30 Ağustos 2015 Pazar

Comic Con’dan Notlar 5: Game of Thrones Paneli

Comic Con’un ikinci gününün ve hatta belki de tamamının en beklenen paneli kuşkusuz Game of Thrones’unkiydi. Dizideki karakterleriyle Reek, Sam, Brienne, Sör Davos, Margaery, Varys, Gilly, Sansa, Melisandre ve Arya da panele katılmışlar. Paneli de ünlü komedyenlerden Seth Meyers yönetmiş. İşte panelden çıkanlar:

* Dizinin Ygritte’i Rose Leslie’ye seçmelerde “You know nothing Jon Snow.” cümlesini sahiden de söyletmişler. Ayrıca oyuncuların seçmelerine dair bir video da paylaşıldı.
* Game of Thrones kadrosu açılışta ‘birbirlerini setten ziyade Comic-Con’da daha sık gördüklerini’ konusunda hemfikir olmuşlar. (40 farklı yerde çekim yaparsanız…)
* Panelde Stannis’in ‘gerçekten’ de öldüğü doğrulanmış. (Yok bir de dönseydi.)
* Yönetmen David Nutter'ın Başkan Obama ile görüşme fırsatı olmuş. Obama'nın ona ilk sorusu "Jon Snow gerçekten öldü mü?" olmuş. Nutter'ın cevabı ise "Jon Snow ölüden daha ölü." olmuş. Başkan'ın en sevdiği bölüm Kızıl Düğün'müş ve herkes gibi o da yönetmene sürekli sevdiği karakterleri öldürdükleri için şikayette bulunmuş.
* Sansa ve Reek konusunda Sophie Turner, ikili birlikte büyüdüğü için Sansa’nın bir tarafının ona her daim güveneceğini söylemiş. Tecavüz sahnesiyle ilgili dediği de “Ne olursa olsun o güçlü birisi ve aklına koyduğunu yapmaya çalışıyor.” olmuş. Ayrıca Theon meğerse Sansa’nın düğününde Robb Stark’ın kıyafetlerini giymiş!!! (Not: Yazıklar olsun.)
* Maisie Williams (Arya) karakterinin kör olmasıyla ilgili “Onların senaryoya yazması üç saniye, benim alışmamsa daha uzun sürdü.” demiş. Kendisi karakterinin savaşması gerekirse olabileceklerden endişeliymiş ve yaşayacağı fiziksel zorlukları düşünüyormuş.

* Sam’i oynayan John Bradley, ‘Sam’in bir Walker’ı öldürmesinin insanlara bir kadınla seks yapmasına oranla daha inandırıcı geldiğini’ belirtmiş. (Galiba haklı.)
* Melissandre’yi oynayan Carice van Houten “Daha önce hiç bu kadar nefret maili almamıştım.” itirafında bulunmuş. (Olanlardan sonra normal yani…)
* Liam Cunningham (Sör Davos), Houten’ı işaret ederek “Karakterimin BUNUN yaptığını öğrenince mutlu olacağını hiç düşünmüyorum.” demiş.
* Natalie Dormer, Margaery’nin başına neler geleceği konusunda hiçbir fikri olmadığını, artık büyükannesi de yanında olmadığından zor bir dönem geçireceğinden bahsetmiş.
* “Geçtiğimiz sezonla ilgili neyi değiştirmek isterdiniz?” sorusuna Gwendoline Christie (Brienne) “Mumu beklerdim.” cevabını vermiş. Ayrıca fanlardan gelen “Kitapları hanginiz okudunuz?” sorusuna el kaldıran tek kişi de o olmuş.
* Conleth Hill (Varys) ise karakterinin kendisine çok para kazandırdığı konusunda dalga geçerek Varys'in neyin geleceğinden haberinin olmamasından hoşlandığından da bahsetmiş.
Devamını oku ...

Tatlı Küçük Yalancılar 2. Bölüm: İyi bir yalan seni gerçeklerden çok daha iyi korur

Tatlı Küçük Yalancılar’da geçtiğimiz bölümü A’nın Selin’in kafasına vurarak bayıltmasıyla kapatmıştık. Selin ortaya çıkmayınca meraklanan kızlarla da açıverdik. Elbette başladılar aramaya ama nihayetinde bulabildikleri onun telefonu oldu ve arada Eren ile karşılaştılar. Tabii piercingli adam da bir yandan peşlerinde dolanmaya devam etti…

Her ne kadar Selin’in başına vuran A olsa da biz kızı yine Toprak’la bulduk ve beyimiz yer kalmamış gibi bir uçurumun kenarına sürdü arabayı. Gerçi manzaranın güzelliğini inkâr etmeyelim şimdi, ayrıca Burak Deniz’e tek damla gözyaşı yakışıyormuş ben bu arada onu anladım. Eh, haliyle olaya polis ve aileler de dahil oldu. Klasik bir morgdaki benzer eşkâl sendromunu da atlattıktan sonra konu fazla uzamadan Selin çıktı ortaya. ‘Bir şekilde’ hastaneye varmış.

“Acaba kim bulup getirdi Selin’i buraya?” Neyse ki milyon dolarlık soruyu da atlamadılar ve Toprak konusu polisin de dikkatini çekiverdi. Selin ise hastanedeyken Açelya’nın ‘hayalini’ görerek onunla bir konuşmaya girdi. Bunun benzeri orijinalde Hande’nin muadili Hanna ile Alison arasında yaşanmıştı ve bu konuşmanın ileride baya bir getirisi olduydu. Orijinalin en sevdiğim kısımları ana konuyu işledikleri kısımlar, bu dizide de aynı şey olacak gibi duruyor.

Telefonunun şarjını bitirmek için tam da zamanını bulan Aslı, kendisini haberdar etmesini isteyen Eren’in evine uğrayarak bu dileği yerine getirdi ve buradan sonra devreye romantizm girdi. Arkadaş kaybetme korkusu her daim işe yarar zaten. “Senin bana her şeyi anlatman lazım.” ise milyon dolarlık romantizm baltalama cümlesi olsa gerek. O değil de Eren ‘baya’ zeki çıktı, zekâsı sağ olsun Aslı’yı bile kaçırttı evden nihayetinde. Böylece malum gecemizi de bitirivermiş olduk, herkese geçmiş olsun.
 
Ertesi günü ise Selin’in taburcusu ile açtık. Açelya’ların evi yanda olduğundan Cesur ile de eve girişte karşılaştılar. Cesur’un ve Selin’in babasının birbirilerine bakışlarından da o ikisinin birbirine bayılmadığını geçtim sorunları olduğu açıktı. Günlük de ardından toprağın altını boyladı.

[Aslına bakarsak orijinalden dolayı ne olduğu belli de orada daha ileride ortaya çıkan bir gerçekti; üçüncü bölümden girişi yapmamışlardı. Uyarlarken harmanlama yapıyorlar anlaşılan.]

Açelya’nın üstüne bir de Selin olayı olunca aileler fasulye değil tabii, her biri ayrı endişe sahnesi sergilediler. Çok deşmeye gerek yok, Aslı’nın annesi meğerse bir sergiye Açelya’nın portresini yapıyormuş. Orayı bırakıp sıradaki aksiyonuna hasta ziyaretleriyle devam ettik. Üç kıza ek olarak piyangodan Janset de çıktı.

Sonuç 1: Toprak ortada yok, nerede olduğunu bilen hiç yok.

Sonuç 2: Kapıda kızlarla karşılaşan Cesur, Açelya’nın ona Janset’in kazasını Selin'in düzenlediğini söylediğini anlattı. Kızlar tabii şok, Selin'e de söylemediler.

Sonuç 3: Kızların burnunun dibinde dolanan piercing sahibi Janset ile bağlantılı çıktı.

Ailesiyle arasında sorunlar olan bir diğer dizi bireyi Eren ise diğer yandan elinde annesinden gelme bir paket buluverdi. İçinden çıkan iki çocuğun resmi çıktı ve herhalde bir sonraki bölümde detayını öğreniriz; ben dizideki problemlere devam edeyim. Zira bir tempo var; herkesin başı sürekli sorunlu. Partide sevgilisine yakalanan Hande neden başkasıyla gittiğini açıklayamadığından terk edildi… Gerçi aldatmaya kalkan kız kolunda başka erkekle bir yere gidecekse neden okulun balosuna gelsin, o başka konu. Üstelik Barış mesajları atanı da bulamadığından bir bakıma amaçsız bir terk edilme de oldu.

(Şurada üçüncü bölümdeyiz, tabii ki bulamayacaktı mesajları atanı…)

Bir sonraki sorunumuz Melisa’yla barışmak için eve gelen Ilgaz’ın Selin’in hışmını üzerine çekmesi. Melisa kardeşini seviyor olsa da suratından anladığımız üzere o Ilgaz’ı elbet affedecek ve peşine takılacak. Ablasıyla aynı huydan olan Selin de içinde Açelya’yı da bulunduran ilk tanışmalarını flashback olarak izlediğimiz Toprak’ın peşine takılacak hatta. (Yalnız sahne Toprak için fail bir sahne olsa da izlemesi eğlenceliydi.)

A’nın komiser için hazırladığı zarf adama ulaşınca adam kızların karşısına çıktı ama kasetten zaten bildiğimiz üzere o gece yanında birisi olmasının dışında bir şey çıkmadı. Kızlar da kendileri kişiyi bulmak üzere şüpheli gördükleri Janset’in yanındaki adamın peşine takıldılar. Ölü bir yatırım olduğu belliydi ama olsun. (Yahu o çocuğun neresi Açelya’nın tipi?) Sonuç: Söylediğine göre afla dönen Mimarlık öğrencisi Güven Tokdemir.
Adam ölü yatırım ama Barış ve Hande’yi yeniden aynı kareye sokma bakımından işe yaradı bak. Barış’ın bu sefer istediği ise birlikte bir akşam geçirmek oldu. Hande’nin kabul etmesiyle önce ocak başına, sonra Barış’ın büyüdüğü yurda, ardından da şehri tamamen görebilecekleri bir yere gittiler. Kalite gittikçe arttı yani…
Sonuç 1: Barış ve Hande’nin arasındaki kıvılcımlar ortaya çıktı.

Sonuç 2: Barış’ın espri yeteneği kötüymüş. 21 Aralık’ın soyu hala tükenmedi ya?

O sırada devam eden bir diğer randevu da Aslı ilw onun gönlünü almayı ‘tabii ki’ beceren Eren arasında oldu. Gerçi bunlarınki çalışmaktan vakit geçirmeye geçişti ama yine de sayılır. Kötü değildi, hatta çifte gün geçtikçe ısınıyorum da bir konu fragmanda da olduğu gibi bölümde de gözüme takıldı: Yağmur altında dans. Romantik bir unsur ama yağan sahte yağmur gerçeklik hissi uyandırdığında. Bunlarınkinin sahte olduğu çok belliydi ya.
Randevuları bitirip sorunlara kaldığımız yerden devam edersek:

- Açelya’nın resminin sergileneceği serginin zamanı geldi. Pembe tonlarında kötü de olmayan bir resim sergilendi. Cesur hem resmi eleştirmeden duramadı, hem de Selin o arada Açelya’nın Janset olayını Cesur’a nasıl anlattığını öğrendi. Yetmedi bu durum kızlarla arasını açtı. Daha da yetmedi, bölümün sonunda birisi tabloyu parçaladı. Bir sürü emek harcanan sanat eserlerine zarar verilmesine karşı olduğumdan biraz bozulmuş olabilirim ben buna.

- Bir diğer sorun Güven’in tahmin edileceği üzere okulun öğrencisi çıkmamasıydı. Kızlar da bu yüzden gidip polise şikâyet etmeye kalktılar. Sonuç: Benim tahminimin aksine piercingli arkadaş ortama uyum sağlamaya çalışan hipster kılıklı sivil polis çıktı. Meğerse kızları korumaya çalışıyormuş.

- Baş şüpheli Toprak’ın evi için arama emri çıkartılması. Bölümün başlarında A’nın polise gönderdiğini gördüğümüz kayıtta Açelya’nın üstünde olan erkek hırkası Toprak’ın evinden çıkıverdi. O nedenle herkes zaten ortalıklarda olmayan Toprak’ı aramaya başladı. Toprak ise klasik bir hamle yaparak Selin’in arabasına bindiği sıra onun arabasının arkasından çıkıverdi.

Biz de bu sayede bölümü o saniye kapatmış olduk. Geçmiş olsun efendim…

Not: Ben hala Eren’in kocaman gözlüklerine alışamadım, nasıl olacak bilemiyorum. Bir de Selin’in yüzündeki benlere daha çok takılmaya başladım.

Bu bölüm de bu şekildeydi yani. Haftaya tekrardan görüşmek dileğiyle.
Devamını oku ...

I am Cait izleyici karşısına çıktı!

Bir zamanların ünlü atleti olan ve Kim Kardashian'ın üvey babası olması sebebiyle kendisine medyada daha çok yer bulan Bruce Jenner'ın cinsiyet değiştirmeye karar vermesi büyük yankı uyandırmıştı. Hatta yeni haliyle yer aldığı Vanity Fair kapağı da bu yankıyı perçinleyen bir adım olmuştu.

Kardashian klanının yer aldığı Keeping Up with Kardashians'ın da yayıncısı olan E! ise son dönemin en popüler isimlerinden Caithlyn Jenner ile yeni hayatı ve değişimi üzerine sekiz bölüm sürecek bir reality şov için anlaşma yaptı. İşte, bahsettiğimiz program 'I am Cait' Pazar günü ilk bölümüyle görücüye çıktı ve 2.73 milyonluk bir izleyici, 1.2'lik  bir reyting topladı.

Belki göze fazla görünmüyordur; analizi şu şekilde:

I am Cait, E!'nin son dört yılda ilk bölümüyle en büyük izleyici sayısını toplayan programı oldu. Ayrıca E!'nin 2015'te şimdiye kadar elde ettiği reytingler içinde ise üçüncü en büyük en büyük reyting oldu. Arkasında kaldığı programlar da canlı yayınlanan Oscar kırmızı halısı (3.3 milyon) ve yine aldığı kararla ve değişimiyle ilgili özel yayınlanan KUWK bölümü 'All About Bruce' (2.92 milyon).

Jenner'ın ilk kez ekrana çıkarak Diane Sawyer'a röportaj verdiği iki saatlik program Nisan'da ulusal kanallardan ABC'de yayınlanmış ve 17 milyon gibi büyük bir izleyici kitlesi çekmişti. Birkaç gün önce özel ödül aldığı ve bir konuşma yaptığı ESPY Award ise 8 milyon izleyici toplayarak tören için büyük bir izleyici kitlesi toplamıştı.

Kaynak: Variety
Devamını oku ...

Comic Con’dan Notlar 4: 2. Günden İlk Bilgiler

Comic Con’un ilk günündeki dizi panellerini bitirdikten ve hatta üç yazıyla üstesinden geldikten sonra sıra geldi bu sefer ikinci günün dizilerine ve panellerine. Üstelik ikinci günde de bir sürü ve hatta ilk günden daha fazla dizinin paneli var.
Ben de girişi günün yıldızlarından The Walking Dead, uzantısı Fear the Walking Dead ve The Big Bang Theory ile açayım dedim.

* AMC’nin sevilen dizisi The Walking Dead, dizideki karakterleriyle Rick, Daryl, Glenn, Michonne, Carol, Carl, Sasha, Abraham ve Morgan ile panele katıldılar. Buna göre:

- Dizinin altıncı sezonun 11 Ekim’de 90 dakika sürecek bölümle başlayacağı açıklandı, reklamları çıkarsak 65 dakika civarı olur herhalde. Ayrıca yeni sezon fragmanını da paylaştılar. FX Türkiye de Türkçe altyazılı halini paylaştı. Eğer altyazısız olsun isterseniz maddedeki linke tıklayabilirsiniz.

- Bu sezon dizide birçok flashback (geriye dönüş) izleyecekmişiz. Hatta bir bölüm tamamen flashback üzerine kurulu olacakmış. 'Kurtlar' da sezonda beklenmeyecek türde bir rol oynayacakmış.
- Andrew Lincoln dizide kestiği sakalını özlediğini ve ilk fırsatta yeniden uzatacağını söylemiş. Yapımcılardan Scott M. Gimple de Rick’in sakalını onun barometresi olarak tanımlamış. Ayrıca Lincoln’ün annesi Michonne ve Rick’in bir araya gelmesini istiyormuş.

(Bu kadın hiç yalnız değil de ömrümüz yeter mi bilmiyorum.)

- Carol’ı oynayan Melissa McBride panele elinde bir tabak kurabiye ile gelmiş.
Nurse Jackie’nin Zoey’i Merritt Wever, çizgi romanda da olan bir karakteri oynamak için diziye geliyormuş. Ethan Embry (Once Upon a Time) de yine diziye bir diğer isim.
- Dizideki karakterleriyle oyuncuların dedikleri: Abraham karakterini tanımlayan anın dizide henüz görülmediğini söylemiş. Carl’a göre Alexandria yaşamaları gereken hayat için bir yeniden başlatma butonuymuş. Carol’e göre onu olduğu kişi haline getiren çevresindeki insanları kaybedişi ve buna artık katlanamayışıymış. Glenn’e göre Nicholas’ı öldürseydi geçmemesi gereken bir sınırı geçer ve oyunun bittiği noktaya gelirmiş.
- Norman Reedus’un sorulara verdiği cevaplara göre rolüne girmek için Motorhead grubunu dinler, bolca kahve içer ve Cand Crush oynarmış. En sevdiği emoji de kırmızı balonmuş.

(Bu adama soracak daha iyi soru bulamamışlar mı acaba?)

- Panele gelemeyen Lauren Cohan (Maggie), Steven Yeun’a “Bitişte komik bir şeyler söyleyebilir misin?” diye mesaj atmış.
The Walking Dead’in uzantı dizisi Fear the Walking Deadin paneli de orijinal dizininki bittikten hemen sonra başladı.

- Panelde yapılan açıklamaya göre dizi 23 Ağustos’ta başlayacakmış. İlk sezon altı bölüm sürecek ve ikinci sezon onayını zaten aldı. Gelmişken onlar da bir fragman yayınladılar tabii.


- Salgının başladığı zamanı ve bir metropolisin çöküşünü anlatmak istedikleri için dizinin merkezi olarak Los Angeles’ı seçmişler. Dizide insanların zombi kıyametine nasıl tepki verdiği ve aileleri nasıl parçaladığı üzerinde durulacakmış. Bknz: Aile draması.

- Zaman olarak Rick’in komada olduğu bir sırada başlayacaklar ve bizim (?) Rick esasında komada 4-5 hafta kalmış. Coğrafik olarak uyuşmazlığın da etkisiyle şimdilik TWD ile bu diziyi çakıştırmayı düşünmüyorlarmış.
- Rick lider ruhlu bir karakter olduğundan uzantıda bu tarzda olmayan birisini merkezde kullanmaya karar vermişler.  Lider olması beklenen kişilerin yaptıkları şaşırtıcı olabilirmiş.

- Panelde daha çok insanların bir zombi kıyametine olan hazırsızlığının üstünde durmuşlar. Hatta yaptıkları bir araştırmaya göre büyük bir şehre gıda yardımı kesildiği takdirde üç günde yiyecekler bitebilirmiş.
Not: Dave Erickson’ın bir vakitler dizi için verdiği bir röportajı da Türkçe olarak şurada bulabilirsiniz. Nasıl bir şey bekleyeceğinize dair daha çok fikriniz olur.
The Big Bang Theory paneline dizideki karakterleriyle Raj ve Amy, yanlarında Chuck Lorre de varken katıldılar. Hatta moderatörlüğü de Kunal Nayyar (Raj) yaptı.

- Panelde dediklerine göre Sheldon ve Amy ile ilgili izleyici sorularının hepsi dokuzuncu sezonun ilk bölümünde cevaplanacakmış.
- Paneldekiler ünlü fizikçi Stephan Hawking ile birlikte çekim yapmanın hissettirdiği tuhaflıktan ve onun yazılan senaryoyu okuyacak olmasının getirdiği heyecandan bahsetmişler.
- Mayim Balik, Jim Parson’ı öpmeyle ilgili “İkimiz de karakterlerimizin yaptığından daha farklı nasıl öpüşülür biliyoruz.” demiş. Kunal “Dil var mıydı?” diye sorunca da “Sonra söylerim.” cevabını vermiş.
- “Sheldon mühendislerden neden nefret ediyor?” sorusu “O, anlamadığı şeyden nefret ediyor.” şeklinde cevaplanmış. Chuck Lorre’nin demesine göre kreatif takımdakiler dizideki karakterleri nörd olarak düşünmediklerini söylerken Bill Prady farklılığı kutlayan kişiler olarak tanımlamış.

(Bu arkadaşlar nörd olmuyorsa kim oluyor ki o zaman?)
Devamını oku ...

Comic Con’dan Notlar 3: İlk günden son izlenimler

Geldik Comic Con’un ilk günüyle ilgili son izlenimlere. İlk günde panelleriyle orada olan diğer diziler de Teen Wolf, yeni MTV dizisi Damien ve Dark Matter’dı.

* Bir süre önce yeni sezonu başlayan Teen Wolf, Comic Con’un sevilen ekiplerinden, her sene uğruyorlar ve genellikle de kadronun çoğunu alıp geliyorlar. Bu sene de dizideki karakterleriyle Scott, Stiles, Lydia, Malia, Liam ve Theo, yanlarında yapımcı Jeff Davis ile arz-ı endam etmişler.

- Dilerseniz ortadan kaybolmadan önce panelin videosunu şuradan izleyebilirsiniz. Oyuncuların panel ‘tipleri’ de şu şekilde.
- Dizinin beşinci sezonda olduğu gibi 20 bölüm sürecek bir altıncı sezonla geri döneceği açıklandı.
- Beşinci sezonla birlikte ana karakter olarak dizide yer almayan Derek’i, yani Tyler Hoeclin’i Tyler Posey paneldeyken aramış. O sırada Tyler telefonu açmasa da birkaç dakika sonra kendisi aramış ve Derek’i oldukça özlediğini belirtmiş. Jeff Davis istediği zaman diziye dönebileceğini belirtse de Hoeclin kesin bir zaman vermekten kaçınmış.

[Şu nokta çıkmadık candan ümit kesilmeyen nokta olsa gerek.]

- Dizinin ilerleyen bölümlerinde muhtemelen içinde Theo’nun olacağı bir şekilde Scott ve Stiles’ın arkadaşlıklarının sınanacağını söylemişler. Yine Scott ve Liam arasında da bazı anlaşmazlıklar çıkacakmış.
- Dizideki kahramanların mezuniyeti yaklaşmakta, malumunuz. Kadrodan son yıllarını bir cümleyle alıntılamalarını istediklerinde Stiles “Elinizi cipimden çekin.”, Malia “Geyiği seviyorum.”, Lydia “Bütün canavarlar canavar şeyle yapmaz.” ve Scott da “Sürüm benim dayanağım.” demişler.

* A&E’nin yeni sezona hazırladığı dizilerden birisi de The Omen film serisinin diziye uyarlanmış hali Damien. Onun da paneline de Merlin’in Kral Arthur’u Bradley James, Once Upon a Time’ın Clara Mİlls’i Barbara Hershey ve The Walking Dead’in Hershel’ı Scott Wilson katılmış. Dizinin The Walking Dead’in arkasında da çalışan yaratıcısı Glen Mazzara da oradaymış.

- Bunlar da dizinin fragmanını yayınlamak için Comic Con’u tercih eden ekiplerden oldular.
- Hikaye The Omen’in 25 yıl sonrasında geçecek, yani karşımızda 30 yaşına dayanmış bir Damien bulacağız ama bu 25 yıllık boşluğu da bölümlerde dolduracaklarmış. İlk filmde olanların üstünden geçeceklerse de devam filmlerine dokunmayı planlamıyorlarmış. Zaten diziyi ilk filmin uzantısı olarak hazırlamışlar.

Damien’ı 30 yaşında getirmelerinin nedeni de İsa’nın da çalışmalarına bu yaşta başlamış olmasıymış. Her ne kadar insanlığına tutunmaya çalışsa da bir yandan da içindeki şeytanla mücadele eden Damien, dizide Deccal olarak karşımıza çıkacak.
- Filmin devamı niteliğindeki konusu ve içeriği nedeniyle orijinal ölümler dahil olmak üzere dizide sınırları zorlayacaklarını belirtmişler. Mazzara dizideki dine dayalı ögeler nedeniyle insanların göstereceği tepkileri merak ediyormuş.
(Zaman zaman belli bazı gruplar dizilere takıyorlar da böyle. Mesela en son Lucifer dizisi Şeytan’ı olduğundan daha farklı ve hoş gösterdiği için bazı kurumlardan tepki almıştı.)
Dizinin A&E'de yayınlanacak ilk sezonu 10 bölüm sürecek ve 2016’da yayına girecek.

* Syfy’ın hali hazırda yayınlanan yeni dizisi Dark Matter kadrosundan Melissa O'Neil, Anthony Lemke, Roger Cross ve Jodelle Ferland ile Comic Con’a katılmış ve “Bildiğinizi düşündükleriniz ve bizim kendimizle ilgili düşündüklerimiz tamamen yanlış. İyi insanlar olduğumuzu ve iyi şeyler yaptığımızı düşünsek de o kadar iyi değiliz.” diye gelecek bölümlerde ortaya çıkacakları özetlemeye çalışmışlar.

Ayrıca en son Orange is the New Black’te Stella olarak izlediğimiz Ruby Rose da diziye android olarak konuk olacakmış.
Devamını oku ...

Tatlı Küçük Yalancılar 1. Bölüm: Bir sırrım var, tutar mısın?

Yaz dizileri sezonunun kuşkusuz en beklenilen dizilerinden biri olan Tatlı Küçük Yalancılar nihayet geçtiğimiz akşam karşımıza geldi. Kadrosu bir yana, beklenmesinin önemli nedenlerinden birisi elbette genç kitlenin sevilen dizilerinden Pretty Little Liars’ın telifi alınmış uyarlaması olması. Hali hazırda Salı günleri altıncı sezon yayını devam eden dizi, benim başladığı zamandan beri severek takip ettiğim bir dizi olduğundan elbette uyarlamanın ilk bölümünün karşısına geçtim.

İtiraf edeyim, daha başlamadan her ne kadar yapamayacağını bilsem de karşılaştırmadan izlemeyi denedim ve tabii ki beceremedim; o nedenle yazının devamı orijinali ile olan bazı karşılaştırmalar üzerinden yürüyecek. Şimdiden genel olarak konuşursak da eli yüzü düzgün bir uyarlama olduğu söylenebilir, göze batan bazı şeyler tabii ki olsa da sağ olsunlar batırmamışlar.

* Dizinin girişinde ilk Scream filmini izleyecek kızların Açelya’nın yaptığı şakayla Scream’in kendisini yaşaması açıkçası pek güzel bir şaşırtmacaydı. Önyargımın da etkisiyle telefondakini A sanan ve durumun uymazlığına dair dair tweet atan (https://twitter.com/aytackara/status/618114953686323200) ben, lafımı çok güzel yedim. Tadı da güzeldi.

* Diziyle ilgili dikkatimi çeken noktalardan birisi karakterlere isim koyarken orijinal dizideki karakterlerin isimlerinin baş harflerinden uydurabildikleri ölçüde gitmeleri oldu. Örneğin, Ezra = Eren, Aria = Aslı, Spencer = Selin, Emily = Ebru, Hanna = Hande ve Jason = Cesur.

* Dizinin uyarlanacağı haberi duyulduğunda aklıma gelen noktalardan birisi elbette lise öğretmeniyle aşk yaşayan öğrenci olayıydı. O nedenle bütün hikâyeyi üniversiteye taşımış olmaları herhalde kimsenin şaşırmadığı bir nokta olsa gerek. Tabii lise ortadan kalkınca Aria muadili Aslı’nın hem annesi hem de babası aynı okulda çalışır olmuşlar.

Not: Daha önce Kayıp’ı yazan Elif Usman’ın Açelya’nın kayboluşu ile ilgili Selin’in ailesinin yaptığı konuşma sırasında ‘Murat Şarman’ın kayıp yeğeni’ lafını geçirmesi ve diziye selam çakması çok tatlıydı.
* Dizideki ana karakterler içerisinde değişikliğe en çok uğrayan orijinal diziyi izleyenlerin tahmin edeceği gibi Emily muadili Ebru olmuş. Lezbiyenlik zaten hak getire, ona girmiyorum bile. İlk bölümde Hanna’nın gözlük çalması gitmiş, yerine daha iyi yüzebilmek için profesyonel mayo çalmaya kalkıp yakalanan Ebru gelmiş. Çünkü karakter yüzme bursuyla okulda okuyan birisi olmuş.

Peki, kötü olmuş mu? Hayır. Değişikliği diziye güzelce yedirmişler. Lezbiyenlik konusuna dönersek, karakteri platonik aşık olarak Açelya’nın kardeşi Cesur’a yazmışlar.

* Dizinin kadrosunun endişe giderici bir şekilde güzel kurulduğunu itiraf etmemek olmaz. Erkeği de olmuş, kızı da olmuş. Yetişkinler zaten ayrı bir olmuş, özellikle de Gökçe Yanardağ’ın oynadığı Hande’nin annesi mesela. Bu da uyarlama önyargısını gideren başka bir unsur oldu zaten. Bir de Şükrü Özyyıldız’ın daha çok şarkı söylediğin görmemizde ‘hiç’ bir mahsur yok mesela.

(Yalnız Ebru karakteri biraz daha az ağlarsa mükemmel olacak.)

* Orijinal dizinin bölümlerini kullanma açısından da hızının bir buçuk bölüm Pretty Little Liars kadar olduğu söylenebilir sanıyorum. Bugün 126. bölümü yayınlanacak diziyle birebir gitmemek akıl karı bir olay zaten.

* Yabancı bir dizinin birebir uyarlanması elbette beklenemez, bekleyen de biraz kendisini kandırmış olur ama bölüm boyunca gözüme ellenmemesi gereken bir değişiklik olarak gözüken kuşkusuz Mona’nın varlığı oldu. Daha doğrusu var olmaması. Zira kendisi dizide varsa bile ilk bölümün hiçbir yerinde yoktu.

Hanna’nın gözlük çalması değiştiğinden insan kesinlikle olmaz da diyemiyor şimdiden. Kendisinin yüksek dereceli önemini PLL izleyenler iyi bilir, bu nedenle bu değişikliğin dizide nelere gebe olacağı merak ettirmedi değil.
* Eh, Aslı ve Eren’i atlamak olmaz. O konu da bir kez daha göze batmayan bir şekilde güzel değişikliklere uğramışlar. Mesela tanışma.

Kafe/bar gibi bir yerde tanışıp, ardından tuvalette öpüşmelerini bekleMEdiğim Aslı ve Eren’in tanışması, denizde yüzerken eşyaları çalınan Aslı’nın arabasıyla oradan geçen Eren’e rastlaması ve yardım almasıyla oldu. Sonrasında anladık ki Eren hırsıza para vermiş ve meğerse bu tanışmayı kurgulamış.
Benim bundan anladığım Ezra’nın roman hikâyesini öne çıktıkları ama sonuçta A’dan Eren’e mesaj geldiğini gördüğümüze göre bizi güzel ve farklı bir şeyler bekliyor. Yalnız bir konuda daha haklarını vereyim, sonraki bir zamanda geçen sahildeki Aslı-Eren sahnesinde Eren öpüşmekten kendini çekince “İlk bölümden öpüşmek caiz değil mi?” diye saçma bir şeye düştüydüm.

Hikâyeye bir de ‘Eren’in asistanı Aslı’ ekleyip hoca odasında o kısmı tamamladılar sağ olsun. Çemkirmeme bir kez daha yer vermediler.

* Bu maddeye bu kadar yazıyı yazıp da giriş jeneriğinden bahsetmeyi şimdi hatırladığımı bir itiraf ederek önce bir giriş yapayım. Genellikle ıvır zıvır işlerini yaparken veya yabancı dizilerle ilgili yazı yazarken Türk dizilerini izleyen birisi olarak bu sezon epey bir diziyi izlediğimi de hazır gelmişken itiraf etmiş olayım. Gördüğüm bir sürü jenerik içerisinde bu izlediğimiz baya bir üst sırada yer bulmuş, hatta en iyisi olmuş bile olabilir.

Sertap Erener’in Pretty Little Liars’ın ününe ün kattığı The Pierces – Secret (https://www.youtube.com/watch?v=WUWu744yhjA&index=3&list=LLuYLzsjM0I61U1_gal19pZg) parçasının uyarlamasını kullananlarına zaten şapka çıkarmış durumdayım.

Açelya’nın kaybolması, bir yılın ardından yolları ayrılan kızların bir araya gelmesi, Açelya’nın ailesinin evinin bahçesinde ölü bulunması, cenaze, A başlıklı mesajların gelmeye başlaması, gerilimin doruğa dayanması, Aslı-Eren’in başlamaya yüz tutan aşkı, Selin’in ablasının nişanlısı Ilgaz’ı öpmesi ve bu durumun kardeşler arasında çıkardığı sorun derken işte uyarlama bölümümüz başladığı gibi bitti.

Haliyle yazı da bu sayede bitiverdi. Diğer PLL sevenlerini bilmem ama beklediğimden daha iyi bir uyarlama gördüğümden yolunun açık olmasını diliyorum… Umarım reytingi de bu yönde olur.
Devamını oku ...

Comic Con’dan Notlar 2: İlk günden izlenimlere devam

Daha önce şu yazıyla ilk günkü Comic-Con haberlerine biraz giriş yapmıştım. Kaldığımız yerden ilk gün panelleriyle devam edelim:

* İlk günkü panellerin Youtube videoları düşmeye başladı. Tabii ki internetten çabuk kaldırılma ihtimalleri her daim olmakla birlikte, Sherlock ve Doctor Who’ya dilerseniz dizi isimlerine tıklayarak izleyebilirsiniz.

Doctor Who demişken panele yeni doktor Peter Capaldi’nin yanında Jenna Coleman (Clara Oswald), Michelle Gomez (Missy) ve dizinin yapımcısı Steven Moffat da katıldı. Panelden çıkanlara bakarsak:
- Dizinin 19 Eylül’de başlayacağı açıklandı ve bir fragman yayınlandı.


- Dizinin çekimlerinin yarısı civarını bitirmişler. Ayrıca Game of Thrones’un Arya’sı Maisie Williams da gizemli bir rolde diziye konuk olacak. Fragmanın sonunda onu da görebilirsiniz.
- Steven Moffat Doktor’u oynayan kişilerin değişmesinin yazım sürecini oldukça etkilediğinden bahsetmiş. Missy ile Doktor’un ilişkisinin aslında karmaşık olduğunun ve Doktor’un hayatına tekrardan tahmin edilemeyecek bir şekilde gireceğini de belirtmiş. Clara’yı Doktor’a çevredekilerle iletişim kurmada yardım ederken görecekmişiz ve davranışları artık daha rahat olacakmış.

* Steven Moffat oradan hemen Sherlock’un paneline geçti. Başroller olmasa da Benedict Cumberbatch (Sherlock), Mark Gatiss (Mycroft) ve Andrew Scott’tan (Moriarty) neden gelemediklerinden bahsettikleri bir video izletilmiş.

- Karşımıza Yılbaşı özel bölümüyle gelmesi beklenen dizi için bir tanıtım yayınladılar. Bölüm Victoria devrinde, yani kitapların geçtiği dönemde geçecek.
- Daha önce Game of Thrones’ta da örneğini gördüğümüz gibi dizinin Noel Özel bölümü bazı sinemalarda gösterilecekmiş.
- Ayrıca Moffat Bey dördüncü sezonun  nasıl ilerleyeceğini bildiğini söylese de henüz senaryonun başına hiç oturmadığını da açıklamış. Yani dizinin karşımıza gelişinin 2017’ye bile kalabileceği haberleri boştan değil…
- Kendisi Irene Adler’ı görüp görmeyeceğimiz konusunu bilmediğinden de bahsetmiş. Sherlock ile son karşılaşmalarının nasıl ilerlediğinin gizemli kalmış olmasından hoşlanıyormuş. “İkisi de birbirini düşünüp günde bir kez gülümsüyorlar.” Buyur çek istediğin yere şimdi…
- İhtimal dışı bir konu olmasa da henüz Doctor Who ve Sherlock’u çakıştırma planlarında değillermiş.

* CBS’in ikinci sezon onayı alan ve 21 Eylül’de başlayacak olan dizisi Scorpion’un panelinde kadrodan lyes Gabel, Robert Patrick, Katharine McPhee, Eddie Kaye Thomas ve Jadyn Wong vardı. Bence yapmasalardı da olurdu bu panelden çıkan en önemli haber 26 Ekim’de, yani Supergirl’ün başlayacağı gün 90 dakikalık özel bir bölüm yayınlayacak olmaları. Bir de müzisyen Gene Simmons’ı diziye konuk edeceklermiş.
Devamını oku ...

Comic Con'dan Notlar 1: İlk Günden İlk İzlenimler

9-12 Temmuz arasında devam edecek olan Comic Con’un ilk gününe başladık ve birçok dizi ve oyuncuları, panelleriyle veya Amerika’daki ünlü TV sitelerinin Comic Con süitlerine uğrayarak sevenlerinin karşısına çıktılar. İşte kısa kısa çeşitli bilgiler:

* Öncelikle her ne kadar düzenlenen panellerde Periscope kullanımı hoş görülmeyen bir şey olsa da “Yasaklar delinmek içindir!” lafının peşinden giden çeşitli kişiler oldu elbette. Hatta Variety’nin Açlık Oyunları filminin soru-cevap panelinden yaptığı yayını ben de takip ettim.

* 2011 yapımı aynı isimli filmden dizi olarak uyarlanan Limitless’ın yapımcılarından birisi olan Bradley Cooper, aynı zamanda ilk bölümde yer alacak ve programı elverdiğince dizide filmdeki karakteriyle yer almaya devam da edecek. İşte aynı Bradley Cooper Comic Con paneline de çektiği bir videoyla Londra’dan katıldı. Kendisi dizinin başrolü Jake McDorman’ı pek bir övmüş.

Ayrıca dizi, filmin kaldığı yerden alacakmış. İlk gün dizinin ilk bölümünün gösterimini de yapmışlar ve birçok beğenen olmuş. Dizinin başlangıcı 21 Eylül’de ve Comic-Con’a özel bir fragman da çıkardılar.
Panele kadrodan katılanlar da dizinin başrolü Jake McDorman ve dizide Adli Tıp’tan birini oynayacak olan Hill Harper.

Extant: Katılımcılar arasında ana karakterlerden Halle Berry ve Jeffrey Dean Morgan de bulunuyordu. Berry ve yapımcı özellikle ‘kimin hayatta kalacağı ve nasıl bir evrime uğrayacakları’ konusunun üstünde dururken robotlarla insanların arasındaki bağın kopmaya başlayacağının da altına çizmişler.
Benim altını çizdiğim konu ise dizinin ikinci sezon reytinginin berbat olması oldu. Sonu hayrolsun.

Under the Dome’dan panele katılanlar arasında Barbie, Christine ve Joe da vardı. Panlde dizide ‘önem arzeden’ ölümlerin olacağından bahsedilmiş ve Christine’in Chester Mills’e gelişinin önemi üzerinde durulmuş. Anlaşılan Big Jim nihayetinde ‘dengini’ bulmuş ve kastımın romantik bir anlamı olmadığını söyleyebilirim.
* PETA’nın hayvan çalıştırdıkları için tepesinde olduğu Zoo oyuncuları dizide ‘hayvanların’ tarafını tutmamızı istediklerini dile getirmişler. Dile getiren, yani diziyi temsil edenler James Wolk, Kristen Connolly, Billy Burke ve Nora Arnezeder bu arada.

Şahsen izlediği dizilerde zombilerin veya vampirlerin insanları kurutmasına pek itiraz etmeyen birisi olarak hayvanlara da itiraz etmem sanıyorum.
Devamını oku ...

San Diego Comic Con Başlıyor!

Oynadığı diziler Warner Bros Television'dan çıkan oyuncular bir videoda bir araya gelmişler ve Comic Con'un kendileri için ne anlama geldiğini üç kelime kullanarak özetlemişler. Warner Bros aynı zamanda The CW'nun ortaklarından olduğu için kanalın dizilerindeki oyuncular ağırlıklı olsa da videoda bulunan isimler şu şekilde:

* Supernatural’dan Jared Padalecki ve Jensen Ackles
* The Vampire Diaries’den Ian Somerhalder, Paul Wesley, Candice Accola ve Michael Malarkey
* The Flash’tan Candice Patton, Carlos Valdes ve Danielle Panabaker
* Arrow’dan Katie Cassidy ve Paul Blackthorne
* The 100’dan Eliza Taylor
* The Originals’dan Charles Michael Davis
* iZombie kadrosundan Rose McIver, Malcolm Goodwin, Rahul Kohli, Robert Buckley ve David Anders
* Mike Tyson Mysteries’den Mike Tyson
* Person of Interest’ten Kevin Chapman
* Gotham’dan Ben McKenzie, David Mazouz ve Camren Bicondova
* Blindspot’tan Jaimie Alexander (Yeni Dizi - Fragman)

Not: Comic Con, en büyüğü ve popüleri San Diego’da olmak üzere dünyanın birçok yerinde düzenlenen, orijinal olarak çizgi romanlar üzerine olsa da zaman içinde genişleyerek özellikle bilimkurgu ve korkuya dayalı film ve dizileri; animasyon, anime, manga, video oyunları ve fantastik kitaplar gibi birçok türü de bünyesine dahil eden panellerin ortak adı.

İlk olarak 1970’da düzenlemeye başlayan panellerin San Diego’daki bu yılki ayağının zamanı da geldi. 9-12 Temmuz boyunca devam edecek ve sevilen birçok diziden bir sürü yıldız da katılacak. Soru-cevap da içeren paneller haliyle yabancı dizilerden izleyicilere gelen bilgiler açısından her yıl oldukça verimli bir dönem yaşanıyor.


Devamını oku ...

Tatlı Küçük Yalancılar 1. Bölüm: Kötülük yapan, kötülüğe uğrayandan daha zavallıdır

Geçtiğimiz hafta yayın hayatına başlayan Tatlı Küçük Yalancılar’da geldik ikinci bölüme. İlk bölüme yazdığım yazı esasında orijinalle karşılaştırma üzerinden yürüyen bir yazıydı; tamamen bırakmasak bile artık dozunu kısıp elimizdekine odaklanmanın zamanı geldi sanıyorum.

* Geçtiğimiz bölümü A’dan mesaj alan kızların buluşmaya gitmesiyle kapatmıştık. Ayaklarını görerek kapattığımız kişi meğerse Ilgaz çıktı. A, Selin’in telefonundan gizlice Ilgaz’a da buluşma mesajı atmış ve fesat beyimiz de Selin ile buluşmak için koşa koşa gelivermiş. Dahası Selin o dakika durumu açıklasa bile anlamak bilmedi. Ama zaten bütün bu tiyatral buluşmanın hedefi sahte Ilgaz-Selin konusu değildi.
A’dan gelen mesajla Selin’in Toprak’ın telefonuna yaptığına gönderme yaparak Janset ve Toprak'ı kızlar için ilk hedef yapmış oldular.

Ayrıca Ilgaz'ı öpüşmenin tüm suçunu Selin’e atarken, bu nedenle Melisa’yı ailesine hiçbir şeyden bahsetmezken ve kafası karışık olsa da nişanı bozarken gördük. O kız o yüzüğü geri takacak, o bence bariz de olsun bakalım…
* Sinirleri bozulan kızları numarayı engellerken de gördük, polise gitmeye karar verirken de… Ama A olunca basit lokma olmuyorsunuz tabii. Janset kozu malum olduğundan kızları gayet güzel bir şekilde geri adım attırdı. Kızlar da ne yapacağını düşünürken atılımı Hande’den gördük ve orijinal diziden bir karakterle daha tanışmış olduk: Barış ya da diğer şekliyle Caleb.

Orijinalde lisede okuyan birisi değildi ama burada Bilgisayar Mühendisliği’nde okuyan ve hackerlik mesleğinden para kazanan birisi olmuş. Hande’nin isteği olan mesajları atanı bulma görevi için de önce 1000 lira, olmayınca maskeli baloya birlikte gitme teklifini getirdi. Ve tabii ki reddedildi.

* Maskeli balo… Eh, bu tarzda diziler partisiz geçmez. Biz de bir nevi girişimizi yapmış olduk. Amerikan dizilerindeki gibi hocaların da olduğu türden bir balo işte. Bu muhabbetin başlamasıyla da iki karakter daha kadraja girdiler. İlki Hande'nin yakışıklı erkek arkadaşı Seçkin (yani Sean), diğeri de en yakın arkadaşı Müge. O da gayet önemli karakterlerden Mona olmuş. Güzel de olmuşlar.

* Eren tezgâh yapıp Aslı’nın çantasını çaldırıp ardından kapının önüne bırakmıştı. Bunun üstüne yapılan aile konuşmasında da Aslı’nın kardeşi Mert’i, yani ana diziden Mike’ı tanımış olduk.
Sınıfta kilitli kalan Janset'i kahraman öğretmen kurtardı tabii ki.Sınıfta kilitli kalan Janset'i kahraman öğretmen kurtardı tabii ki.
* Aile demişken ailelerden devam edelim, aradan çıksın. Hande’nin annesi Asuman nişanlanan eski kocasının nişan resimlerine bakarken Hande’ye yakalanıverdi. Ortada bir baba olmamasından zaten belliydi ama Hande ile araları bozuk çıktı. Bu yine de bir ara babayı ve nişanlısını görmemiz için engel değil tabii. Hatta yapalım biz bunu.

* Sorunlu bir diğer aile ilişkisi de Açelya’dan çıktı, onun da abisi Cesur ile arası bozukmuş. Kardeşinin eşyalarını atmaya karar veren Cesur, istediklerini alması için kızlara izin verdi. Hande, Açelya’nın daha önce balo için giydiği kıyafeti alırken bu sırada günlüğünü de buldular. Tabii ki ikinci bölümden bir sürü cevap alamayacağımız için olaya dahil olan Cesur günlüğü ellerinden aldığı gibi kızları da postaladı.
Her şeye rağmen platoniği Cesur’u korumaya çalışan Ebru da dipnot olsun. Bu bölüm öncekinden daha iyi geldi göze… (Yalnız o evhamlı anneyle işimiz var bizim biraz.)

* Bu bölümün bence en sevilesi durumlarından birisi kuşkusuz harçlığını çıkarmak isteyen Hande’nin bir psikoloğun sekreteri olarak işe girmesiydi. Kadın orijinal diziye göre Dr. Sullivan olmuşa benziyor ama biraz erken çıkmış ortaya, o ayrı tabii. Gerçi Caleb misali Barış da orada ilk sezonun ortasında çıkıyordu güya…
Gayet eğlenceli bir patron buluvermişler. Üstelik öğrendik ki kendisi Janset’in ve bir vakitler Toprak’ın da psikoloğuymuş.
 * Sıra çiftlere ve baloya da geldi elbet. Öncelikle Aslı-Eren’den başlayalım diyorum. A’dan aldığı mesajlar nedeniyle hem foyası ortaya çıksın istemeyen hem de Aslı’yı korumaya çalışan Eren, öncelikle araya mesafe koydu. Aslı da duruma bozuldu. Ardından asistan aradığı projeyi rafa kaldırdı. Aslı kabullenemediğinden müzik yaptığı yere gitti ve A yüzünden Eren bu sefer kızın kalbini kırdı.

Ama dayanamayıp Aslı’ya kitap içinde bir not vererek bir yere buluşmaya çağırdı ve kabaca “Sorun sende değil, bende. Benden uzak dur.” konuşması yaptı. Sonrasında uzak durdular ama tabii ki beceremeyecekler. Çünkü biz dizi izliyoruz şurada.

Not: Eren’in gözlükleri değiştirsek mi? Adamda emanet gibi duruyor da.
Not 2: Aslı ve Eren ‘ayrılık’ konuşması yaparken üstüne bir de Mor ve Ötesi’den Benim Küçük Sevgilim çalmaya başlayınca beni bir gülme tuttu. Artık oyunculuklar mı çarptı, diyaloglar mı tuhaf kaldı bilemedim. Tanrı affetsin.
Not 3: Kitap dediğin şey çöpe atılmaz! Bari gözünü kararttın git kâğıt dönüştürmek için olan çöpe at da bir işe yarasın. (Sonunda aldı da kitaba değil notta ne yazdığına dair merakına dayanamadığından.)

* Sırada Hande ve Barış var. Her ne kadar başta reddetse de mesajların rahatsız ediciliğine dayanamayan Hande baloya eş olarak gitme teklifini kabul etti. Seçkin’i de bir güzel ekti tabii ki. İkili şimdilik tatlı sert kapışıyorlar ama bunlar da kısa sürede sevgili konumuna gelirler elbet. Benim merak ettiğim zaten o değil, Seçkin’in ne olacağı. Bir Medcezir’den Orkun versiyona daha sabrım var mı bilmiyorum açıkçası.

Baloya birlikte katılmalarına rağmen tam bir çift olmadıklarından pek bir şeyleri olmadı ama Hande Janset’in dosyasını almaya psikoloğun ofisine girmeye gittiğinde onu ‘motoruyla’ götüren yine o oldu. Bu ziyaretten ortaya çıkansa Toprak’ın başına gelenlerin sorumlusunun Açelya olduğunu biliyor olması ve Açelya kaybolduğunda dışarıda olduğunun ortaya çıkması.

Yani buyurun ayıklayın pirincin taşını. Ama bana kalırsa tabii ki suçlu Toprak çıkmayacak. Zira dediğim gibi daha ikinci bölümdeyiz.
* Son olarak da Toprak ve Selin’e geldi sıra. Selin biraz görev icabı, bence biraz da merakından dolayı Toprak’ın çevresinde dolanmaya başlayarak araştırma işine girişti. Merak kısmı da elbette okula gelip Selin’le konuşmak isteyen Ilgaz’la kavga edip Selin’i kurtarmasından. Açıkçası kendisi dizideki erkek karakterler arasında şimdilik en ilgi çekici olan duruyor.

Ardından Selin herkes tarafından canavar muamelesi gören Toprak’ın derste yanına oturdu. Ilgaz'dan dolayı teşekkür amaçlı yemeğe de çıktılar.  Toprak da cesaret edip maskeli baloya onu davet etti. Bütün geçmişte olanlara karşılık baloya gelmeye niyetlendi yani. Başkası olsa ev-okul mekik dokur. Gerçi annesine prova var diye yalan söyleyen Ebru bile geldi oraya.

Hande psikoloğun dosyasından Toprak ile ilgili gerçeği çıkarınca kızlar sayesinde Selin’in de haberi oldu tabii. Üstelik onlar da tam sessiz bir yerde Toprak Açelya ile ilgili itiraflarını yapacağı sırada. O yapamadan Selin apar topar kalktı ve Toprak’tan kaçmaya başladı.

Burada da çok lazımmış gibi devreye A girdi ve Selin’in kafasına odun gibi bir şeyle vurarak bayıltı. Sonrası malum, bitirdik bölümü. Yani böyleydi işte. Fena bir bölüm değildi açıkçası ama itiraf edeyim, oyunculuklara takılmamaya çalışarak izliyorum diziyi. Çünkü öteki türlüsü çarşı biraz karışabilir…

Not: Kızların peşinde dolaşıp onları gözetleyen kişiden ne çıkacak en merak ettiğim de o. Yanlış hatırlamıyorsam orijinal dizide böyle bir şey yok. A’nın yardımcısı desen, göstermezler herhalde açık açık. Polis kızları takip ettiriyor desen, kaşında piercing olan polis de biraz saçma kaçar. Hadi hayırlısı…
Devamını oku ...

Çığlık atmanın zamanı geldi!

Nihayet yoğun ve birçok açıdan karışık geçen yaz mevsimine ait görünümlü Haziran ayını arkamızda bırakıyoruz ve yeni diziler açısından biraz daha sakin bir aya giriş yapıyoruz. Ama onun öncesinde bir kez daha geçtiğimiz haftanın yabancı dizi haberlerine bir bakalım:

* Öncelikle yeni başlayan veya bugün başlayacak dizilerle girersek:

Mr. Robot: Uzun süre önce ilk bölümü nete verilen dizi TV’deki açılışını da yaptı. Konusundan şurada daha önce bahsetmiştim; denemesi tavsiyedir. IMDB şu an 9.4 mesela. İkinci sezon onayını da yayından bir gün önce aldı.
Zoo: CBS’in bugün başlayacak yaz dizisi. Ülkemizde de yarın akşam FX tarafından yayınlanacak. Başrollerinde James Wolk (The Crazy Ones, Zach) ve Billy Burke’ün (Revolution, Miles) olduğu dizi, tüm dünyada sayıları ciddi biçimde artmaya başlayan vahşi hayvan saldırılarının nedenini araştırmaya koyulan bir zooloğun (Wolk) başından geçenler üzerine.

James Patterson’ın aynı isimli romanından uyarlama. Fragmanı.

Scream: MTV’nin bugün başlayacak olan dizisi. Kısa yoldan tanıtımı, aynı isimli ünlü film serisinin dizi olarak televizyona geldiğini söylemekle olur sanıyorum. Fragmanı şurada. Dizideki tipler esasında şu şekilde ve MTV bu dizinin tanıtımını yapmak için diğer dizilerinde yer alan oyuncuların yer aldığı bir başka tanıtım filmi de hazırladı. Dilerseniz ilk sekiz dakikayı da izleyebilirsiniz.
Not: Ekranella yazarlarından sevgili Nida Fındık da Aralık zamanı, dizi duyurulduktan sonra kendisiyle ilgili bir yazı kaleme almıştı.

- Ayrıca SuitsUnder the DomeGracelandRookie BlueTeen Wolf ve Falling Skies yeni sezonlarıyla ekrana geri döndüler.
* Onay-iptal konusunda son haberler şu şekilde:

- Amazon, son Altın Küre’nin gözde dizisi Transparent’a daha ikinci sezonu başlamadan üçüncü sezon onayı verdi.
- Az önce de dediğim gibi USA Network gelen yorumlardan oldukça memnun olduğu Mr. Robot’a ikinci sezon onayı verdi.
- NBC, Aquarius’a ikinci sezon onayı verdiğini açıkladı. Dizi, tarihin ünlü seri katillerinden Charles Manson ve müritlerinin karıştığı olaylar üzerine ve David Duchovny’nin (CalifornicationThe X Files) canlandırdığı dedektif ile ortağının onların peşinde oluşunu izliyoruz.
- Channel 4, No Offence’e ikinci sezon onayı verdi. Tehlikeli bir bölgede göreve başlayan bir grup acemi polisin başından geçenler üzerine komedi-suç draması karışımı bir dizi. İlk sezon sekiz bölüm.
- Lifetime, Lizzie Borden Chronicles’ı ilk sezon sonunda iptal ediverdi.

Pretty Little Liars’ın uyarlaması Tatlı Küçük Yalancılar ile ilgili bazı güncellemeler de var.
Çıkardıkları iki yeni fragmana şuradan bakabilirsiniz. Onlardan da anlaşılıyor ki dizini başlangıcı 6 Temmuz Pazartesi olarak güncellenmiş. Yine fragmanlara bakarsak Toby’yi en son Medcezir’de yer alan Burak Deniz canlandıracak. Ashley Marin ise Gökçe Yanardağ olmuş; ayrıca kanalın sitesine bakarak bir tahminde bulunursak Jenna’nın da Janset ismiyle Merve Çağıran tarafından canlandırılacağını çıkarabiliriz.
* Bilimkurgu, korku ve fantezi türündeki dizilere verilen Satürn Ödülleri sahiplerini buldu. Kazananlara şuradan bakabilirsiniz.

* Bebek sezonu hareketliliğine aynen devam etmekte:

- Hamileliği nedeniyle Criminal Minds kadrosundan ayrılan Jennifer Love Hewitt, ismi Atticus James olan ikinci bebeğini kucağına aldı.
Grey’s Anatomy’nin Dr. Jackson Avery’si Jesse Williams ve eşi de ikinci çocuklarını bekliyorlarmış.
* Geldi sıra kadro haberlerine:

Game of Thrones’un Oberyn Martell’i Pedro Pascal, Netflix’in 28 Ağustos’ta başlayacak dizisi Narcos’ta karşımıza çıkacak. Diziden daha önce şurada bahsetmiştim. Oyuncu, Escobar’ı içeri tıkmak için peşinde olan Meksikalı bir ajanı canlandıracak.

- Ardı ardına cinayet işlenmeye başlayınca karışan bir üniversite kampüsü üzerine kurulu Ryan Murphy dizisi Scream Queens’in kadrosuna, ünlü şarkıcı Ariana Grande’nin karakterinin annesi olarak Charisma Carpenter (Angel, Cornelia), babası olarak da Roger Bart (Revenge, Mason) katıldı. Dizi 22 Eylül’de başlıyor. Fragmanı.
- İkinci sezon kadrosunu genişletmeye devam eden Outlander’a tarihin bilindik figürlerinden Louise de Rohan’ı canlandırması için genç oyuncu Claire Sermonne seçildi. Karakter farklı kişiliklere sahip olsalar da Claire ile arkadaş olacak olan biri.

The Fosters’ın ana karakterlerinden Jesus’u canlandıran Jake T. Austin’in diziden ayrılmasıyla karakteri canlandırmak için genç oyuncu Noah Centineo seçildi.
- İkinci sezonda yeni bir konuyla geri dönecek American Crime’ın kadrosunda ilk sezonda yer alan oyuncular Lili Taylor (Nancy), Elvis Nolasco (Carter) ve Richard Cabral (Hector), yeni sezonda da yer alacaklar.
- FOX’ta 10 bölümlük ilk sezonuyla gelecek yıl içinde yayına girecek Houdini & Doyle’un başrolleri bulundu. 
(Ayrıca İngiliz ve Kanada ortak yapımı da bir dizi.)

Bir araya  gelerek doğaüstü bağlantıları bulunan cinayetleri çözmek için Londra polisine yardım etmeye başlayan Harry Houdini ve Sir Arthur Conan Doyle’un maceralarının anlatılacağı dizide, Houdini’yi Michael Weston (House M.D., Lucas Douglas), Doyle’u da Stephan Mangan (Episodes, Sean) canlandıracak.
* Aynen devam:

Nip-Tuck’ın Christian Troy’u Julian McMahon, Syfy’ın ‘uzaylı’ draması Hunters’ın kadrosuna katıldı. Dizi, karısı ortadan kaybolunca yolu devletin içindeki gizli bir birimle kesişen bir adamın karısını ararken başından geçenler üzerine. Sezonu 13 bölüm sürecek.
- DC kötülerinden Tigress’i canlandırmak üzere Gotham’ın kadrosuna Jessica Lucas (Gracepoint, Renee) katıldı. Gezdiği diziler yazmakla bitmez James Frain de karakterin kardeşi Theo’yu oynamak üzere diziye gelecek.

* Son olarak yeni projelerden de biraz bahsedelim:

- Showtime, Stephen King’in The Stand (Mahşer) isimli kitabını sekiz bölümlük mini dizi olarak karşımıza getirmeye hazırlanıyor. Dizi, Amerikan popülasyonunu vuran ölümcül bir virüsün ardından iyi ile kötü arasındaki çıkan amansız mücadeleye odaklanan bir yapım olacak.
- AMC de Dexter ve Nurse Jackie’de yapımcılık yapan Clyde Philips’e yeni bir dizi sipariş etti. Danimarkalıların şimdiye kadar iki sezon yayınlanan Bankerot isimli dizisinin uyarlaması kanala dizi olacak ve sezonu 10 bölüm sürecek.

Konu: Restoran açmak için ellerindeki son şansı kullanan iki yakın arkadaşın başından geçenler üzerine olacak. Bunlardan birisi başı mafya ve kanunla belada olan yetenekli bir aşçı, diğeri de ergen oğlunu tek başına büyütmeye çalışan bir şarap ustası.

Bu haftalık da böyle oldu işte. Haftaya tekrardan görüşmek dileğiyle efendim.
Devamını oku ...