak karşımıza çıkan bir karakter olsa da Rostov ve Kuragin aileleriyle olan bağı sayesinde de dizide kendisine yer edinen önemli bir karater. Kız kardeşine ve annesine düşkün, o da savaşta asker olanlardan. Hafif ruh hastası.




93952* Anna Pavlovna: Annette olarak da biliniyor. Petersburg'ta daha çok bölgedeki, yani esasında dizideki önemli kişilerin katıldığı toplantıların ve partilerin ev sahipliğini yapan bir kadın. Gözü açık, dedikoduyu ve skandalı da seven biri.




100143* Osip Bazdeev: Masonluk faaliyetleri yürüten ve dahil olduğu gizli bir grubu bulunan bir adam. Kimle yolunun kesiştiği bana ve diziye kalsın.
> Napoleon Bonaparte'ın da dizinin merkezinde Fransa-Rusya savaşı olması sebebiyle zaman zaman karşımıza çıktığı da dipnot olsun.
Dizideki karakterler ve olay örgüsü dilimin döndüğü kadarıyla bu şekilde işte.
war.and.peace.s01e01.hdtv.x264-river[ettv].mp4_snapshot_54.40_[2016.01.04_15.42.42]
  • Öncelikle şunu belirteyim, ben iki ciltlik klasiği okumadım. O nedenle şurası olmuş, burasını iyi yapamamışlar gibi bir karşılaştırma yapamayacağım. Zaten böyle bir eserde kitap/dizi karşılaştırmasında karmaşa kesinlikle çıkacağından dolayı böylesi daha iyi oldu gibi geliyor.
  • 1700-1800 civarı sayfa tutan ve 8 yıl kadar bir süreyi kapsayan eseri 6 bölümlük mini dizi halinde aktarırken tabii ki zaman atlama yoluna başvurulmuş durumda. Bazı bölümlerde bölüm içinde mevsim değiştirdiğimiz, bazen de uzun bir süre sonraya atladığımız oluyor. Ama dizinin arkasındakilerin hakkını vermek gerekirse, aradaki bağlantıları beklediğimden iyi kurmuşlar.
  • Bir kere görkemli bir yapım da olmuş. Kastım sadece çok para harcandığının belli oluşu da değil bu arada. Örneğin savaş sahnelerinde basite kaçmamışlar; mekanlar, kıyafetler ve ortam gayet iyi, dahası basit detayları da önemsemişler. Dönem dizisi oluşunun hakkı verilmiş.
  • Kadro ve karakterlere gelirsek... Evet, ara ara elbet göze bir şeyler takılıyor ama kadronun gayet yerinde olduğunu düşünüyorum açıkçası, en uyuz karaktere bile yeterli birini bulmuşlar veya ellerinden geleni yapmışlar. Karakter bazında Andrei, Marya, Hélène üçlüsünü daha çok beğendiğimi, başta Pierre olmak üzere Natasha ve Fedya üçlüsüne sevgilerimi göndermediğimi söylesem yeterli olur herhalde. Tabii bu benim kendi gözlemim, elini sallasan ellisi derecesinde karakter bolluğu olduğundan herkes için farklı dinamikler etkili olacaktır...
  • Genel izlenim olarak da gayet beğendiğimi söyleyebilirim. Ayrıca gördüğüm kadarıyla medya ve izleyenler açısından diziye gelen eleştirilerin geneli de olumlu yönde. Olmayanların geneli de zaten daha çok kitap/dizi karşılaştırmasından dolayı çıkmakta. Ama kitabı okumamış birisi olarak beni etkileyen veya önemsediğim bir nokta olmadı.
  • Zaten uyarlama da olduğundan kapalı ve iyi bir sonu olduğu tahmin ediliyordur diye düşünüyorum. Hatta bazen açılmasın diye Lev Tolstoy'un sıkı sıkı kapattığını düşündüğüm zamanlar bile oldu. Şimdi doğruya doğru çok yazmış ama adam iyi de yazmış. Hatta izlerken bazı yerlerde iyiliğine bile laf ettiğim oldu yani, o derece...
Velhasıl, bu yazı ve dizi işte bu şekilde efendim. Denemeniz tabii ki tavsiye edilir. İyi seyirler...
Devamını oku ...

8 Mart 2016 Salı

Tanıtım: Chicago Med

芝加哥醫院31Shonda Rhimes hazırladığı Grey's Anatomy, Scandal, How to Get Away with Murder ve yeni başlayacak The Catch gibi diziler sayesinde ABC için ne derece önemli bir konumdaysa, Dick Wolf'un da NBC için öyle bir konumda olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dahası da var ama orijinali başladıktan sonra 5 diziye kadar genişleyen Law and Order serisi onun imzasının en belirgin örneği. İşte aynı Wolf, yine NBC'de kendisine yeni bir dizi serisi yaratmış durumda: Chicago.

Law and Order serisindeki diziler nasıl New York merkezliyse, adı Chicago ile başlayan diziler de haliyle bu kenti baz alan diziler olarak karşımıza çıkıyorlar. İlk olarak izleyici karşısına gelen şehirdeki itfaiyeciler üzerine Chicago Fire sevilince kanal ve Wolf ardından bu sefer şehrin polisleri üzerine Chicago P.D.'yi başlattılar. Onun da beklenen ilgiyi görmesi üzerine bu sefer de şehrin doktorlarına yöneldiler ve karşımıza Chicago Med geldi.
11 Aralık'ta 13 bölümlük sezonuna başlayan yapım, reytinglerden ve gelen tepkilerden memnun kalan kanal tarafından sezonu 18 bölüme çıkartıldı. Bir süre önce de 2. sezon onayını aldı.
1086992_735x390Not: Dizi aslında biraz daha geç başlayacaktı ancak kadın bir kalp cerrahı üzerine dayalı Heartbeat'in başrolü Melissa George'un hamileliği nedeniyle kanal iki dizinin yerini değiştirdi.

Chicago'daki doktorlar demiştim, dizide Gaffney Chicago Medical Center'ı ve oradaki acil servisi kastediyorum. Hatta ilk bölüm de hastanenin yenilenmiş acil servis departmanının açılışıyla başlıyor. Şehirdeki tren hattında yaşanan kazayla da bu açılış faslı sona eriyor ve dizi, gerçek anlamda hikayesine başlamış oluyor.

Konu olarak esasında detaylı anlatılacak türden bir şey yok. Kısaca bir tıp dizisi olduğunu ve içinde olması gereken temel şeyleri barındırdığını söyleyebiliriz. Hastalar, doktorlar onları tedavi etmeye çalışırken yaşananlar, hastane çalışanlarının kendi hayatlarında ve aralarında neler olup bittiği gibi noktalarla dizi ilerliyor.

Not: İlk bölümde yeni acil servisi açan kişi olarak izlediğimiz belediye başkanı karakterini gerçekten de Chicago'nun 2015'te üst üste ikinci kez seçilen başkanı Rahm Emanuel canlandırmıştır.
Gelelim karakterlere:
S01E07_001
Halstead Kardeşler

* Chicago Med'in izleyeni şaşırtmayan noktalarından birisi dizinin başlamasıyla ekibe yeni birisinin katılıyor olması: Dr. Connor Rhodes. Hatta o da hastaneye doğru giderken bahsi geçen tren kazasına karışıyor ve daha orada hastalara yardım etmeye başlıyor. Dahası hastaneye vardığının dakikasında da Will ile yöntem karmaşası nedeniyle zıtlaşıyorlar. Kendisi zengin bir aileden gelmekte ancak ailesiyle, daha doğrusu babasıyla arası bozuk. Bir dönem Riyad'ta kalmış, yıllar önce annesini kaybetmiş ve bir kız kardeşi var.

* Dr. Will Halstead, acil servisin deneyimli isimlerinden. Connor ile hoş olmayan tanışmaları sonrasında yıldızları tam olarak barışmasa da birbirlerini idare etmeye çalışıyorlar. Hastaları için elinden geleni yapmaya ve sistemin önüne çıkardığı engellere karşı çıkmaya çalışan türden birisi. Ayrıca henüz dile getirmeye cesareti olmasa da Natalie'den hoşlanıyor.

Not: Dick Wolf'un serileşmiş dizilerinin belirgin bir özelliği var ki o da dizilerin çeşitli açılardan iç içe geçmiş olmaları... Sitedeki Law and Order serisi tanıtımı da bunu kanıtlar nitelikte. Chicago P.D. izleyenler hali hazırda muhtemelen biliyorlardır, Will karakteri dizinin ana karakterlerinden Jay Halstead'in erkek kardeşi. Zaten Nick Gehlfuss, karakteriyle Chicago Med başlamadan önce 8 bölüm Chicago P.D.'de, 5 bölüm de Chicago Fire'da yer almıştır.
CHICAGO MED -- "iNO" Episode 102 -- Pictured: (l-r) Torrey DeVitto as Dr. Natalie Manning, Yaya DaCosta as April Sexton -- (Photo by: Elizabeth Sisson/NBC)* Dr. Natalie Manning de acilin çocuk doktoru. Ayrıca neredeyse karnı burnunda hamile. Asker olan kocası Jeff'i birkaç ay önce görev sırasında kaybetmiş, kendini tam topladığı söylenemez. İşinde iyi, hastanedekilerle arası iyi olan tiplerden, Will ile yakın arkadaşlar.

Not: Natalie yerine diziye ilk başta The Walking Dead dizisindeki Andrea rolüyle bilinen Laurie Holden katılmıştı. Hatta öncesinde karakteri Hannah Tramble ile dizinin uyarlama olması bakımından karakterlerin çoğunluğu Chicago Fire'ın 3. sezon 19.  bölüme konuk olduklarında karakterini canlandırmıştı. Ancak dizi başlamadan bir süre önce haberlerde çıktığı kadarıyla ailevi sebepler dolayısıyla diziden ayrıldı. Yerine Torrey DeVitto dizideki karakteri Natalie ile geldi.

* April Sexton: Acil hemşiresi. Zeki, gözüpek, uyumlu ve acilin önemli bir parçası. Tıp eğitimi alan bir erkek kardeşi var ve onunla ilgilenmeyi kendisine görev edinmiş durumda.
Not: Bunu da Chicago Fire izleyenlerden bilen vardır, Yaya DaCosta Chicago Med başlamadan önce karakteriyle 6 bölüm dizide yer almıştır.CHICAGO MED -- "Fallback" Episode 103 -- Pictured: (l-r) S. Epatha Merkerson as Sharon Goodwin, Oliver Platt as Dr. Daniel Charles -- (Photo by: Elizabeth Sisson/NBC)Tıp dizilerinde hastanelerin yönetici kadrosundan isimler de elbet dizinin bir tarafında olurlar.

* Sharon Goodwin karakteri de hastanenin idarecisi olarak karşımıza çıkıyor. O da tabii ki doktorlarını koruyan ve hastanenin çıkarlarına önem veren birisi.. Gerektiğinde radikal adımlar atmaktan ve risk almaktan çekinmeyen birisi.

* Dr. Daniel Charles ise Psikiyatri departmanın başı olarak dizide yer alan bir karakter. Onu da dizide daha çok doktorlara karşılaştıkları zor durumlarda yardım ederken izliyoruz. Kimi zaman doktorların kendisine, kimi zaman da girdikleri karmaşık ve psikolojik durumlarda hastaya, ailesine yardım etmeye çalışırken... Kurnaz ve ne yaptığını bilen biri.

Not: Epatha Merkerson, Dick Wolf dizilerinden 20 sezon süren ve 2010'da biten orijinal Law and Order'da 17 sezonla (391 bölüm) en çok yer alan oyuncudur.
Ethan Choi ve Connor Rhodes

* Hastane doktorlarından bir diğeri olan Dr. Ethan Choi ise üç yıl kadardır hastanede çalışan ve bulaşıcı hastalıklar konusunda uzman olan biri. Zamanında Deniz Kuvvetleri'nde kıdemli yüzbaşı olarak hizmet vermiş.

* Son olarak Sarah Reese karakteri de Connor gibi ekibe acil servisin açıldığı ve tren kazasının yaşandığı gün katılan biri. 4. sınıf öğrencisi ve asistanlığa başlıyor. Onun payına da çömezliği ve bu nedenle zaman zaman afallaması düşmekte. Laboratuvar doktoru (lab doctor) olmayı planlarken kendisini acilde buluveren birisi.

Bunların dışında acil servisteki hemşirelerin başında olan ve Natalie'ye doğumunda yardım eden Maggie, Connor'un arasının bozuk olduğu babası, hastane doktorlarından Connor misali travma vakalarıyla daha çok ilgilenen Dr. Samantha "Sam" Zanetti veya Natalie'nin kayınvalidesi gibi çeşitli önemli karakterleri izleme fırsatımız da oluyor.
Etraf yeterince kalabalık yani.
Üçlü Chicago crossover bölümünden

Dick Wolf dizileri sadece karakterler açısından değil, crossover denilen çektikleri ortak bölümlerle de birleşme özelliğine sahipler. Mesela birkaç hafta önce üç Chicago dizisi Chicago Med ilk sezonunun 5., diğer dizilerin sezonlarının 10. bölümüne denk gelen üçlü bir crossover yaptılar. Üç dizinin bölümleri aynı hafta içerisinde yayınlandı, üç dizideki karakterler nihayetinde üç birimi de ilgilendiren olaylar zinciri sayesinde diğer dizilere konuk oldular.

Not: Başlayacağı kesin olmamakla birlikte Dick Wolf ve NBC şu sıralar ibreyi adalete çevirmiş durumdalar ve Chicago Law için çalışmalara başladılar.

Dick Wolf'un NBC'deki bir diğer dizisinin aynı zamanda Law and Order serisinin son temsilcisi Law and Order: SVU olduğu da dipnot olsun. Hatta Chicago Med henüz ortalıkta yokken geçtiğimiz sezon da iki Chicago dizisi ve bu diziyle üçlü bir crossover yapılmıştı.
150916_2906541_chicago__the_city_of_heroes

Benim diziye başlamaktaki öncelikli nedenim Chicago serisinin yeni dizisine bir bakmaktı. Serideki dizilerin tamamına hakim değilim, o nedenle karşılaştırma yapmayacağım. Zaten yapmadan izlemesi daha mantıklı geliyor. Chicago Fire ve/veya Chicago P.D. izleyenlerin ne çeşitte ve ayarda bir diziyle karşılaşacaklarına dair bir fikirleri vardır muhtemelen. Ben genel anlamda memnunum ve gün geçtikçe daha çok ısınıyorum.

Bu arada Chicago Med'e başlamak için diğer dizilerden herhangi birini izlemek zorunda değilsiniz. Sadece crossover bölümleri konusunda kulağı delik olmakta fayda var o kadar.
Bir tıp dizisi izlemek isteyişim de bir diğer nedenimdi. Diziden bir Grey's Anatomy beklememek lazım tabii ki. Bu da daha çok farklı kulvarlarda oluşlarından kaynaklanıyor, zira Chicago Med 'o derece' pembe diziye yatkın değil. Diğer yandan tabii ki klişelere başvurduğu da oluyor ama kendi açımdan şimdiye kadar rahatsız edici bulmadım. O nedenle tıp diziler içerisinde belki en yukarılarda olmasa da ihtiyaç giderici bir dizi olduğunu söyleyebiliriz.

Oyunculuklar da işte tam yukarıda bahsettiklerime yetecek ayarda. Herkes üstüne düşen konusunda elinden geleni yapmakta. Will, Connor, Daniel ve Sharon dizideki varlığı hoşuma giden karakterlerden oldular.

Nihayetinde Chicago dizilerine ilginiz varsa zaten, onun dışında da herhangi bir tarafından ilginizi çektiyse de tabii ki aynı şekilde denemeniz için diziyi tavsiye edebilirim. İyi seyirler efendim.

Devamını oku ...