28 Şubat 2011 Pazartesi

Oscar'ın Ardından...


Sonunda beklenen gün geldi ve aslında bu sabaha kadar devam eden bir törenle Oscar ödülleri dağıtıldı. Tören nasıldı dersek, bana kalırsa iyi bir tören oldu. Mükemmel miydi tabi ki hayır ancak ama yine de kendi içinde geçti gitti gibi oldu. Genç sunucu işini takdir ettim ben. Hele Anne Hattaway seçimi zaten 10 point lik bir durum yani. Ödüllere gelirsek “beklenilesi” kelimesi de onlar için en uygunu olur. Çoğu ödülün kimler tarafından alınacağı belliydi ve onlar da ödülü kucakladılar. 1 tanesine şaşırdıysam ne olayım! O yüzden Kırmızı Halı töreni daha merak ettiriciydi benim için.

(Not: Sandra Bullock’a ayılıp bayıldım törende, o nasıl bir güzelliktir allasen J Bu arada törendeki kıyafetlerin birçoğu da çok başarılıydı. Penelope Cruz, Scarlet Johansson, Mila Kunis, Natalie Portman falan maşallahları vardı. Bir de canım Helena Bonham Carter’ı en rüküş olarak seçmişler ya duyunca kalbim kırıldı J)

Peki kim aldı bu ödülleri? Kimdi benim tahminler?

En İyi Film: The King's Speech

Tuttu +1 J

En İyi Yönetmen: Tom Hooper (The King's Speech)

David Fincher ve arasında çekişme olacak demişim. Herkes Fincher bekliyordu ama film ve yönetmen aynı oluyor kuralı bozulmadı. Kendime 0,5 veriyorum.

En İyi Erkek Oyuncu: Colin Firth "The King's Speech''

Tuttu +2,5 J

En İyi Kadın Oyuncu: Natalie Portman "Black Swan"

Herhalde tutucaktı. Başkasına vermeleri törenin en büyük rezaleti olurdu. Maazallah güzelim kadın doğururdu oracıkta. +3,5

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christian Bale (The Fighter)

Tuttu. +4,5 J

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Melissa Leo (The Fighter)

O kadar da istedim Helena alsın diye, o kadar ödül verdiler The King Speech’e ama bunu layık göremediler canım kadına. Ama yine de bir nebze dediğim oldu, 0,5 daha verdim kendime J

En İyi Yabancı Film: In a Better World / Susanne Bier / Danimarka

Törenin başında da Biutiful ve Kanada yapımı bir başka filmi ön plana çıkarmıştı NTVdeki Oscar programını yapanlar ama Globe da olduğu gibi oldu ve ben haklı çıktım J +6 J

En İyi Uyarlama Senaryo: The Social Network, Aaron Sorkin

Belliydi işte alacağı, kime sürpriz oldu ki? O değil de İnception konusu hala içimde uktedir. +7 J

En İyi Orijinal Senaryo: The King's Speech: David Seidler

Tuttu. +8 J

En İyi Animasyon: Toy Story 3

The King Speech in alma ihtimaline bile %99 denirdi ama buna denemezdi yani. +9 J

Kendimce yaptığım 10 tahminden 9/10 çıktı. Aslında 110 bile denilebillir. Globe'dan sonra daha ne olsun işte der konuyu da kapatırım ben. Neyse efendim, buradan ilerisi biraz daha detay ya da teknik diyebileceğimiz dallar. Dediğim gibi Inception gecede 4 dalda ödül aldı ama onları da teknik daldan aldı. Hayırlı olsun diyeyim yoksa bu konu uzar malum.

En İyi Görüntü Yönetimi: Inception - Wally Pfister

En İyi Sanat Yönetmeni: Alice in Wonderland - Robert Stromberg, Karen O'Hara

En İyi Animasyon (Kısa Metraj): The Lost Thing

En İyi Müzik: The Social Network, Trent Reznor ve Atticus Ross

En İyi Şarkı: Randy Newman, If I Rise - 127 Hours

En İyi Görsel Efekt: Inception, Paul Franklin, Chris Corbould, Andrew Lockley ve Peter Bebb

En İyi Kurgu: The Social Network Angus Wall ve Kirk Baxter

En İyi Ses Miksajı: Inception, Lora Hirschberg, Gary A. Rizzo ve Ed Novick

En İyi Ses Montajı: Inception, Richard King

En İyi Makyaj: The Wolfman, Rick Baker ve Dave Elsey

En İyi Kostüm: Alice in Wonderland, Colleen Atwood

Laf Oscarlardan açılmışken Oscar'dan 1 gün önce açıklanan Altın Ahududular yani En Kötü Oscar'lar da sahiplerini buldu. Ödüllerde "En kötü film" aksiyon filmi "The Last Airbender" oldu. Ashton Kutcher "Valentine's Day" ve "Killer" filmlerindeki rolleriyle en kötü erkek oyuncu seçilirken, ön kötü kadın oyuncu ödülünü "Sex and the City 2" filminin aktrisleri Sarah Jessica Parker, Kim Cattrall, Kristen Davis ve Cynthia Nixon aldı.

Jessica Alba "Valentine's Day" filmindeki rolüyle en kötü yardımcı kadın oyuncu seçilirken, Jackson Rathbone "The Last Airbender" ve "The Twilight Saga: Eclipse" filmlerindeki performansıyla en kötü yardımcı erkek oyuncu ödülünün sahibi oldu. M. Night Shyamalan'ın "The Last Airbender" filmi en iyi film ödülünün yanı sıra en kötü senaryo ve en kötü yönetmen ödüllerini de aldı.

Devamını oku ...

14 Şubat 2011 Pazartesi

Shameless e2'de Başlıyor!


Normalde beklerim. Benim bir diziye başlamam için dizinin sadece konusunun ve kadrosunun ilgi çekici olması yetmez, o dizinin en az 1 sezonu çıkartması gerekir. Sen diziye başla, reytingi iyi olmasın, 5-6 bölümde yayından kalksın. Olur mu hiç yahu? Yok, dayanılası olmuyor, kuduruyorum ben! Onun için elimden geldiğince dikkatli olmaya çalışıyorum. Ama arada istisnalar olmuyor mu tabi ki oluyor. Bakınız: Shameless!

Dizi İngiltere’de 8 sezondur devam eden aynı adlı diziden uyarlanan kaba tabirle ‘araklanan’ Amerikan versiyonu aslında. Çok da değil hani daha 1 ay önce yani 9 Ocak 2011’de başladı. Toplasan 5 bölüm-cük yayınlandı. 1. sezon ise 12 bölüm sürecek. Kanal ise Showtime… Yani başlama nedenlerimden biri. Adamlarda reytingi çok sallamama durumu var, bünyede stres yaratmıyor yani. Haftası geliyor, bölüm geliyor ve izleniyor J Neyse efendim başlığın da bize anlattığı gibi dizimiz 17 Şubat Perşembe günü e2’de başlıyor. Peki, o zaman başlamışken tanıtımla da devam edelim tam olsun madem.


Konu

Öncelikle diziyi drama görünümlü komedi diye tanımlasak yalan olmaz. Dizi ekonomik durumları çok da parlak olmayan 6 çocuk 1 babadan oluşan ailenin yaşadıklarını anlatıyor. Ailenin başına her bölüm trajikomik hatta direk tam komedilik olaylar geliyor. Aile üyelerimize ilaveten esas oğlanımız ve komşu karakterlerimizin katılımı ile işler daha da karışıyor ve eğlenceli hal alıyor.


Karakterler

1-Frank Gallagher

Ailenin çürük de olsa lideri, demirbaşı olan karakter. En büyük hatta belki de tek hobisi saatlerce içki içmek... Yaptığı tek iş de her ayın son cuması gidip işsizlik maaşını bankadan tahsil etmek olsa gerek. Dikkatsiz, bencil hatta narsist biri olan Frank pek gösteremese de çocuklarını karısı gibi bırakıp gitmeyecek kadar çok seven bir baba. Çocuklarının her biriyle de ilginç ilişkileri, onlarla ilgili ilginç düşünceleri var. Bu da zaman zaman çocukları ile arasında ilginç diyalogların yaşanmasına sebep olabiliyor. Karakteri Emmy ödüllü ünlü oyuncu William H. Macy canlandırıyor.


2-Fiona Gallagher

Gallagher ailesindeki en büyük çocuk, Frank’in de deyimiyle onun en büyük yardımcısı. Ayrıca ona göre annesinin iyi olan bütün özelliklerini almış. Evin annesi kaçtıktan sonra evde anne rolünü üstlenip, aileyi bir arada tutan, idare eden karakter. Aileye Frank’ten pek fayda olmadığı için düşük ücretli birçok işte çalışıyor. Erkeklere de güvendiği pek söylenemez. Dizide Fiona’yi Emmy Rossum canlandırıyor.

3-Lip Gallagher

Asıl adı Philip, ama herkes onu Lip diye çağırıyor. Ailenin ikinci büyük ve en büyük erkek çocuğu. Frank’in de deyimiyle oldukça zeki ve cin gibi bir karakter. Okulda onur listesinde olan biri ve amacı bilim alanında bir gelecek ve kariyer sahibi olmak. Yeri geldi mi kaba kuvvet kullanmaktan da çekinmeyen Lip ailesi için gerektiğinde yapmaktan çekineceği şeyi de olmayan bir karakter. Frank ile çok yakın olduklarını söyleyemesek de özellikle kardeşi Ian ile oldukça yakınlar. Hatta onun durumunu farkettiğinde anlayışla karşılayacak kadar da kardeşini seviyor. Okuldan arkadaşı olan ve fizik dersi verdiği Karen ile de arasında oldukça “yakın” bir ilişki var. Dizide Lip’i Jeremy Allen White canlandırıyor.



4-Ian Gallagher

Ailenin Lip’ten sonra gele üyesi. Frank pek hoşuna gitmediğini belli etmemeye çalışsa da ailenin anneye en çok benzeyen çocuğu olan Ian, babasına göre çalışkan, işine bağlı ve disiplinli birisi. Lip ile arası oldukça iyi. Askeri okulda okuyor ve okul sonrası mahalledeki markette çalışıyor. Onun da evli, çocuklu ve Müslüman patronu Kash ile “yakın” bir ilişkisi var. Dizide Ian’ı Cameron Monaghan canlandırıyor.


5-Debby Gallagher

Ailenin küçük kızı Debby babasına göre tam bir melek hatta Tanrı’dan hediye. Ailede Fiona’dan sonra babasına en çok hatta belki de tek destek çıkan karakter olan Debby aynı zamanda ailenin de en yardımsever kişiliği. Kendi durumlarının aksine yardım kuruluşları için para toplayıp bunun çok cüzi bir kısmını kendisine ayırıyor. Dizide Debbie’yi Emma Kenney canlandırıyor.


6-Carl Gallagher

Frank’in kendisini çok iyi tanımadığını söylediği Carl, ailenin en küçük ikinci ferdi. Oda kafayı hayvanlarla bozmuş desek yalan olmaz. Dışarıdan bulup getirdiği hayvanlarla yaptıkları pek bilinmiyor. Ağabeyleriyle aynı odada kalıyor ve onlara yakınlaşıp arasında olup bitenleri öğrenmeye oldukça hevesli. Dizide onu Ethan Cutkosky canlandırıyor.


7-Liam Gallagher

Ve küçük Liam… Aslında onun için söylenebilecek en belirgin şey renginin diğerlerinden farklı olmasıdır herhalde. Frank onun bir yıldız olacağını düşünüyor. Liam onun alkol problemi için kendisine atanan ilk destekçesinden olma oğlu. Dizide Liam’ı Brenna Kane Johnson ve Blake Alexander Johnson kardeşler canlandırıyor.


8-Steve

Açıkçası henüz bilindik bir soyadı yok, varsa da ben bilmiyorum. Neyse efendim Steve dizimizin esas oğlanı olan karakter. Bir partide dans ederken gördüğü Fiona’dan çok etkilenip ona aşık oluyor. Fiona da ona boş değil hani. Fiona ile tanışıp aileye giren Steve çıkmaya da niyetli değil gibi. Ailedeki bireyleri seviyor ve onlar için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Hatta elinden gelme konusunda ne kadar ileri gidebileceğini de daha başlarda görebiliyoruz. Kendisi hakkında çok da bir şey bildiğimiz söylenemez. Dizide karakteri Justin Chatwin canlandırıyor.

9-Kevin Ball& Veronica Fisher

Aslında Gallagherların komşusu olan ama oldukça yakın oldukları için artık aileden sayılır diyebileceğimiz çift. Birbirlerine olan cinsel arzuları oldukça yüksek olan bir çiftimiz. Birbirlerine ve aileye çok bağlılar ve onlara yardım konusunda ellerinden gelen yapıyorlar.




Değerlendirme

Komedi pek sevmem. Komedi sevilmez mi demeyin bazen pek sevilmiyor işte. İzleyebilmem için kadroydu, yakındakilerin tavsiyesiydi falan filan birçok şey lazım işte. Dizi anlamında HIMYM ve The Bing Bang Theory’den öteye geçemedim zaten. Herkesçe sevilen şeyler anlayacağınız. Mizaç yoksunluğu mu dersiniz duygusuzluk mu bilemem. Ama bu farklı! Toplasanız 5 bölüm yayınlandı ama ben özellikle son 2 bölümdür ağzımı kapatamaz hale geldim. Hatta 5. bölümde bildiğiniz kahkaha attım. Hatta sonu aklıma geldikçe hala gülümsüyorum. İşin özeti hep söylüyorum ama komedi seviyorsunuz, kaliteli iş istiyorsanız kesinlikle izleyin.

Dizide boş denilebilecekbir karakter yok gibi. Her karakterin kendince bir olayı, aksiyonu var. Oyunculuk desen o konuda sanki herkes oldukça profesyonelmişçesine oynuyor. Bu da benim gibi komediyi pek sevmeyen biri için bile diziye ısınmayı kolaylaştıran bir etken. Kendimce ben Lip ve Veronica’ya bayılıyorum. Ian, Fiona ve tabi ki Frank de gayet iyiler. Aslında hepsine ayrı ayrı gülebildiğim için sanırım bu diziyi bu kadar sevdim. Yahu biri Carl’ın hayvanlara yaptığı binbir çeşit eziyetimsi şeylere bile güler mi? Gülüyor işte.

---) Yalnız belirtilmeden geçilmemesi gereken bir detay var. Dizide küfürlü diyaloglar ve cinsellik miktarı bazıları için rahatsız edici olabilir. Bence değil ama işte beğenmeyen çıkar mutlaka. O yüzden size eğer rahatsız oluyorsanız e2’den ama eğer sorun değilse internetten direk ya da indirerek izlemenizi tavsiye ederim. Hatta bence boşverin e2 falan direk internet kullanın. E bu durumda yazıdaki başlık ne alaka derseniz de tanıtım yapacaktım bahaneyi buldum derim J İyi izlemeler+gülmeler o zaman.

Devamını oku ...

2 Şubat 2011 Çarşamba

Oscar Adayları (Değerlendirmeli)


Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerin birinde sevgili Akademi Oscar için adayları açıkladı. Görmüşsünüzdür muhtemelen, niyetim bakın bunlar adaylar demek değil. Efendim ben bu yazıda kendi görüş açıklamamı yapmaya niyetlendim. Üstelik Globe değerlendirmesinde yapmayacağım dememe rağmen yapacağım, çünkü içimde kalmasın yoksa çatlarım herhal J

Öncelikle belirtilmesi gereken detay 'King Speech' 12 dalda adaylıkla en fazla adaylık kazanan film oldu. 27 Şubat'ta düzenlenecek olan 83. Oscar törenini genç yıldızlar James Franco ve Anne Hathaway sunacak. Anne Hathaway detayından zaten şimdiden merakla beklemekteyim bu töreni. Haydi, kolay gelsin başlayalım bakalım.

En İyi Film:



The Social Network
Black Swan
The King Speech
The Fighter
Inception
The Kids are All Right
127 Hours
Toy Story 3
True Grit
Winter's Bone

Şu 10 film olayına hala alışamadım yahu. Globe az geldiydi ya zaten, Oscar tam oturdu diyesi geliyor insanın. Bildiğini üzere Globe’u The Social Network aldı ve Globe için Oscar habercisi tabiri kullanılır. Ancak ben bu sefer buna katılmıyorum ve tarihin tekerrür edeceğini düşünüyorum. Hatırlarsanız geçen sefer Globe Avatar’a gitmişti ama Globe’da 0 çeken The Hurt Locker gecenin yıldızıydı. İşte ben bundan yola çıkarak The King Speech diyorum. Açıkçası film daha akademik tarzda görünen bir film… O almazsa zaten bana göre seçenek yok yine The Social Network alır

(Bu arada gönül Inception der ama Avatar demeyen jüri onu der mi tabi ki demez! Inception teknik dallarda ödül alacakmış gibi geliyor.)


En İyi Yönetmen:

Darren Aronofsky
David O. Russell
Tom Hooper
David Fincher
Coen kardeşler

Dikkatinizi çeken bir şeyler var mı? Gerçekten çok sırıtıyor değil mi Nolan’ın olmayışı? Adama vermelerini zaten beklemiyordum ama bence adaylığının olmaması gerçekten çok saçma olmuş, yazık olmuş. Peki, kim alır? Tam karar verdim desem yalan olur. David Fincher burum farkıyla önde gibi ama Tom Hooper’ı asla yabana atmamak gerekir diyorum.

En İyi Erkek Oyuncu:

Colin Firth in The King Speech
Javier Bardem in "Biutiful"
Jeff Bridges in "True Grit"
Jesse Eisenberg in "The Social Network"
James Franco in "127 Hours"

Fazla söze gerek var mı? Bence yok. Golden Globe’u aldığı gibi Colin Firth heykelciğe sahip olacaktır.

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu:

Christian Bale in "The Fighter"
John Hawkes in "Winter's Bone"
Jeremy Renner in "The Town"
Mark Ruffalo in "The Kids Are All Right"
Geoffrey Rush in "The King's Speech"

Colin Firth’in alacağı nasıl belli gibi bir durumsa Christian Bale’in alacağı da o derece belli gibi bir durum. Fazla söze gerek yok bence.


En İyi Kadın Oyuncu:


Annette Bening in "The Kids Are All Right"
Nicole Kidman in "Rabbit Hole"
Jennifer Lawrence in "Winter's Bone"
Natalie Portman in "Black Swan"
Michelle Williams in "Blue Valentine"

Sanırım en çekişmeli geçecek olan kategori budur. Benim favorim Natalie Portman ama Annette Bening ile aralarında gerçekten baya çekişme olacak gibi. Hatta sürpriz yapmak isteyen Akademi başkalarını seçse ben ona bile şaşırmam!

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu:

Amy Adams in "The Fighter"
Helena Bonham Carter in "The King's Speech"
Melissa Leo in "The Fighter"
Hailee Steinfeld in "True Grit"
Jacki Weaver in "Animal Kingdom"

Bu sene The King’s Speech daha ön planda olacak gibi görünüyor. Biraz da oradan aldığım destekle Helena Bonham Carter demek istiyorum, içimden başka bir şey gelmiyor ne yapayım? Yalnız Globe alan Melisa Leo yine oldukça güçlü bir aday olarak duruyor listede. Korkarım ona verirler.


En İyi Animasyon:

How to Train Your Dragon - Chris Sanders and Dean DeBlois -
The Illusionist - Sylvain Chomet
Toy Story 3 - Lee Unkrich

Hem en iyi film 10 da olan hem de Globe alan Toy Story’den başka birine verilmesi düşünülemez.

En İyi Yabancı Film:

"In A Better World" (Danimarka)
"Biutiful" (Meksika)
"Fire" (Kanada)
"Dogtooth" (Grece ")
"Yasa Dışı" (Cezayir)

Globe alan In a Better World burun farkıyla Biutifuldan daha önde diyelim. Ama belli de olmaz yine de. Javier Bardem’in Biutiful ile en iyi erkek oyuncu adaylığı ile filmin popülaritesi arttı denilebilir. Bakalım Akademi ne diyecek?

En İyi Orijinal Senaryo:

Another Year: Mike Leigh
The Fighter: Scott Silver, Paul Tamasy, Eric Johnson
Inception: Christopher Nolan
The Kids Are All Right: Lisa Cholodenko, Stuart Blumberg
The King's Speech: David Seidler

Bana The King’s Speech gibi gibi gelmekte ya Akademiye ne gibi gelirsae artık. Gönül ister Nolan alsın ama bence belli bir durum var Akademinin gönlünde Nolan yatmıyor!


En İyi Uyarlama Senaryo:

The Social Network” Screenplay by Aaron Sorkin
127 Hours (2010): Danny Boyle, Simon Beaufoy
Toy Story 3 (2010): Michael Arndt, John Lasseter, Andrew Stanton, Lee Unkrich
True Grit (2010): Joel Coen, Ethan Coen
Winter's Bone (2010): Debra Granik, Anne Rosellini

Akademi sürpriz yapmak isterse 127 Hours’a verir ama bence The Social Network baya ön planda bence, ödülü o alacaktır.

Eh Oscar için de bu kadar benden, darısı başka ödül törenlerinin başına artık. Son olarak aşağıda birkaç dal daha var. Bakar bakar kendinize siz beğenirsiniz diye koyuyorum, çünkü ben kendime aday beğenemedim. Haydin görüşürüz
J

En İyi Görüntü Yönetimi:

Black Swan - Matthew Libatique
Inception - Wally Pfister
The King's Speech - Danny Cohen
The Social Network - Jeff Cronenweth
True Grit - Roger Deakins

En İyi Belgesel (Uzun):

Exit through the Gift Shop
Gasland
Inside Job
Restrepo
Waste Land

En İyi Belgesel (Kısa):

Killing in the Name
Poster Girl
Strangers No More
Sun Come Up
The Warriors of Qiugang

En İyi Sanat Yönetimi:

Alice in Wonderland, Robert Stromberg, Karen O'Hara
Harry Potter and the Deathly Hallows Part 1, Stuart Craig, Stephenie McMillan
Inception, Guy Hendrix Dyas, Larry Dias ve Doug Mowat
The King's Speech, Eve Stewart, Judy Farr
True Grit, Jess Gonchor, Nancy Haigh

En İyi Kostüm:

Alice in Wonderland, Colleen Atwood
I Am Love, Antonella Cannarozzi
The King's Speech, Jenny Beavan
The Tempest, Sandy Powell
True Grit, Mary Zophres

Devamını oku ...

20 Ocak 2011 Perşembe

Spartacus: The Gods Of Arena


Spartacus dizisini size tanıtmaya gerek yok sanırım. Reytinglerle ortalığı kasıp kavuran, ilk sezonuyla çok konuşulan, başrol oyuncusun hastalığıyla geleceği çok tartışılan Spartacus: Blood And Sand ‘i. İşte bu muhterem dizimizin -büyük ihtimalle bildiğiniz üzere- spin-off u çekildi. Yani dizinin içinden bir hikaye daha çıkarılarak yeni bir versiyon Spartacus geliyor. Hem de hiç uzak değil dizi 21 Ocak Cuma günü yani bugün Starz kanalında yayınlanacak. Adı da Spartacus: The Gods Of Arena. Büyük ihtimalle de cumartesi günü altyazılı bir şekilde izleyebileceğiz. Peki, her tanıtım yazısına başlarken dediğim gibi nasıl bir dizi bu Spartacus: The Gods of Arena? Geçtiğimiz günlerde Starz kanalı dizinin karakterleriyle ilgili bazı bilgiler yayınladı.

Konu

Öncelikle söylemek iyi olacaktır ki The Gods of the Arena altı bölümlük bir mini dizi olacak. Anlayacağınız asıl versiyon sonbaharda başlayana kadar yapımcılar Spartacus heyecanını dindirmemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu dizi asıl Spartacus’un geçtiği yer olan Ludus'un geçmişini işleyecek yani bir nevi Spartacus’un flashback i diyebiliriz. Seri ayrıca Capua Şampiyonu olan Gannicus isimli gladyatörü konu edinecek.


Oyuncular ve Karakterler


Batiatus :John Hannah tarafından önceki seride de canlandırılan Batiatus, babasının baskıcılığından kurtulan, kendini ispatlamaya çalışan ve gözü çok yükseklerde olan bir karakterdir. Hırsının büyüklüğünü zaten Blood And Sand de görmüştük. Karısı Lucretia ile birlikte amacına ulaşmaya çalışmaktadır.

Lucretia:

Lucretia isimli karakteri de tabi ki Lucy Lawless canlandırıyor. Lucretia yine bildiğimiz kocasını sürekli destekleyen Lucretia, ayrıca hırslı ve güzel. Onun bir Romalı kadın olduğu düşünülüyor ve bir süre sonra çok güçlü olacağına inanılıyor.

Gannicus:

Dustin Clare tarafından canlandırılan karakter, serinin ana karakteri ve gladyatörler için çok güçlü bir örnek. Arena da korkusuz savaşır ve hayatın zevklerinden istediği kadar yararlanmak ister. Gannicus, en yakın arkadaşı Oenomaus ve karısı Melitta arasında şüpheli bir ilişki bulunmakta.

Oenomaus:

Peter Mensah 'ın canlandırdığı karakter yani çoğumuzun bildiği adıyla Doctore gladyatörlerin en başında bulunur, bunun sebebi de efsanevi Theokoles'la yaptığı savaştan tek hayatta kalan kişi olmasından. Fakat o da diğerleri gibi köle ve Batiatus'a itaat ediyor.

Melitta:

Marisa Ramirez'in canlandırdığı karakter, Lucretia'nın kişisel hizmetçisi ve Oenomaus'un da karısı.

Gaia:

Jaime Murray 'in - kiminiz hatırlayacaktır onu Dexter’dan- canlandırdığı karakter, Lucretia'nın en yakın arkadaşı ve Capua'ya arzularıyla ve entrikalarıyla davetsiz gelmiş. Yani Blood And Sand’deki Ilithyia’nın Gods of Arena versiyonu desek doğru olur sanırım. Amacı kendine bir koca bulmak ve bunun için seksüel maceraların peşinden gitmekten çekinmiyor..

Titus: Jeffrey Thomas tarafından canlandırılan karakter, Batiatus'un babası. Hasta ve yaşlı olmasına rağmen, emirler yağdırmaya ve Batiatus'un yaptıklarına karşı çıkmaya devam eden bir karakter. Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olan Titus, oğlunun yaptıklarına karşı çıkan gladyatörleriyle gurur duyuyor. Fakat tahmin edersiniz ki Batiatus ve karısı Lucretia onun kuyusunu kazmaya hazırlar.

Tullius:

Stephen Lovatt'ın canlandırdığı karakter, Batiatus'un olmak istediği kişi. Tullius, Capua'nın soylu sınıfının en başında ye alır ve kimsenin hırsından, gücünden korkmadan ayakta kalmaya devam etmektedir.


Crixus:

Manu Bennett 'in canlandırdığı ve hepimizin çok iyi bildiği karakter, bu sefer Batiatus'un gladyatörleri arasına yeni katılmış olarak karşımıza çıkacak. Başarısını göstermek ve hemen yükselmek için korkusuzca savaşır, bunun içinde her şeye en baştan başlar.

Ashur:Nick E. Tarabay tarafından canlandırılan karakter, birliğe yeni katılmıştır. Kendini hemen kanıtlar fakat yerini korumak o kadar da kolay değildir. Orijinal seriden Ashur’un başına neler geldiği ile ilgili biraz fikir sahibiyiz şimdi bunları flashback olarak yaşama zamanı J

Solonius:Craig Walsh- Wrightson'ın canlandırdığı karakteri yine Batiatus'un rakibi olarak göreceğiz.

Barca:Antonio Te Moiha tarafından canlandırıla Barca, Batiatus'un en güçlü gladyatörlerindendir. Sadık olmasından, güçlülüğünden ve başarısından dolayı Batiatus tarafından ödüllendirilir. Diğerlerine göre, Barca derin hisleri olan birisidir.

Vettius:

Gareth Williams'ın canlandırdığı karakter, Tullius'un soylu sınıfındaki gücünden yararlanan ve yükselen genç bir delikanlıdır. Bu sayede, Batiatus'un gladyatörleri dışında, diğer gladyatörlerle en iyi pozisyonlarda savaşma gücünü elde eder. Onun bu ilişkisi, onu Batiatus'un en önemli hırslarından biri yapar.

Naevia:Lesley Ann Brandt 'ın canlandırdığı karakter, Crixus'un tutkulu sevgilisi, aynı zamanda kadın kölelerin arasında yer almaktadır.

Bu arada Andy Whitfield de dizinin kadrosunda görünüyor. Sanırım son bölüm onun gelişi ile bitecek ama tam olarak kesin bir şey söylememek gerektiğini de belirtmekte fayda var.

PS: Eski Sartacus'e yeni Spartacus geldiğini söylemeden geçmeyelim. Evet, yapılan açıklamaya göre yeni Spartacus Lyam McIntyre oldu. Bu sayede dizi 2011 sonbaharında bizlerle olacak.

Şimdi de diziye ait birkaç tane tanıtım videosu... Dizi hakkında fikir sahibi olmayı kolaylaştıracaktır. Görünürde eski Spartacus tarzında ama yine de izleyip değerlendirmek gerekiyor. Umarım beğenilen bir seri olur- şimdiden iyi seyirler :)





Devamını oku ...

18 Ocak 2011 Salı

Golden Globe Sonrası

Sonunda Golden Globe törenini de atlattık, tören birçok açıdan güzel bir törendi. Kırmızı Halı, yıldızlar, sunucu adamın esprileri, ödüller… Verimli oldu hatta birkaç bir şey öğretti bana desem doğru olur sanırım. Gelelim alan yıldızlara ve değerlendirmeye.

Drama Dalındaki En iyi Televizyon Dizisi:
"Boardwalk Empire" (2009)
"Dexter" (2006)
"The Good Wife" (2009)
"Mad Men" (2007)
"The Walking Dead" (2010)

Ne demiştim: “Her sene olan şu Mad Men olayından bıktım! Emmy yi almasına da ne kadar sinir olduğumu bilen bilir zaten. Boardwalk Empire da izlemiyorum o yüzden ikisini pas geçiyorum.” Demek ki neymiş pas geçmemek gerekiyormuş. Asma bu kategorinin sonuycuna bayıldım, zira Mad Men tuş oldu sonunda.

Mini Dizi adayları:

"Carlos" (2010)
"The Pacific" (2010)
"The Pillars of the Earth" (2010)Temple Grandin (2010) (TV)
You Don't Know Jack (2010) (TV)

The Pacific alamadı sevindim, Temple Grandin alamadı üzüldüm- Carlos hakkında da fikrim yoktu olmalıymış demek ki öğrendim bunu da. Tebrikler kendisine.

Drama Dalında En iyi Erkek Oyuncu:

Steve Buscemi -- “Boardwalk Empire”

Bryan Cranston -- “Breaking Bad”

Michael C. Hall -- “Dexter”

Jon Hamm -- “Mad Men”

Hugh Laurie -- “House”

Favoriydi, adam oldukça rahattı, çıktı ödülünü aldı ve teşekkürünü etti. Fazla söze gerek yok aslında ama yine de Hugh Larie’nin o asık suratının halini görmekten fenalık geldi bana yine. Biri acısın artık şu adama.

Drama Dalında En iyi Kadın Oyuncu:

Julianna Margulies -- The Good Wife

Elisabeth Moss -- Mad Men

Piper Perabo -- Covert Affairs

Katey Sagal -- Sons of Anarchy

Kyra Sedgwick -- The Closer

Bu Golden Globe’da izlemediğim dizilerin gazabına uğradım resmen. Önce Boardwalk sonra da Sons of Anarchy. Kyra isteği takıntılı istekti Emmy’yi almasıyla yetinicem artık, kendisine hayırlı olsun ne deyim Mrs. Segal’e.

Komedi Dalında En İyi Erkek Oyuncu:

Alec Baldwin -- 30 Rock

Steve Carell -- The Office

Thomas Jane -- Hung

Matthew Morrison -- Glee

Jim Parsons -- The Big Bang Theory

BİNGO! Fazla söze gerek yok yine. Almalıydı ve aldı. Hatta ödülü Penny karakterinin elinden aldı pek bir şükela oldu J

Komedi Dalında En İyi Kadın Oyuncu

Toni Collette -- The United States of Tara

Edie Falco -- Nurse Jackie

Tina Fey -- 30 Rock

Laura Linney -- The Big C

Lea Michele -- Glee

“The United States of Tara ve The Big C izlemiyorum haklarını yemeyeyim, onları pas geçiyorum.” --- Bakınız ummadık taş baş yarar number 3 Hayırlı olsun efendim.

Müzikal ya da Komedi dalındaki en iyi Televizyon Dizisi:

"The Big Bang Theory" (2007)

"The Big C" (2010)

"Glee" (2009)

"Modern Family" (2009)

"Nurse Jackie" (2009)
"30 Rock" (2006)

“Aslında iddialı birçok dizi var, buna rağmen kalbimden geçen ve hak ettiğini düşündüğüm dizi Glee. Umarım o alır.” BİNGO! J

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

Scott Caan -- Hawaii Five-0

Chris Colfer -- Glee

Chris Noth -- The Good Wife

Eric Stonestreet -- Modern Family

David Strathairn -- Temple Grandin

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

Sofia Vergara -- Modern Family

Julia Stiles -- Dexter

Kelly MacDonald -- Boardwalk Empire

Jane Lynch -- Glee

Hope Davis -- The Special Relationship

DOUBLE BİNGO!! Julia Stiles’e yazık oldu mu oldu ama içime de su serpildi en azından o bir gerçek. Hele Chris’in adını duyunca ben de onun kadar sevindim gecenin bir körü herhalde. Glee Forever, darısı Lea’nin başına inşallah!!

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

The King of the Golden Globe desem kendisi için gayet uyar.

Dizi kategorisi bittiğine göre gelelim film kategorisine. Dizi kategorileri sonuçsal olarak hoştu ama bu film kategorisinin sonuçlarına sinir oldum, aşağıyı okuyun ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

En iyi Film adayları: Drama

Black Swan (2010)
The Fighter (2010)
Inception (2010)
The King's Speech (2010)
The Social Network (2010)

Kalbim paramparça oldu resmen, yazık oldu canım Inception’a. Eleştirmenler haklı çıktı ve Social sildi süpürdü resmen. Oscar’ı hayal etmek istemiyorum.

En iyi Film adayları: Müzikal ya da Komedi
Alice in Wonderland (2010)
Burlesque (2010/I)
The Kids Are All Right (2010)
Red (2010/I)
The Tourist (2010)

“The Kids All Right ı bilmiyorum açıkçası, günahını almayım filmin.” – Number 4, atıciim kendimi aşağıya! Hayırlı olsun efenim.

Drama dalındaki en iyi aktör adayları:

Jesse Eisenberg -- The Social Network (2010)
Colin Firth -- The King's Speech (2010)
James Franco -- 127 Hours (2010)
Ryan Gosling -- Blue Valentine (2010)

Mark Wahlberg -- The Fighter (2010)

“Ben Jesse Eisenberg diyorum. Umarım o alır. Tabi başta Colin Firth sonra Mark’tan fırsat bulabilirse J” Bulamadı efendim, adama yol vermediler. O kadar dalda veriverdiler o ödülleri ama cık Jesse olmadı. Colin amcama da hayırlı olsun.


Drama dalındaki en iyi aktris adayları:

Halle Berry -- Frankie and Alice (2010)
Nicole Kidman -- Rabbit Hole (2010)
Jennifer Lawrence -- Winter's Bone (2010)
Natalie Portman -- Black Swan (2010)
Michelle Williams -- Blue Valentine (2010)

BİNGO! Böyleleri de olmasa ne yaparız bilmiyorum. Kadın kuğu gibi geldi aldı teşekkürlerini edip gitti. Beklendikti, kimse şaşırmadı falan. Güzel oldu güzel.

Müzikal ya da Komedi dalındaki en iyi aktör adayları:

Johnny Depp -- The Tourist (2010)
Johnny Depp -- Alice in Wonderland (2010)
Paul Giamatti -- Barney's Version (2010)
Jake Gyllenhaal -- Love and Other Drugs (2010)
Kevin Spacey -- Casino Jack (2010)

“Canım şahsiyet Deep Bey 1 değil 2 dalda aday olmuş. Eh, benim de içimden gelen şahsiyet de kendisi amatutup ya Kevin’e olmadı Jake’e veriverirler. “ Sırf bu kategori yüzünden Oscar yazısı yazıp yazmamayı düşünmeye aldım!! Bir insan bu kadar mı bahtsız olur bilemedim. Number 5!

Müzikal ya da Komedi dalındaki en iyi aktris adayları:

Annette Bening -- The Kids Are All Right (2010)
Anne Hathaway -- Love and Other Drugs (2010)
Angelina Jolie -- The Tourist (2010)
Julianne Moore -- The Kids Are All Right (2010)
Emma Stone -- Easy A (2010)

Hadi bu sefer favoriye vermedin, hadi canların Angelina’yı ve Anne’i de yok saydın bari Julianne’e veriveriydin be Globe jürisi! Bu dizilerle filmleri seçen adam aynı adam mı merak etmeye başladım. Ona da hayırlı olsun bakalım. Unutmadan 6 olduk!

En iyi yardımcı aktör adayları:

Christian Bale -- The Fighter (2010)
Michael Douglas -- Wall Street: Money Never Sleeps (2010)
Andrew Garfield -- The Social Network (2010)
Jeremy Renner -- The Town (2010)
Geoffrey Rush -- The King's Speech (2010)

“Allah razı olsun şu kategoriden. “ Ne güzel demişim değil mi? Belliydi, geldi attı gitti adam zaten, darısı öteki törenlere .

En iyi yardımcı aktris adayları:

Amy Adams -- The Fighter (2010)
Helena Bonham Carter -- The King's Speech (2010)
Mila Kunis -- Black Swan (2010)
Melissa Leo -- The Fighter (2010)
Jacki Weaver -- Animal Kingdom (2010)

Helena’yı orada görmek bile çok hoşuma gitti benim onunla idare edeceğim. Demiştim vermeyecekler diye vermediler. Melisa aldı ödülü, demek ki jüri daha çok beğenmiş, saygılar!

En iyi Yönetmen adayları:

Darren Aronofsky -- Black Swan (2010)
David Fincher -- The Social Network (2010)
Tom Hooper -- The King's Speech (2010)
Christopher Nolan -- Inception (2010)
David O. Russell -- The Fighter (2010)

“David Fincher’ın varlığı beni ilgilendirmiyor baştan söyleyeyim, çünkü her türlü Christopher Nolan diyorum. “ Adamın varlığı beni bağlamıyor ama jüriyi bağlamış, yazık oldu kuzum Nolan’a L

En iyi Senaryo adayları:

127 Hours (2010): Danny Boyle, Simon Beaufoy
Inception (2010): Christopher Nolan
The Kids Are All Right (2010): Stuart Blumberg, Lisa Cholodenko
The King's Speech (2010): David Seidler
The Social Network (2010): Aaron Sorkin

Inception konusuna dalmayayım hayırlı olsun adama deyip geçiyorum yine. Fazla söze gerek yok.


En iyi Animasyon dalındaki adaylar:

Despicable Me (2010)
How to Train Your Dragon (2010)
The Illusionist (2010)
Tangled (2010)
Toy Story 3 (2010)

Tabi ki de Toy Story 3 tü tabi ki de o aldı. Başkasının alması düşünülemezdi. Alamadı da . Oscar’ı hayırlı olsun.



Yabancı dilde en iyi film adayları:

Biutiful (2010)
I Am Love (2009)
The Concert (2009)
The Edge (2010)
In a Better World (2010)

Alakam yok bu kategoriyle tescillendi. Danimarka yapımı film ödülünü aldı götürdü.

Evet şimdi tören bitti de ne oldu ne öğrendim ben?

1) Boardwalk Empire izlemeliyim bir ara.

2) Film izleme konusu üzerine biraz daha eğilmeliyim bir ara.

3) Şu PAS geçme konusunun üzerine de eğilmeliyim bir ara.

Der dururlar “Oscar Habercisi” diye ama bakalım gerçekten öyle mi? Onu da göreceğiz. Geçen sene Gloıbe’dan eli boş dönen Hurt Locker’ın becerisi biliniyor. Aynı şey Social Network’ün de başına gelir mi acaba? Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Devamını oku ...