Ulusal kanal ABC’nin çocuklarından olan ABC Family, daha çok gençlere yönelik dizi üreten bir kanal. Gossip Girl ya da The Vampire Diaries gibi dizileri yayınlayan The CW’dan da hallice. Onun kadar popüler olmasa da zamanında Kyle XY ile başlayan bilinirlik sürecinde Pretty Little Liars ile tavan yaptı. Dizinin çok sevilmesi üzerine harekete geçen ve uyanıklık yapan yapımcılar, kitap uyarlaması dizinin yazarının yazdığı diğer seri olan The Lying Game‘i de dizi olarak uyarlamaya karar verdiler. Eh, bu etiketle başlayınca da dikkat çekmesi kaçınılmaz oldu. Ben de oturmuş izlemiş ahaliden olarak, dizi için bir tanıtım yazayım dedim.
Dizinin kanalı için The CW’dan hallice demiştim. Bu dizi için de yazar tarzını değiştirmemiş, Pretty Little Liars’tan hallice olmuş denilebilir. Hatta yemeyip içmeyip kitap yazdığından şimdiden seri için 6 kitap çıkmış durumda. Pretty Little Liars’ın şu an 12’de olduğuna ve geldiği noktaya bakılırsa varın gerisini siz düşünün… En iyisi ben lafı fazla dolandırmadan biraz da konuya girişeyim:
The Lying Game, ikiz kardeşler Emma ve Sutton üzerine kurulu. Yıllar önce doğum sırasında annelerinden ve birbirlerinden ayrılmış, başka ailede (Sutton)/ailelerde (Emma) yetişmiş 2 kız… Tabii yıllar içinde ikisinin ortak tek yanı da görünüşleri kalmış. Zengin-fakir, iyi-kötü, çalışkan-sorumsuz derken birbirlerinin zıttı olmuşlar. Ama nasıl olmuşsa da olmuş, bu ikisi birbirlerini bulmuş. Dizi de bunun üstüne başlıyor zaten. Sıradaki hedefse el ele verip annelerini bulmak. Haliyle de kimliği belli olmayan babalarını… Ama işte biz dizi izlediğimiz için işler tam da “bu” noktada karışıyor.
Kardeşlerin fakir ama onurlusu olan Emma, yanında kaldığı berbat ailedeki kardeşi tarafından taciz edilmekten son anda kendini kurtarıyor. Bir de öğreniyor ki aynı insandan mütevellit bir hırsızlık suçlaması da üzerine kalmış. Bunun üstüne de kaldığı yeri terk edip kendini aniden yollara atıyor. Kime gideceğini tahmin etmek için de kâhin olmaya gerek yok. Sutton öz ve ikiz kardeşini karşısında görünce cin kafasını çalıştırıp annelerine yönelik bir arayışa çıkmak için üzerinde durduğu ipucunu kullanarak ve kardeşini ikna edip yerine geçirerek Los Angeles’a gidiyor.
Emma da Sutton’ın hayatını içindekilere birlikte aynen devralmış oluyor.. Hatta görünürdeki erkek arkadaşı ve gizli erkek arkadaşına kadar… Eh, yıllar yılı görmediğin birinin yerine geçmek kolay olmasa gerek. Bunun ailesi var, en yakın arkadaşları var, okuldaki düşmanları var, hatta ikizlerin varlığını bilip de gerçekleri saklamak için kızların arkasından iş çevireni var. Dahası bile var… Emma 2-3 gün diye girdiği Sutton profilinde kardeşinin planlarının uzaması nedeniyle sıkışınca işler daha da renkleniyor. Sutton aslında neler karıştırıyor, Emma yakalanacak mı, kim anlayacak, kızların ikiz olduğunun ortaya çıkmaması için uğraşanlar derken de dizi akıp gidiyor.
The Lying Game tarz olarak Pretty Little Liars’tan hallice olabilir, doğru, ama “onun kadar” da değil. Arkası yarın bölümlerini iyi kurgulamayı ve merak duygusunu kamçılamayı iyi biliyor. İlk başta hala severek izlediğim PLL’ın yazarının dizisi diye katlanırken dizi, çizgisini de bölümler geçtikçe artırarak gittiğinden artık severek izlemeye başladım. Hele şu sıralar devam eden 2. sezonu bana göre ilkinden daha başarılı gidiyor. Ama beklentiyi de çok fazla üst seviyelere çıkarmış olmayayım.
Dizideki karakterlerin insanlardan farklı tepkiler alabilecek türden bir yapıları var bana göre. Misal erkek ana karakter Ethan’a hala alışamadım. Ama dizideki yan karakterleri katmak için cast çalışmalarını kim yaptıysa eline+gözüne sağlık. Bir de ikizleri oynayan Alexandra Chando, cadı Sutton’ı bu kadar iyi oynarken melek Emma niye gözüme batmakta mesela? Karakterin iyilik melekliği durumundandır belki de… 2 sezon oldu bunu da hala anlamış değilim. Oyunculuklar için genel anlamda bir gençlik dizisinden ne bekliyorsanız o, denilebilir. Sırıttığı söylenemez ama arşivlik de değiller işte.
Velhasıl, eğer yeni bir gençlik dizisi arıyorsanız ya da Pretty Little Liars izleyen/izlemeyi düşünen biriyseniz buna da şans verebilirsiniz. Şiddetsiz olsa da tavsiyedir. İyi seyirler.
Kaynak: Birdizihaber.com - Yazı bana ait!
Kaynak: Birdizihaber.com - Yazı bana ait!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder