2 Eylül 2014 Salı

FOX'un Yeni Sezon Dizileri

Amerikan ulusal kanallarının yeni sezon dizileri yazılarında sıra geldi dördüncü kanal FOX’a.
Geçtiğimiz sezon 12 tane yeni diziye onay veren kanal, aynı zamanda en acayip yayın sistemiyle de sezonu tamamladı. Bu 12 diziden birisi, yani  24: Live Another Day tek sezon planlanan bir diziydi. Çizgi dizi Murder Police onay alsa da yayınlanmaya başlayamadan kanalın çekilen bölümlerden memnun olmaması üzerine iptal oldu. Aynı şekilde, Us&Them adlı komedide de çekilen bölümlerden memnun kalınmadığı için önce sezonundaki bölüm sayısı azaltıldı, sonra da iptal oldu.

Dokuz tam dizinin sezon içinde yedi tanesini yayınladı ve bunların iki tanesi (Sleepy Hollow,Brooklyn Nine-Nine) onay alırken kalanları iptal oldu. Gang Related dizisi yaza kalırken ve hali hazırda yayınlanırken, Wayward Pines’ı gelecek sezona kaydırdı ve bu sezon içinde yayınlanacak.

Bu sezon ise altısı drama, dördü komedi 10 tane diziye onay vermiş durumda. Bunların dört tanesini sonbahar döneminde, kalanları da sezon ortasında yayınlayacakmış.

Not: Yazı önce sonbahar dönemi dizileri, sonra sezon ortası dizileri şeklinde ilerleyecek. Bunu yaparken de önce dramalara, sonra komedilere girmeyi planladım. Dayanamayıp konulardan sonra kişisel yorum eklediğim de doğrudur ve yazıda tabii ki kendi içinde alfabetik bir sıra kullandım.


1) Gotham

Dönem: Sonbahar.

Başlangıç: 22 Eylül Pazartesi, 20:00’de

NBC’de Constantine, The CW’da The Flash ve iZombie’den sonra FOX da bünyesine bu sezon bir DC Comics dizisi katmış durumda. Diziyi HBO için Rome, CBS için hali hazırda The Mentalist’i yazan Bruno Heller yazıyor.

Konu: Batman’den önce, Gotham vardı. Komiser Gordon’dan önce de çaylak bir Gordon. Bruce Wayne, Alfred, Kedi Kadın, Joker, Penguen, Bilmececi, Zehirli Sarmaşık ve İki-Yüz… Hepsinin onları tanımadan öncesine ait bilmediğimiz hayatları dizide anlatılacak.

James Gordon (Ben McKenzie) Gotham’ı çocukluğunda hatırladığı o saf ve güzel haline geri döndürmek isteyen, yeni dedektif olmuş bir polistir. Nişanlısı Barbara (Erin Richards) ile güzel de bir hayatı vardır. Yeni pozisyonunda efsane bir polis olarak görülen Harvey Bullock (Donal Logue) ile ortak olur. İlk işleri ise milyarder çift Thomas ve Martha Wayne’in öldürülmesi olur. İşte burada sahneye Gordon’un katili bulacaklarına dair söz verdiği 12 yaşındaki Bruce Wayne (David Mazouz) girer. Onunla birlikte sadık uşak Alfred (Sean Pertwee) de…

Başta Wayne cinayetleri olmak üzere şehirdeki yozlaşmanın içine giren Gordon ve ortağıyla birlikte Batman dünyasının tanıdık yüzlerini ve yaşantılarını keşfetmeye başlayacağız.

Kişisel Yorum: Batman’i ve onun dünyasının içindekileri oldukça seven biri olarak kesinlikle izleyeceğim. Zaten sezonun en merak edilen dizilerinden biri olmanın yanında, FOX’un da en ilgi çeken dizisi Gotham. Bunu da hikâye bazında batırırlarsa bir zahmet dükkânı kapatıp gitsinler. Bence siz de en azından yayınlanmış fragmanlardan bir ikisine olsun bakın. Gerçi bence ilk bölüme olsun bir bakın. Bir zararı olmaz. (Editörün notu: İzninizle bir kişisel not da benden, başroldeki Ben McKenzie, MedCezir’deki Yaman’ın The O.C.’deki muadili Ryan’ı, sonra daSouthland’in tuzu kuru polisi Ben Sherman’ı canlandırmış, iki rolü de bence unutulmaz kılmıştı. Burada da kendini izleteceğinden kuşkum yok.)


Batman’den önce, Gotham vardı.


2) Gracepoint

Dönem: Sonbahar.

Başlangıç: 2 Ekim Perşembe, Bones’un arkasından.

Bir suç dizisi olacak. Sezonu sekiz bölüm süren İngiliz dizisi Broadchurch’ün 10 bölümlük bir sezon eşliğinde Amerika’ya uyarlaması. İngiliz dizisinin yaratıcısı Chris Chibnall diziyi Amerika’ya uyarlıyor.

Konu: Sakin bir sahil kasabası olan Gracepoint’teki hayatlar kumsalda küçük bir çocuğun, yani Danny Solano’nun (Nikolas Filipovic) cesedinin bulunması ile değişir. Ailesi haliyle perişan olur, medya davaya atlar ve kasabadaki herkes artık birer şüphelidir. Birçok başka kişi de başka şekillerde durumdan etkilenir.

Dedektif Emmett Carver (David Tennant) ise atanarak yeni geldiği bu yerde ilk davası olarak karşısında Danny’nin cinayetini bulmuştur. Yanında ortak olaraksa beklediği ama alamadığı terfinin tam üstünde oturan adamla çalışmak durumunda kalmış Dedektif Ellie Miller (Anna Gunn) vardır. Ellie aynı zamanda Danny’yi ve ailesini iyi tanıyan bir polis ve oğlu Tom, kurbanın en yakın arkadaşı.

Polis birimleri başlarlar araştırmaya. Zaman geçtikte ve küçük Danny’nin hayatının derinliklerine inildikçe işler daha da karışır. Dedektif Carver ise vakayı takıntısı haline getirmeye başlar.

Kişisel Yorum: Ben orijinal ve uyarlaması ikilisinden daima birini seyreden ve hakkınıBroadchurch’te kullanan birisi olarak default olarak pas geçeceğim. İngiliz yapımı Broadchurchbence gayet güzel bir dizi ve bayağı ödül de topladı. Onu izlemediyseniz ve konu ilginizi çekiyorsa ikisinden birini deneyebilirsiniz. ‘Ama’ eğer “Ben özellikle David Tennant istiyorum,” diyorsanız bu adam aynı karakteri İngiliz dizisinde de oynuyor, haberiniz olsun. (Editörün notu: YalnızBroadchurch’deki koyu aksanı anlamak için akla karayı seçiyorsunuz. Ondan sonra, buradaki Amerikan aksanı sanki Türkçe gibi geliyor insana.)

Not: Danimarka yapımı Forbrydelsen’in ABD uyarlaması The Killing’in de yaptığı gibi vakada katili değiştirme yoluna gideceklermiş.

Not 2: Gracepoint için ‘event series’ adında bir kalıp kullanılıyor. Yani Amerikan versiyon The Killing’in aksine, uyarlama cinayet ikinci bir sezona sarkmadan hikayesi sezon sonunda, tıpkıBroadchurch’te olduğu gibi bitirilecek. Eğer kanal reyting ve gelen tepkilerden memnun kalırsa yeni sezon onayını verip devamını isteyebilir. Broadchurch ITV’den yeni sezon onayını aldı.



3) Red Band Society

Dönem: Sonbahar.

Başlangıç: 17 Eylül Çarşamba, Hell’s Kitchen’ın arkasından.

Dizinin başrolünde Oscar ödüllü oyuncu Octavia Spencer var ve gençlik dramedisi türünde olacak. Kendisi İspanyol dizisi Polseres Vermelles’ten uyarlama.

Konu: Bir hastanenin pediatri koğuşunda kalan altı tane genç çocuğun hayatları hastanede geçiyor. Hastane onlar için sanki liseyi okudukları, yaz kampına gittikleri, kendilerine arkadaş bulup aşık bile oldukları bir yer haline gelmiş. Bir taraftan da işin sonu belli olmayan tedavi süreçleri var. İşte dizide de bu gençlerin hastanede yaşadıkları, başlarına gelen iyi kötü olaylar anlatılacak. Hemşire Jackson (Spencer) ise koğuşun başında olan ve gençlerle ilgilenip elinden ne geliyorsa yapmaya çalışan birisi.

Hastane Los Angeles’ta adı Ocean Park Hastanesi olan bir kurum.

Kişisel Yorum: Biraz şaşırtıcı olmakla birlikte, sanırım Octavia Spencer’ın da etkisiyle bu diziyle ilgili dış basın yorumları, hatta bazı iç basın yorumları gayet eğlenceli ve iyi bir iş çıkardıkları, çıkaracakları yönünde. Kendi adıma tema olarak biraz daha büyük hastaların merkezde olması durumunu tercih ederdim ama bunlar böyle uygun görmüşler. İyi bir başlangıç reytingiyle ilk bölüme göz atılabilir bence.



4) Mulaney

Dönem: Sonbahar.

Başlangıç: 5 Ekim Pazar, Family Guy’ın arkasından.

İlk sezonu 16 bölüm sürecek bir komedi. Dizinin yaratıcısı, senaristi ve başrolü diziye ismini veren kişi: John Mulaney. Mulaney’i daha önce NBC pas geçmişti, ama FOX kabul etti.

Konu: Şov 29 yaşındaki New York’lu komedyen John (John Mulaney) üzerine kurulu. John, ev arkadaşları özel antrenör Jane (Nasim Pedrad) ve kendisi gibi komedyen olan Motif (Seaton Smith) ile yaşamaktadır. Bir yandan komşusu Oscar (Elliott Gould) tarafından sık sık tavsiyelere boğulurken, diğer taraftan arkadaşı Andre (Zack Pearlman) tarafından kızdırılmakta. İşte beyimizin hayatı ünlü bir komedyen ve yarışma sunucusu Lou Cannon (Martin Short) tarafından yazar olarak işe alınınca epey bir değişiveriyor.

Kişisel Yorum: NBC için demirbaş niyetine iş gören Saturday Night Live’ın içinde skeç yazan ya da oyuncu olup da kendisini tanıtmayı beceren komedyenler, günün birinde oradan çıkıp kendi şovlarını veya programlarını deniyorlar; artık Amerika’da adet oldu. Geçtiğimiz sezon Andy Samberg’ün Brooklyn Nine-Nine ile olan çıkışı ve Altın Küre alması malumunuz. Bu sezon da John Mulaney perde diyor.

Profil olarak iyi gibi dursa da B99 aksine bu sefer kahkaha efektli bir şey çıkacak ve o fragmanı benim ilgimi çekmedi. Family Guy FOX’un en yüksek reytingli dizisi olduğu için reyting desteğinin güzel olacağını düşünüyorum.



5) Backstrom

Dönem: Sezon ortası.

Ünlü kriminolog ve yazar Leif Persson‘ın aynı isimli kitap serisinden uyarlama bir dizi. DiziyiBones’un arkasındaki kişilik Hart Hanson hazırlıyor. Suç draması olacak.

Konu: Aşırı kilolu, sinirli ve kendisine zararlı bir tip olan Dedektif Everett Backstrom (Rainn Wilson), bir grup kendisi gibi bir acayip kriminolog ile Portland’taki çeşitli önemli davalara bakmaktadır. Bir yandan ekip, bir yandan davalar, bir yandan da Dedektif Backstrom’un hayatı üzerine kurulu olacak polisiye bir dizi.

Kişisel Yorum: Kendine zararlı olan adamların bana da zararı oluyor, oldum olası pek hoşlanmam. O nedenle de çoğunluğun aşık olduğu bir dizi olsa bile bakmayı düşünmüyorum. Hoş ben kimsenin aşık olacağını da düşünmüyorum, ama o ayrı. Zaten FOX’ta geçen sezon bu kendine zarar adam konusunun avukat versiyonu olan Rake vardı ve rahmetli, kanalın tarihinin en düşük reytingli dizisi olarak iptal oldu. Bunu görünce aklıma o geldi bir an.



6) Empire

Dönem: Sezon ortası.

Dizinin yaratıcısı Precious senaristliği ile Oscar adaylığı kazanan Lee Daniels, yanında da Game Change senaristliği ile ödüle boğulan Daniel Strong var. 

Konu: Lucious Lyon (Terrence Howard) oldukça yetenekli bir sanatçıdır, Empire Entertainment’ı yönetmektedir ve eski sokak eşkıyası bu adam, yıllar içinde çok badireler atlatsa da hip-hopun kralıdır. İşte, bu hayatı günün birinde kendisini üç yıl içinde yiyip bitirecek ve işlevsiz hale getirecek bir hastalığı olduğunu öğrendiğinde değişir. Lucious da yıllarca uğraştığı imparatorluğu için çok geç olmadan bir varis seçmesi gerektiğine karar verir. Üç tane oğlu olan bu adam üstelik bunu ailesini parçalamadan da yapmalıdır.

Lucious’un en sevdiği ve en küçük oğlu Hakeem (Bryshere Gray) yetenekli bir müzisyen, bir playboy ve ünü çalışmaktan daha çok seviyor. Jamal (Jussie Smollett) hassas ruhlu, müzikal yeteneği olan ama kendisini spotlardan uzak tutmak isteyen birisi; dahası eşcinsel olması babasının zerre hoşuna gitmiyor. En büyük oğlan Andre (Trai Byers) ise şirkette babasının yardımcısı, başarılı bir iş adamı ama Lucious’a göre şirketi yönetecek karizma eksikliği var. Andre’nin arkasında onun manipülatif annesi, Luvcious’un eski karısı Rhonda (Kaitlin Doubleday) da var.

Kişisel Yorum: ABC’nin komedi dizisi Black-ish misali ‘siyahi’ yoğunluk benim için fazla olduğu için tereddüt etmeksizin pas geçeceğim ama elbet müşterisi çıkacaktır. Fena bir dizi de olmayabilir üstelik. Dizide güncel veya üretim bir şekilde hip-hop müziği de kullanacak olmaları güzel bir şey mesela.



7) Wayward Pines

Dönem: Sezon ortası.

Yapım Blake Crouch’ın Pines adlı kitabından uyarlama. Sezonu 10 bölüm sürecek ve dizinin yapımcılığı ile pilot bölümün yönetmenliği ünlü yönetmen M. Night Shyamalan’da. Dizinin yapısı ‘event series’ şeklinde olacak, yani sonuçsuz kalmayan bir ilk sezon ama reytingler güzel gelirse devam edebiliriz, usulünde.

Konu: Gizli servis ajanı Ethan Burke görev icabı Idaho’daki Wayward Pines’a gelir: Görev, bir ay önce buraya gelip de bir daha haber alınamayan, birisi eski sevgilisi olmak üzere iki ajanı bulmak. Ama gelir gelmez şiddetli bir kaza geçirir ve ilginç şekilde hastaneye getirildiğinde kimlik, telefon veya başka hiçbir şeyi yoktur. Uyandığında hastanedekiler başta olmak üzere, herkes arkadaş canlısı görünse de bir terslik hisseder. Ethan da fazla önemsemeden başlar araştırmasına.

İşte ondan sonra gariplikler daha da artıp cevaptan çok soruyla karşılaşır. Oğlu ve karışı dahil dış dünyadan kimse onu arayıp sormamaktadır, o da kimseye ulaşamamaktadır. Kimse söylediği kişi olduğuna inanmamaktadır. Kasabanın çevresi elektrikli çitlerle çevrilidir. Ethan da araştırması devam ettikçe kasabadan belki de hiç çıkamayacağını düşünmeye başlar.

Kişisel Yorum: FOX’un bu sezon “Ya ben bunu meraktan kesin denerim ama muhtemelen de iyi bir şey çıkmaz herhalde,” dizisi bu oluyor. Aklıma The Following veya Under the Dome’u getirdi bu haliyle. M. Night Shyamalan zaten başlı başına bir soru işareti, dahası Chad Hodge’un hazırladığı son dizi The Playboy Club (NBC) üç bölümde iptali gördü. Hayrolsun sayın seyirciler.



8) Bordertown

Dönem: Sezon ortası.

FOX’taki American Dad dizisi geçen sezonun sonunda TBS’e transfer olan Seth McFarlane, yanına Family Guy’da yazarlık yapan Mark Hentemann’i de alarak FOX için bir tane daha çizgi dizi hazırladı. İlk sezon 13 bölüm sürecek.

Fragman: Henüz yok.

Konu: Amerika-Meksika sınırında, Texas’ta bulunan bir çöl kasabasında yaşayan iki ailenin yaşadıkları üzerine ve merkezde iki ana karakter Bud Buckwald ve Ernesto Gonzalez var. Bud, karısı Janice ve üç çocuğuyla yaşayan bir sınır görevlisi, Ernesto ise hırslı bir göçmen ve aile adamı. Taşınalı 10 yıl olmuş ve ailesiyle Amerika’da olmaktan mutlu birisi, dahası Ernesto ile de komşular.

Kişisel Yorum: Böyle diziler maalesef hiç benlik değil. Dahası çizgi dizi işine girecek olsam girişi bundan yapmam. Ama Seth MacFarlane’e ben çok bayılırım diyeniniz varsa kendisine iyi beklemeler.


9) Last Man on Earth

Dönem: Sezon ortası.

Kıyamet sonrası bir bilim-kurgu komedisi. Kahkaha efektsiz. Yaratıcısı, yapımcısı ve başrolü komedyenlik yapan Will Forte.

Konu: Yıllardan 2022. İnsanlığın başına yine bir çeşit kıyamet gelmiş ve Will Forte’nin canlandırdığı karakter bildiği kadarıyla Dünya’daki son insan olarak kalmış. O da ailesi ve iş arkadaşları başta olmak üzere tükenmiş görünen dünyada Amerika üzerinde başkası var mı diye insanlardan işaret aramakla zamanını geçiriyor.

Kişisel Yorum: Ya bende ya da bu seneki komedilerde bir sorun var, o kısmını bilmiyorum ama benim buna da niyetim yok. Ayrıca yeter bu kıyamet sonrası dizilerden, komedisi veya dramasıyla popüler olduğu ‘saf’ noktadan uzaklaşalı bayağı oldu. Ayrıca bu konuyu ne kadar geliştirebilirler insan merak da ediyor. Hepsini geç, fragmanı kalsın dedirttirdi.



10) Weird Loners

Dönem: Sezon ortası.

Dokuz sezonluk The King of Queens’in yazar ve yapımcılığını yapan, ABC’nin geçen sezon başlattığı The Goldbergs’in de içinde olan Michael J. Weithorn’un arkasında olduğu kahkaha efektsiz komedi. İlk sezonu altı bölüm sürecek.

Fragman: Henüz yok.

Konu: İlişki yürütmeyi beceremeyen dört kişi. Bunların ilki, yani karizmatik, yakışıklı ve hazır cevap Stosh (Zachary Knighton) Wall Street’te çalışırken patronunun nişanlısına ilgi gösterince kovuluyor ve şirketin sağladığı daireyi kaybediyor. Bunun üstüne de kuzeni Eric’in yanına taşıyor, ki kendisi bahsi geçen ikinci kişi ve henüz biraz çocuk kalmış bir vergi tahsildarı.

Eric (Nate Torrence) bir gün serbest ruhlu ve hoş bir sanatçı olan Zara (Meera Rohit) ile onun resimlerinden birini alırken tanışıyor ve hoşlanmaya başlıyor, ki kızımız da üçüncü kişimiz. Dördüncü kişi hoş ama romantik hayatta yüzü gülmeyen dental hijyenist Caryn (Becki Newton) ise olacak iş ya Eric’in yan komşusu ve ev arkadaşı aramaları karşısına Zara’yı çıkarıyor. Böylece bu dört ilişki beceriksizi aynı apartmanda yaşamaya başlıyorlar.

Kişisel Yorum: Ben hala New Girl’ü güzel güzel izleyen birisi olarak FOX’tan çıkan bu tarz bir şeye kaşı soğuk değilim. İyi bir giriş reytingiyle bakılabilir, belki de güzel çıkar. Önce bir fragmanına da bakmak lazım tabii. Sezonunun kısa olması da hoşuma gitti. Yalnız FOX geçen yaz yine içinde Becki Newton’un olduğu The Goodwin Games adında bence tatlı olan bir komedi yayınlamıştı, ki sezonu sekiz bölüm sürüp de iptal olan bir diziydi. Aklıma o gelmedi değil. Eğer programda yer bulamadığından yaza kalsın derse onun gibi bir şeyle karşılaşılabilir…



-- Hieroglyph --

Yazının girişinde 10 dizi onay aldı dedim ama bir vakitler bu sayı 11’di sonradan düştü. Bu kadar diziden bahsetmişken bunun da lafı geçsin. Geçtiğimiz sezon Murder Police ve Us&Them’e olan bu sefer Hieroglyph’e oldu ve kanal ile yapımcılar yaptıkları görüşmelerde dizinin gittiği noktanın istedikleri gibi olmadığı konusunda hemfikir olunca dizi de iptal oldu.

Sezonu 13 bölüm olacaktı ve sezon ortasında yayına girecekti. Meraklıyım diyorsanız nasıl bir şeyi iptal ettiklerine dair fragmanına bir bakabilirsiniz, o da yayınlanmıştı. Dizinin arkasındaki isim de Pacific Rim ve Clash of Titans’ın senaristi Travis Becham.

Konu: Yer Eski Mısır. Tür aksiyon macera. Ünlü bir hırsız Firavun’a hizmet etmesi için hapisten çıkartılıyor ve kendisini saraydaki entrikaların, baştan çıkartıcı kadınların, bazı haydutların ve birkaç büyücünün arasında buluveriyor.


Yok gelmiyor, o eskidendi.
Devamını oku ...

The CW'nun Yeni Sezon Dizileri

Özellikle genç kitle olsa da dizileri farklı kesimlerin ilgisini çeken, ama bir o derece farklı kesimdeki kişilerin de eleştirilerine hedef olan The CW da diğer ulusal kanallar gibi sezon hazırlığını yaptı ve yeni dizilerini başlatmaya hazır. Gerçi ben bunu desem de kanal eski ve Sonbahar yenileri olmak üzere bütün dizilerini Ekim ayı içinde başlatacak.

The CW geçtiğimiz sezon beş yeni dizi yayınlanmıştı ve bunlardan üçü (ReignThe OriginalsThe 100) onay aldı. Sezon sonundaysa Nikita’nın final yapmasına üç iptali de (The Tomorrow People,The Carrie Diaries ve Star-Crossed) eklersek dört dizi kaybetti. Karşılığında da dört yeni dizi istedi.

Not: Yazı önce Sonbahar dönemi dizileri, sonra sezon ortası dizileri şeklinde ilerleyecek. Kendisi sezon içinde komedi yayınlayan bir kanal olmadığından hepsi drama ve yazıda tabii ki kendi içinde alfabetik bir sıra kullandım.



1) Jane the Virgin

Dönem: Sonbahar

Başlangıç: 13 Ekim Pazartesi, The Originals’ın arkasından.

Juana la Virgen adlı Venezüella dizisinden uyarlama. Diziyi uyarlayan Jennie Snyder Urman ise daha önce The CW için 90210 ve Emily Owens M.D.’nin arkasında çalışmış birisi.
Konu: Yerimiz Miami. Jane Villanueva (Gina Rodriguez) pembe dizilerle geçirdiği çocukluğu boyunca bir şeyi asla kaybetmemesi gerektiği sürekli tembihlenerek büyütülür: Bekâreti. Dini inanç kısmı bir tarafa, annesi ona 16 yaşında ve evli değilken hamile kalmış.

Jane artık 23 yaşındadır ve öğretmen olmak için uğraşırken para kazanmak için de bir otelde çalışmaktadır. Dahası yakışıklı, çalışkan, “Evlenene kadar olmaz!” kuralına uyan ve dedektiflik yapan Michael (Brett Dier) adında bir nişanlısı da vardır. İşte, her şey aşağı yukarı yolundayken bizim izlediğimiz şey bir dizi olacağından ortalığı karıştıran bir olay olur:

Jane düzenli kontrol için doktorundayken bir karışıklık olur ve kız bir hastanın spermleriyle döllenir; hamile kalır. Kısa sürede de ortaya çıkar ki spermlerin sahibi evli eski playboy, bir kanserden sağ kurtulmuş, Jane’in çalıştığı otelin yeni sahibi ve ergen zamanında hoşlandığı Rafael’dir (Justin Baldoni).

Jane bu beklenmedik hamileliği yüzünden bir karmaşanın içinde kalır: Hamileliğini devam ettirecek midir? Bu durumu başta nişanlısı ve ailesi olmak üzere çevresine nasıl açıklayacaktır? Bir de durumdan haberi olan Rafael ve karısı Petra’nın (Yael Grobglas) istekleri vardır… Pembe dizilerden bahsetmiştim değil mi ben?

Kişisel Yorum: Ben açılış reytingi güzel olduğu takdirde The CW dizilerini deneyen birisi olarak bu koşulda ona bakarım bakmaya da, merak ettiğim bir şey var: Bu dizi hastanede falan mı karışmış acaba? The CW’ya bile biraz pembe kaçmış ama bilemedim. Fragmana bakarsanız herhalde ne dediğimi anlarsanız.

Neyse dert değil de The CW, konu Pazartesi günü olunca pek güçlü bir kanal değil. Geçen sezonHart of Dixie biraz sürünerek yeni sezonu kaptı mesela. Dizinin malının meydanda olduğu gerçeğini geçersek ihtimal varsa bir ilk bölüm reytingine bakıverin de başlayın diyorum.



2) The Flash

Dönem: Sonbahar

Başlangıç: 7 Ekim Salı, 20:00.

DC Comics ile 10 sezon süren Smallville’den hatıra, Arrow’dan destek memnun olduğu bir ortaklığı olan ve süper kahraman işlerine empati ve sempatiyle yaklaşan The CW, bu sezon için de DC’den The Flash’ı alarak yeni bir dizi hazırladı. Hatta dizi Arrow’un spin-off’u olma özelliği taşıyor, çünkü ana karakter Barry Allen dizinin iki bölümüne katılmasıyla orada tanıtılmış oldu.

Not:

1) Sağır sultan duydu ama yazayım yine de: The CW tanıtım amaçlı dizinin ilk bölümünü internete verdi. Türkçe altyazısı dahil olmak üzere ulaşılabilir durumda. Ayrıca dizinin pilot bölüm konuklarından birisi de Arrow başrolü Stephen Amell.

2) Geçtiğimiz günlerde gelen habere göre Arrow’un Felicity’si, The Flash’ın dördüncü bölümünde dizide konuk olarak yer alacak. Ayrıca iki dizinin de sekizinci bölümlerinde ‘crossover’ denilen, toplamda iki saatlik bir hikayeye yayılacak ortak bir bölüm çekilecek.

Ayrıca geçen sezon The CW’nun ilk sezon sonunda iptal ettiği dizisi The Tomorrow People’da oynayan ve Stephen’ın kuzeni olan Robbie Amell de birkaç bölüm sürecek (major recurring) bir şekilde çizgi romanda da olan Ronnie Raymond karakteriyle dizide üçüncü bölümden itibaren yer alacak.

3) The Flash’a başlamak için Arrow izlemiş olmak özellikle gerekli bir nitelik değil. Bu özellik The Vampire Diaries ve The Originals arasında da korunmuştu ve ortak bölümler bile herhangi bir diziyi izlemeyenler için anlaşılır bir kurguda olmuştu.

Konu: Barry Allen (Grant Gustin) 11 yaşındayken annesi gizemli bir şekilde öldürülür ve suç babasına kalır. Ailesiz kalan Barry de en yakın arkadaşı Iris’in (Candice Patton) babası Dedektif Joe West tarafından büyütülür. Yıllar geçer; Barry artık başarılı bir adli tabiptir ve hala annesinin ölümünü araştırmaktadır. Hatta bu nedenle de tuhaf cinayet davalarıyla özellikle ilgilenmektedir, ki kendisinin Arrow’a, yani Starling City’ye yolu bu nedenle düşmüştü.

Central City’de Harrison Wells (Tom Cavanagh) ve ekibinin başındaki S.T.A.R. Laboratuvarları bir parçacık hızlandırıcı yapmışlardır ve büyük bir sükse ile denendiği gün terslikler yüzünden bir patlama olur; bütün bir şehir bundan etkilenir. Barry de ortaya çıkan bir şimşekten dolayı kaza geçirir. Sonuç: Dokuz ay koma.

Beyimiz uyanır ama bir şeyler farklıdır. Anlar ki kendisi dünyanın en hızlı insanı olmuştur. O da biz bir süper kahraman dizisi izlediğimiz için bunu kendisine destek olan Harrison Wells ve ekibinin desteğiyle insanlığa yardım için kullanmaya karar verir, ama şöyle de bir durum vardır ki o günkü patlamadan etkilenen tek kişi kendisi değildir ve herkes kazandığı güçleri iyilik için kullanmaya niyetli değildir.

Sonuç 2: Barry ekibin hazırladığı kostümü giyer ve karşımıza Flash çıkmış olur. O, bir yandan şehrine yardım ederken bir yandan da babasının ismini temize çıkarmak için annesinin katilini aramaktadır.

Kişisel Yorum: Ben internete verilen pilotu izleyiverdim. Güzel miydi? Öyle denilebilir. Ama beklediğim gibi miydi? Hayır. Hatlarda bir karışık oldu herhalde, pek bilemiyorum. Ben ‘insani’ süper kahramanları daha çok sevdiğim için de olabilir, hala Arrow’u severek izleyen birisi olarak onun gibi veya bu gördüğümden daha fazlası bir şeyi bekleyip de bulamadığımdan da olabilir.

Oyunculukların sanırım Barry Allen’ı Arrow’dan tanımanın da getirisiyle batmadığını söyleyebilirim. Dahası The CW’nun bu sezon en beklenen işi olduğundan ve misal ben Felicty konukluğu, ortak bölümler, Robbie Amell’den nasıl bir şey çıkacağını falan da merak edip dahası The Flash evreninin yeterince geniş olduğuyla ilgili yeterince bir şeyler duymuşken devamına bakmaya da gönüllüyüm. Zaten “Çizgi romana epey sadık olacağız,” gibi bir demeç de var ortalıkta. Bence siz de The CW’ya kılsanız bile pilotu deneyin, zarar gelmez.



3) iZombie

Dönem: Sezon ortası.

Arrow ve The Flash’ın ardından The CW’ya üçüncü bir DC Comics dizisi geliyor: iZombie. Diziyi uyarlayan isim, kanal için Veronica Mars ile 90210’u yapan Rob Thomas ve Veronica Mars’ta onunla çalışan Diane Ruggiero.

Fragman: Henüz yok.

Konu: Olivia ‘Liv’ Moore (Rose McIver), güya normal bir hayatı olan ve geleceğini kurmak için uğraşan bir tıp fakültesi öğrencisi ama günün birinde gittiği bir partinin ardından anlamadığı bir şekilde kendisini ertesi gün karnı sürekli aç bir zombiye dönüşmüş bulmasın mı? Açlığı saymazsak saçları ve cildi de neredeyse beyazdır. O da hiçbir şeye anlam verememesine rağmen durumunu annesi (Nora Dunn), eski nişanlısı Major (Robert Buckley) ve en yakın arkadaşı Peyton başta olmak üzere herkesten saklamaya karar verir.

İnsan beyni yeme isteği için de Seattle’da adli tıp ofisinde iş bulur. Morgda istediği kadar beyin vardır, her şey de yolunda gibidir. Ama tabii ki burada kalmaz, patronu Dr. Ravi Chakrabarti’ye (Rahul Kohli) yakalanır. O bilimsel meraka vurup kıza destek çıkmak istese de Liv uzaklaşmak ister; ama uzağa gidemez. Çünkü bir sorun vardır: Kız beynini yediği kişilerin anılarını görmeye başlar. Buradan sonra devreye polisiye kısım giriyor.

Bu durum Dr. Ravi ve sayesinde cinayet dedektifi Clive Babinaux’u da (Malcolm Goodwin) şaşırtır. Liv nasılını açıklayamadığı detaylar bildiğinden medyum misali cinayet davalarında dedektife yardım etmeye başlar.

Kişisel Yorum: Öncelikle sormak istiyorum, dizinin girişteki şu saçma afişi kimi eseri? Hiç komik değil. Çizgi roman olarak iZombie ile zerre alakam yoktur ama dışarıdan biri olarak Jane the Virgin misali iyi bir başlangıç reytingi üzerine bakayım diyorum. Uyduruk bir şey çıkabilir düşüncem baki olmakla birlikte, The Walking Dead’e artık pek katlanamayan biri olarak belki bu çeşit zombi iş görür, belli mi olur? Polisiye için de insan “İşin içinde The CW varsa ne hale döner acaba?” demiyor değil ama Rob Thomas’ın Veronica Mars’tan hatırı var, ona da bakarız.



4) The Messengers

Dönem: Sezon Ortası

Revolution’ın ikinci sezonunda ve CSI: NY’ta yapımcılık yapmış Trey Callaway ile sektörde yeni bir isim Eoghan O'Donnell’ın yazarlığında hazırlanan bir dizi.

Fragman: Henüz yok.

Konu: New Mexico çölü tabii ki çok sıcakken ve sıradan bir gün yaşanırken bir anda gizemli bir nesne çöle düşerek büyük bir ışık eşliğinde patlar. O sırada çölde olan bilim kadını Vera Ivanov (Shantel VanSanten) da bu ışık patlamasından etkilenir, kalbi durur. Ama birkaç saat sonra da gizemli bir şekilde uyanıverir. Kısa süre sonra da anlarız ki yalnız değildir ve aralarında bu nedenle bağlantı oluşmuş dört kişi daha vardır:

Yedi yaşındaki kızını eski kocasından korumaya çalışan Erin (Sofia Black-D’Elia), zorba ve çekilmez bir lise öğrencisi olan Peter (Joel Courtney), son işi sırasında başı belaya giren federal ajan Raul (JD Pardo), babasının yolundan giden karizmatik televangelist Joshua (Jon Fletcher).

Not: Televangelist, televizyonu vaaz ve misyonerlik aracı olarak kullanan din adamı.

İşin güzeli hepsi de uyandıktan sonra insanların iyileşmesini sağlayabildikleri bazı özel güçlerle uyanırlar. “The Man” (Diogo Morgado) kod adlı Vera’ya hayal olarak görünen birisiyse karşılığında kaçırılan oğluna kavuşacağı sözüyle bir görev verme amaçlı karşısına çıkar. Görev de yedi yıl üstüne komadan uyanan ve hemşirelik yapan Rose Arvale (Anna Diop) ile ikisinin yolunu kesiştirir. Burada da Joshua’nın kehaneti devreye girer:

Bu grup, insanlığı yaşanacak felaketlerden ve yaklaşan kıyametlerden koruyacak olandır ya da bunlara neden olabilecek…

Kişisel Yorum: Merhaba The 100’ün bu sezonki muadili. Geçtiğimiz sezonun ortasında başlattığı diziden gayet memnun kalan kanal, sanki aynı rüzgârı devam ettirmek istercesine bunu hazırlamış. The 100’e oranla içeriği farklı ve daha yetişkin misali bir dizi olsa da süper güç konusunda yeterince şey görmüş kitleye farklı bir şey sunmaları gerektiğini, olmazsa da çuvallayabileceklerini düşünüyorum. Ama henüz fragman bile olmadığı için emin de olamıyorum. Yine de bir Heroes daha istemediğim gerçeği baki.

Reytingi iyi gelirse girişeceğim gerçeği sabit ama tutmayabileceği ihtimaline de hazırlıklıyım.


Devamını oku ...

CBS'in Yeni Sezon Dizileri

Geçtiğimiz dizi sezonunu kapatıp, yazın çoğunu da bitirip bir sonraki için gerekli moda girdiğimize göre Amerika’nın seyirci bazında dizileri en çok izlenen kanalı olan CBS’e de girebiliriz. Kanal, geçtiğimiz sezon dokuz adet diziye onay vermişti ve sezon sonunda bunların altı tanesini iptal ederken iki tanesine (Mom ve The Millers) onay verdi. Reckless’a ise sezon içinde yer bulamadığından dolayı yaza attı, hali hazırda yayınlanıyor.

2014-2015 dizi sezonunda ise kanal sekiz dizi istedi; bunların altısı drama, iki tanesi komedi ve bunların beş tanesini Sonbahar sezonunda, kalanlarını sezon ortasında yayınlayacak.

Not: Yazı önce Sonbahar dönemi dizileri, sonra sezon ortası dizileri şeklinde ilerleyecek. Bunu yaparken de önce dramalara, sonra komedilere girmeyi planladım. Dayanamayıp konulardan sonra kişisel yorum eklediğim de doğrudur ve yazıda tabii ki kendi içinde alfabetik bir sıra kullandım.


1) Madam Secretary

Dönem: Sonbahar.

Başlangıç: 21 Eylül Pazar, haberi programı 60 Minutes’in arkasından.

Dizi, geçen sezon için Homeland’de yapımcılık yapan, ama daha çok Judging Amy’deki yazarlığı ve yapımcılığı ile tanınan Barbara Hall’ın elinden çıkma. Yapımcılardan biri de Morgan Freeman.

Konu: Elizabeth Faulkner McCord (Tea Leoni) Amerika’nın en güçlü kişilerinden biri, yani Dışişleri Bakanı’dır ve CIA’de geçen yılların ardından kendisini politika arenasının içinde, merkezinde bulmuştur. Oyunu kurallarına göre oynamamak anlamına gelse bile amacı daima istedikleri elde etmek olan biri.

Dahası sert, akıllı ve adil bu kadın, uluslararası diplomasiyi ve bakanlığı yönetirken politika, o akşamları eve kocası ile çocuklarının yanına gittiğinde çok başka bir anlama bürünmektedir.

Kişisel Yorum: CBS’te geçen sezon bunun biraz değişik bir versiyonu Hostages yayınlandı; reytingi üstünüze afiyet berbattı ve iptal oldu. Bu da bana onun gibi gelmekte, dahası CBS Pazar günleri pek güçlü bir kanal da değil. Futbol maçları ve Once Upon a Time nedeniyle The Good Wife%50’lerden dönüp duruyor, The Mentalist’in hali ortada ona hiç girmiyorum.

Müşterisi çıkar bir yerlerden, kesin de konuşmayayım ama ben onlardan olmam gibi. Zaten o dönemlerde Homeland de ortalıkta olacağı için bu ne işe yarar bilmiyorum. Aklım kalmasın diyorsanız fragmana bir bakın.



2) NCIS: New Orleans

Dönem: Sonbahar.

Başlangıç: 23 Eylül Salı, NCIS’in arkasından.

Dizinin isminde de gayet güzel anlaşıldığı için Amerika’nın en çok izlenen draması NCIS’in uzantı dizisi, kullanmasını sevdiğim şekliyle spin-off’u olacak. Geçtiğimiz sezon da NCIS: Red adıyla böyle bir deneme işine girmişlerdi ama kanalın kapısından girememişti; bu seferki onay aldı.

Konu: NCIS’in 11. sezonunda 18 ve 19. bölümlerle karakterleri kısaca tanıtılan dizide, NCIS tarzı bir diziyi bilenler için Donanma ofisi New Orleans’a el atıyor demek yeterli olur ama yabancı olanlar için her bölümde farklı cinayetlerin, davaların işlendiği polisiye bir dizi şeklinde giriş yapılabilir.

Ortada suçları çözen özel bir ekip var, onun başında Ajan Dwayne ‘King’ Pride (Scott Bakula) adında etiketten orijinal bir polis var. NCIS’teki ekibin merkezi Washington olup da nasıl başka şehirler dolaşılıyorsa bunda da ekip Penscola’dan Mississippi’ye Louisiana’dan Texas’a varan çeşitli bölgelerdeki davaları da ele alacak. Özellikle de Deniz Kuvvetleri ve askeri yapı içindeki davalar ekibi daha çok ilgilendiriyor durumda.

Dizinin ana kadrosunda Lucas Black, Zoe McLellan ve C. C. H. Pounder da bulunuyor.

Kişisel Yorum: Ben sırf meraktan, nasıl bir uzantı çıkmış misali ilk bölüme kesin bakacağım; o belli bir durum. Amerika’nın en fazla izlenen dramasının spin-off’u olmak ve arkasından yayınlanmanın da güzel bir getirisi olacaktır. İlk başladığında diğer spin-off NCIS: LA’i de böyle tutturdu bu kanal zaten.

Ama şu da var ki aslında CSI serisini NCIS’ten bariz daha fazla seven biriyimdir. NCIS daha çok Amerikalıların milliyetçilik duygularını okşayan bir dizi gibi gelmekte. Üstüne NCISCSI’a oranla daha az teknolojiye sırtını dayayıp komedi dozunu biraz daha fazla tutan bir dizi ve işlediği konuyu genellikle tabiri caizse –aslında caiz- ‘tane tane’ anlatıp da Amerikalıların beynini yormadığından daha çok seviyorlar. Bu da onun laciverti olur işte.



3) Scorpion

Dönem: Sonbahar.

Başlangıç: 22 Eylül Pazartesi, Mom’ın arkasından.

Dizinin yaratıcısı Prison Break ve Breakout Kings’in arkasında olmasıyla daha çok bilinen Nick Santora. Yapımcı olarak onunla birlikte Fast and Furious serisinin arkasındaki Justin Lin, Fringe ileSleepy Hollow’un arkasındaki ikili Roberto Orci ve Alex Kurtzman da var.

Konu: İçinde kurnazlık, mizah ve adrenalin içeren gerçek hayattan uyarlanmış bir dizi. Merkezinde Walter O’Brien (Elyes Gabel) başta olmak üzere onun toplamalarıyla bir araya gelen bir grup dahi bir ekip var. Özellikle bilgisayarlar, hackleme yöntemleri ve olayları üzerine uzmanlaşmış durumdalar.

İşte bu ekip, Ulusal Güvenlik tarafından ulusal sorunlara müdahale etmek için işe alınıyorlar ve modern çağın karmaşık tehditleriyle uğraşmaya başlıyorlar.

Dizinin dahi ve diğer oyuncular kadrosunda Eddie Kaye Thomas, Katharine McPhee, Sean Patrick Murphy ve Ari Stidham da var.

Kişisel Yorum: Mutfağa ve yapımcılara dışarıdan bakınca insanın diziye de bakası geliyor da ben bu diziden ‘elektrik’ alamadım, o işi ne yapacağız bilmiyorum. Dahası karşısındaki rakipler güçlü görünmediğinden, arkası güçlü göründüğünden insan tutar diyor da ben tutamadım. Böyle dizilerden bıkmış olduğum doğru olabilir. Yine de aklımda kalmasın diyorsanız bir fragmana bakın ya da bakmayın.



4) Stalker

Dönem: Sonbahar.

Başlangıç: 1 Ekim Çarşamba, Criminal Minds’ın arkasından

Polisiye bir dizi olacak. Dizinin yaratıcısı The Vampire DiariesDawsons CreekThe Following veÇığlık film serisi ile bilinen Kevin Williamson.

Konu: Sapık ve takıntılı bir takipçiyi benzer davranışsal özelliklere sahip birinden daha iyi kim takip edebilir ki?

Los Angeles Polis Teşkilatı’nın Tehditle Başetme Bölümü’ne gelen takipçi sapık davaları dizinin merkezini oluşturmakta. Teğmen Beth Davis (Maggie Q) ve Dedektif Jack Larsen (Dylan McDermott) da bu davalarla uğraşan iki polis. İkili röntgencilikten romantik saplantıya ve siber tacize kadar çeşit çeşit davayla uğraşırken bir yandan da kendi takıntılarını dizginlemekle uğraşmaktadırlar.

Kişisel Yorum: Dylan McDermott TV işlerinde uğursuzun teki ama gelen ilk yorumlara bakılırsa şaşırtıcı şekilde Nikita’nın ardından ekranlara dönen Maggie Q ile iyi bir ikili olduğu söyleniyor. Dahası açılışı güzel olursa, ki emektar dizi Criminal Minds’ın katkısı da güzel olabilir, benim de bakmaya niyetim var.

Ama bu diziyle ilgili kafamda Kevin Williamson konusu netleşmedi. The Following’te ‘seri katiller’ şeklinde mevzuya girip kadroya Kevin Bacon ve James Purefoy’u alan adam, olayı nereden alıp nerelere getirdi. CBS’in FOX’a benzemediği bir gerçek ama beklentiyi düşürmekte fayda olabilir. Fragmana bir bakıverin yine de siz.



5) The McCarthys

Dönem: Sonbahar.

Başlangıç: 30 Ekim Perşembe, Two and Half Men’in arkasından.

Yazar Brian Gallivan’ın gerçek hayatı üzerine kurulmuş bir aile komedisi. Kahkaha efektli olacak.

Konu: McCarthy ailesi üçü erkek biri kız, altı kişinden oluşan, Boston’da yaşayan, gürültücü ve spor düşkünü bir ailedir.

Ana karakterimiz Ronny 29 yaşında, açık bir eşcinsel ve günün birinde Rhode Island’ta çalışmak için güzel bir fırsat yakalar. Birbirine bağlı ailede taşınma fikrinin sıcak karşılandığıysa söylenemez. Tam bu sırada da bir lisede basketbol koçluğu yapan Baba McCarthy, Ronny’ye yardımcılığını teklif eder. Bu durum da sporla çok daha fazla ilgili diğer kardeşler arasında şaşkınlıkla karşılanır. Ronny ise karmaşık duygular içindedir.

Kişisel Yorum: Konuya dayalı olarak izlemeyi düşünmediğim bir dizi olacaktı ama fragmanına bari haksızlık olmasın diye bir bakayım dedim, istedim ama gülemedim. İsterseniz siz de bir bakın, benim göremediğim cevheri görürseniz haber verin.

Bahtı açık olsun mu bilemedim ama aklıma CBS’in geçen sezon HIMYM arkasından yayınlayıp ‘iki’ bölüm sonunda iptal ettiği komedisi We are Men geldi. Ondan önceki sezonda da biri eşcinsel, diğeri heteroseksüel iki arkadaş üzerine kurulu olup da altı bölüm sonunda iptal olan Partnersvardı.

Bir de kendine ancak hayrı olan Two and Half Men’in olduğu kadar desteğiyle tutuyormuş ve izleniyormuş? Bak buna gülerim, hatta o zaman ilk bölümü bile izleyebilirim.



6) Battle Creek

Dönem: Sezon ortası.

Dizinin mutfağındaki isimler Breaking Bad’in yaratıcısı Vince Gilligan ve House M.D’nin yaratıcısı David Shore. İlk bölüm yönetmenliğini de House’un ilk bölümünü de çekmişliği bulunan ve özellikle X-Men serisi ile bilinen Bryan Singer yapacak.

Fragman: Henüz yok.

Konu: Birbirleriyle hiç anlaşamayan iki polisin merkezinde olduğu dramedi usulü, bölümlük bir polisiye. Oldukça yakışıklı ve o derece gamsız Dedektif Milton Chamberlain (Josh Duhamel), çok çalışsa da istediklerini yeterince elde edemeyen Dedektif Russ Agnew (Dean Winters) ile çift yapılır ve başlarlar cinayetleri aydınlatma işine. Bunu yaparken de birbirleriyle dalga geçmeyi ve zıtlaşmayı ihmal etmezler. Dizinin merkez bölgesi, adını aldığı Michigan içerisindeki ekonomik bakımından buhran içinde denilebilecek bir yer olan Battle Creek.

Kişisel Yorum: Kanalın bir diğer dizisi Scorpion için “Mutfağındakiler güzel de bunu ne yapsak bilemedim,” tarzı bir yorum yapmıştım ama bunu biliyorum. Dizinin paçalarından CBS’lik akıyor sanki, o ayrı bir mesele ama sırf bu üçlüden ne çıktığını merak ettiğimden dolayı bile bakarım diyorum diziye. Zaten bölümlük polisiye olacaksa bile bari bunların elinden çıkma bir şey olsun. Gerçi sezon ortasına daha var, bir gelsin bakalım.



7) CSI: Cyber

Dönem: Sezon ortası.

Başlangıç: Ocak 2015’te, Pazar günleri

CBS’in yeterince ünlü polisiyesi CSI malumunuzdur. Halen devam eden Las Vegas’ın üstüne Miami gelip 10 sezon, New York gelip dokuz sezon kalıp gitti. Şimdi üçüncü spin-off geliyor. Ama birazcık farklı bir şekilde…

Fragman: Henüz yok.

Konu: CSI serilerinde dizinin merkezindeki her biri başka bir konuda uzmanlaşmış bir ekip, dizinin adını aldığı şehirlerde işlenen cinayetleri araştırırken, bu sefer şehirden değil de Cyber’dan haz alıp içinde cinayet de barındıran her türlü siber suçla savaşan Quantico, Virginia merkezli, FBI ajanlarından oluşan ekibin elindeki davaları işliyor. Haliyle bölümlük bir polisiye.

Dizinin yapımcılarından biri olan siber psikoloji uzmanı Mary Aiken’in hayatından esinlenmiş olan spin-off’un ekip patronu olarak dizide Özel Ajan Avery Ryan’a CBS’in bitmiş dizilerinden Mediumile özellikle tanınan ve diziyle Emmy kazanan Patricia Arquette var.

Kişisel Yorum: NCIS: New Orleans’ta da dediğim gibi, ben CSI serisini seven biri olarak bunu izleyeceğim. İçinde ‘zeka parıltıları’ olmasına veya usturuplu kullanılan teknolojiye itirazım da yok, hatta CSI: NY versiyonundakilere bayılırdım.

Hepimiz de bir şekilde teknolojinin içine girdiğimizden işlenen vakalar zevkli de olabilir. CSI’ın 14x21’indeki (14. sezon, 21. bölüm) temel atma işlemlerinden de memnun kalmıştım zaten. Başlasın bakarız, bölümlük polisiye seviyorsanız veya CSI’a sempatiniz varsa siz de bir bakın. Umarım güzel bir ekip kurarlar.


CSI: LV 14x21’den Avery Ryan’a ait bir görüntü


8) The Odd Couple

Dönem: Sezon ortası.

Neil Simon’ın klasikleşmiş ve daha önce TV ile film olarak birkaç kere uyarlanmışlığı bulunan aynı isimli tiyatro eseri bir kez daha televizyona uyarlanıyor, hatta bizzat Matthew Perry uyarlıyor. Kahkaha efektli bir komedi olacak.

Fragman: Henüz yok.

Konu: Düzen-tertip takıntılı Felix Ungar (Thomas Lennon), eşinden boşanınca en yakın arkadaşı spor yazarı Oscar Madison’ın (Matthew Perry) yanına taşınır, ki onu da eski karısı pasaklı ve çok rahat biri olduğu için terk etmiştir. Birbirinden farklı bu iki arkadaş aynı dairede yaşamaya başlarlar, dolayısıyla komedi de başlar. Dahası ilgi göstermeye başladıkları onlarla aynı apartmanda yaşayan iki kız kardeş Emily ve Katie de daha yeni boşanmışlardır.

Kişisel Yorum: Bende Friends’ten kalma bir Matthew Perry sempatisi yoktur ama NBC’nin devam eder gözüyle bakılan Go On’u iptal edip mideye indirmesinden sonra adamın bir sonraki işi tutsun istiyorum. Ayrıca CBS bu tarzda işleri genel olarak bazen sululuğu kaçmış bile olsa becerebilen bir kanal. Başladığında iyi bir giriş reytingi alırsa en azından denenebilir. Kahkaha efektleri rahatsız ve böğüren cinsten olmazsa daha güzel olur.





Devamını oku ...