1 Aralık 2012 Cumartesi

Tanıtım: House of Lies


House of Lies
Amerika’nın sevilen kablolu kanallarından Showtime, geçtiğimiz Ocak ayında bizleri yeni bir diziyle daha buluşturdu. Kara mizah türündeki House of Lies, 12 bölüm olarak yayınlanan ilk sezonunu Nisan başında tamamladıktan sonra ekranlardan uzaklaştı ve kanaldan 2. sezonu için onay almışlığı da var. Eğer siz de nasıl bir dizidir derseniz, buyurun House of Lies tanıtımına.
House of Lies, aslında kanalın bir diğer dizisi Dexter gibi kitap uyarlaması bir yapım.Martin Kihn adlı yazarın 2005 yılında yazmış olduğu “House of Lies: How Management Consultants Steal Your Watch and Then Tell You the Time” adlı kitabı üzerinden uyarlanmış. Dizi, temelinde yönetici danışmanlığı yapan 4 kişilik bir ekibin başından geçenleri anlatıyor. Giriş kısmını burada bitirip dizinin konusuna geçecek olursak…
house of lies
Yönetici danışmanlığı: İş dünyasında bir konuda orta yolun bulunması, ikinci bir fikre danışmak ya da bir şirket çeşitli sorunlar yaşadığında çözüm üreten iş dalı. Bunu yazıyorum, çünkü ilk başlardaki tanışma/alışma faslı ekibin yaptığı işten anlamayan, hatta az biraz anlasa bile kimi bakımlardan kafasında oturtamayanlar için daha kısa sürebilir.
Galweather & Stearn adlı Amerika’nın 2 numaralı yönetici danışmanlığı şirketinin ufak hissedarlarından biri olan Marty Kahn (Don Cheadle), kadınlara, sekse ve işine oldukça düşkün olan bir adam. Amerika’nın 1 numaralı yönetici danışmanlığı şirketinde çalışan eski eşi Monica’dan (Dawn Olivieri) boşanalı bir süre geçmiş. Martin, çift cinsiyetli oğlu Roscoe (Donis Leonard Jr.) ve babasıyla (Glynn Turman) birlikte yaşıyor. Ama uygulamadan çok teoride… Çünkü şirket, Los Angeles tabanlı olsa da iş gereği takım, ülkenin pek çok yerine gittiği için haftanın birçok gününde evde bulunma fırsatı bulamadığı oluyor…
house of lies
                          Erkekler: Doug – Marty – Clyde
                          Kadınlar: Jeannie ve Monica
House of Lies, daha çok, ekibin her bölüm ülkenin başka yerine gidip bir şirketin sorununu “kendi” çıkarlarını daha çok ön planda tutarak çözmek için neler yaptıklarını sunuyor. Kimi zaman kılı kırk yaran, gerektiği ölçüde ve miktarda yalan söylemekten ya da “orijinal” yöntemlere başvurmaktan da geri kalmıyorlar. Elbette, ekibin birbiriyle olan ilişkisi, Marty’nin eski eşiyle, oğlu ve babasıyla olan  durumu ve bağlı oldukları holdingin içinde dönen dolaplar da izleyicilere sunulmakta.
Marty’den sonra, ekibin üyesi 3 kişiden de bahsedelim :
1)  Jeannie van der Hooven (Kristen Bell): Karakteriyle, oyunculuğuyla ve varlığıyla dizinin bana göre en iyi parçası olan olan Bell, Ivy League grubundaki bir üniversiteden mezun; oldukça zeki, işinde iyi, hırslı birini canlandırıyor. Yeri geldiğinde güzelliğini de işe alet etmekten çekinmeyen Jeannie, ekipte konum olarak Marty’den sonra gelmekte. İkilinin, -birbirlerini yeseler de- birbirlerinden kopamaz durumda bir iş ve arkadaşlık ilişkisi var.
house of lies
2) Clyde Oberholt (Ben Schwartz): Ekibin, Marty kadar kadın düşkünü ve onun ekipteki en yakın arkadaşı. İşlerde zekasını ekipten esirgemeyen ve eğlenceyi seven bir yapısı var. Doug ile de arasında tatlı bir rekabet, daha doğrusu birbirleriyle uğraşmaktan zevk aldıkları bir arkadaşlıkları var.
3) Doug Guggenheim (Josh Lawson): Ekibin kadınlarla arası pek iyi olmayan ve eğlenceli olmaya çalışan üyesi. Harward mezunu Doug, işteki teknik detaylardan iyi anlayarak ekibe yardımı dokunan, biraz inek, biraz da saf tipli birisi.
house of lies
           Marty’nin oğlu Roscoe ve babası Jeremiah Kahn
Ufak not: Don Cheadle, oynadığı Marty karakteriyle 2012 Emmy Ödülleri’nde “En İyi Komedi Aktörü” dalında aday olmuştur.
Ufak not 2: Kitabı dizi olarak uyarlanan Martin Kihn de Booz Allen Hamilton adlı dünyanın önde gelen yönetici danışmanlığı şirketinde çalışmış birisi. Marty’nin eski eşi Kinsley’in sahip olduğu şirket de aslında ismini McKinsey & Company adlı önde gelen yönetici danışmanlığı şirketlerinden birinden almaktadır.
house of lies
House of Lies, kablolu kanalda yayınlanmanın faydalarını da kullanarak 18+ sahneler ve dil kullanma konusunda epey cesur davranan bir dizi. Zaten daha ilk bölümün girişinden de ne demek istediğim gayet net anlaşılıyor. Bunun dışında, dizideki olaylar sırasında herkesin bir anda donup Marty’nin durum üstüne izleyiciyle konuşması ve onlara bir şeyler anlatması gibi değişik bir yöntem de kullanıyor. (“4. duvarı kırmak” denen bu yöntemi,Hustle dizisinde yıllarca izlemiştik.)
Bana göre, herkesin kolaylıkla ısınıp devam edemeyeceği türden bir senaryosu var; ama izledikçe de insanı saran bir yapıda. Oyuncular da karakterlerinin hakkını verebiliyor. Sonuçta, House of Lies için, yayınlandığı kanal ya da sahip olduğu karakterler için şans verilmeye değer bulduğum bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Eğer diziyle ilgili tanıtıcı bir şeyler isterseniz bu videoya da bakabilirsiniz. İzleyen ve izleyeceklere iyi seyirler.
house of lies

Kaynak: 22dakika.org - Yazı bana ait!
Devamını oku ...

Tartışma Yaratan Siyasi Diziler (İçerikler)


Oldukça yakın zamanda Başbakan’dan ülkenin en çok izlenen dizisi Muhteşem Yüzyıl ile ilgili bir eleştiri geldi:
“Biz öyle bir Kanuni, öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Ben o dizilerin yönetmenlerini de o televizyonların sahiplerini de milletimin huzurunda kınıyorum. Bu konuda da ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gerekli kararı vermesini bekliyoruz”
Aslında böyle eleştiriler 3. sezonunu devam ettiren bu dizi için yeni değil, ilk bölümü daha başlamadan önceden beridir var. Hatta  şimdilerde Behzat Ç.‘ye ait olan “RTÜK adlı kuruma en çok şikayet edilen dizi” unvanına da epey bir süre sahip (şu anda da 2.) oldu. Ama ülkenin başındaki insandan böylesi bir yorum gelince haliyle tartışmalar yeniden açıldı.
Peki, bunun yabancı dizilerle ne alakası var? Lafı daha fazla uzatmadan konuya geleyim: Ülkenin popüler gazetelerinden Hürriyet, dünya televizyonlarında (aslında kastettikleri İngiltere ve Amerika) yayınlanan, içeriklerindeki yoğun argo, cinsellik ve tarihi olaylar ile karakterlerin yansıtılışındaki bazı tutarsızlıklar nedeniyle zaman zaman kamuoyunda tepkilere neden dizilerle ilgili ufak bir derleme yayınlamış. Ben de bunu bildiri haline getireyim dedim. Buna göre:
Muhteşem Yüzyıl’ın vizyona girdiği günden beridir karşılaştırmasının yapıldığı The Tudors, 4 sezonluk bir İngiliz dizisi. 2007-2010 yılları arasında çekilen, İngiltere’de BBC 2, Amerika’daShowtime, ülkemizde ise daha çok e2‘de yayınlanan dizi, genel olarak İngiltere Kralı 8′inci Henry’nin 6 eşiyle birlikte yaşadığı çalkantılı yaşamını ve olaylı aşklarını konu alıyor.
Dizi, İngilizlerin doğal rahatlığı ve Amerika’da kablolu bir kanalda yayınlanmasından aldığı cesaretle, cinselliğin yoğun bulunduğu bir dizi. İngiliz tarihçiler ilk yayına girdiği günlerde yaptıkları yorumlarda dizinin büyük oranda gerçekleri yansıttığını belirtirken, Kraliyet Ailesi yorum yapmamayı tercih etti. Birçok insandan ise tarihi abartı biçimde yansıttıkları düşüncesiyle veto yemişliği var.
2) Rome
2005-2007 yılları arasında İngiliz BBC ile ABD’li HBO kanallarının ortak yapımı olarak yayınlanan Rome, toplamda 2 sezon ve 22 bölüm süren bir yapım. Genel olarak da Roma İmparatorluğu’nun en parlak günleri üzerine kurulu. Ülkemizde de Cnbc-e‘nin yayınladığı dizi,  içindeki cinsellik (hem aynı cinsler hem de karşı cinsler arasında), şiddet, ensest, her türlü entrika ve  kurgusal bir bakış açısını seyirciye aktarmasından dolayı haliyle zaman zaman tepki çeken bir yapım oldu.
Ayrıca, bazı tarihçilerin de kimi detayların dışarıda bırakıldığı, kimilerinin ise abartıldığı yönünde eleştirilerde bulunmuşluğu da var.  Dizi ve içeriği, bizim buralarda olanın aksine, siyasetçilerin gündeminde yer almadı.
Amerika’nın sevilen kablolularından Showtime‘da yayınlanan The Borgias, adını aldığı Borgia alesinin fertlerinin Papalık makamına sahipken neler yaşadıkları üzerine kurulu bir yapım. Dolayısıyla Papa 6′ncı Alexander’dan Kardinal Orsini’ye kadar, gerçek hayattan gelme birçok din adamı karakteri yer içeriyor.
The Borgias’ın, Papalık gibi kutsal bir rütbeye sahip birini anlatış stili, içerdiği cinsellik ve eşcinsellik gibi kavramlar nedeniyle, ilk başlarda dizinin yayınının Vatikan tarafından önleneceği yönünde haberler çıkmıştı. Ama Hollywood’un kendisiyle uğraşmasına alışan Vatikan, durumu sükunetle karşıladı ve tepki göstermedi. The Borgias, Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan’a yer verme stiliyle ülkemizde de bir ara tartışma konusu olmuştu.
Black Mirror, İngiliz kanalı Channel 4‘te yayınlanan ve ilk sezonu üç bölüm süren bir dizi. Yukarıdakilerin aksine gerçek hayatın uyarlaması bir dizi de değil. Aslında konu olan bölüm de izleyenin tahmin edeceği gibi “National Anthem” isimli ilk bölümü. Bölümde Cambridge Düşesi Kate’e çok benzeyen ve halkın sevgilisi olarak görülen Prenses Susannah teröristlerce kaçırılıyor. Teröristler, Başbakan David Cameron’a çok benzeyen Michael Callow isimli başbakandan canlı yayında gerçekleştirmesi için inanılmaz türde bir talepte bulunuyorlar. Bölüm genel olarak Başbakan Callow’u tekliften sonra başına gelenler, yaşadığı büyük ikilem ve verdiği kararın getirisi üzerine kurulu.
Bu bölüm ilk yayınlandığında, eleştirel çevrede orijinalitesiyle yankı uyandıran ve bazı tartışmalara konu olan bir bölüm oldu. İngiltere’nin Zaytung’u diyebileceğimiz sitelerde İngiltere Başbakanı Cameron’ın diziye tepki gösterdiği yönünde mizahi haberler filan da çıktı; ama, konu tabii ki İngiltere basının televizyon sayfalarında kaldı.
Amerika’da USA Network, ülkemizde ise Cnbc-e‘nin yayınladığı Political Animals, altı bölümlük bir mini dizi ve eski Amerikan Başkanı eşi, şimdilerin Dışişleri Bakanı Elaine Barrish üzerine kurulu bir drama. Barrish, bir yandan ailesini bir arada tutmaya, bir yandan da ülke krizlerinin içinden çıkmaya çalışan karizmatik bir kadın politikacı. Bu nedenle, ortaya çıktığından beridir “Beyaz Aile”nin Clinton’lara göndermelerle dolu olduğu, ABD basınında çok kez yazıldı.
Dizi, seçimlere az bir zaman kala da yayınlandığı için yapısından dolayı dikkat çeken bir yapım oldu zaten. Eski Başkan Bud Hammond’ın Oval Ofis’te ve birçok yerde girdiği cinsel ilişkilerden, ailenin eşcinsel oğlunun karıştığı skandallara kadar birçok detay ve olay var. Ancak ne Clinton ailesi, ne Beyaz Saray, ne de ABD Dışişleri Bakanlığı diziyle ilgili bugüne dek yorum yaptı.
Bir ekleme de benden:
Geçtiğimiz yaz sezonunda 10 bölümlük ilk sezonuna HBO‘da başlayan, ülkemizde deCnbc-e‘de yayınlanan dizi, kurgusal bir haber kanalı olan ACN kanalındaki bir akşam haberleri ekibinin işlerini yaparken neler yaşadıkları üzerine kurulu bir yapım.
Dizinin bazı bölümlerinde, Cumhuriyetçi olduğunu dile getirmekten çekinmeyen ana karakteri Will McAvoy’un da dahil olduğu, bir şekilde Cumhuriyetçiler’in 2010′daki Kongre Seçimleri’ndeki başarısının en önemli dayanaklarından Çay Partisi‘ni eleştirmesi, siyasi kesim de dahil olmak üzere kimi çevrelerden çeşitli eleştiriler aldı. Bunun yanında, dizinin bölümlerini gerçekte yaşanan olaylara dayandırarak işlemesi nedeniyle de zaman zaman medyada kendini hissettirdiği oldu.

Kaynak: 22dakika.org - Yazı bana ait!
Devamını oku ...

Son Baskı Onay-İptal-Uzatma ve Hortlama Haberleri


Son iptal-devam bildirisinden bu yana, yine yeterli zaman geçip de dizilerle ilgili her türden haberler birikince, ben de bu seferki bildiriyle o zamandan bu zamana kadar gelen haberleri, yorum okumayan ya da başlıkları düzenli takip edemeyen kitle için bir kere daha toparlayayım dedim. Buna göre:
Son zamanların kendini en çok konuşturan dönem dizisi olan İngiliz yapımı Downton Abbey, kanalı ITV1‘dan 4. sezonu için geçtiğimiz günlerde onay aldı. Kasım ayının başlarında sezonunu kapatan dizinin yeni sezonu da yine 8 bölümden oluşacak. 2012 Emmy ödüllerinde Maggie Smith‘e Emmy kazandırmışlığı da bulunan yapım, 25 Aralık’ta Yılbaşı Özel bölümüyle yine karşımıza çıkacak. Ayrıca, onay alan sezon için de bir Yılbaşı Özel bölümü yayınlanacağı şimdiden açıklanmış durumda.
Bir süredir bütün onay-iptallerini açıklasa da orta karar reytingi nedeniyle Necessary Roughness‘ı geride bırakan USA Network, dizi için nihayet 3. sezon onayı verdiğini açıkladı. Ama bu onay, 12 ve 16′lık diğer iki sezonun aksine 10 bölümlük bir sezonu kapsıyor.  Ülkemizde Dizimax tarafından yayınlanan yapım, 2. sezonun kalan 5 bölümüyle 23 Ocak’ta ekranlara geri dönecek.
The CW kanalının bu sezondaki yenileri içinde en sevilen dizi olan Arrow, geçtiğimiz günlerde tam sezon onayını alarak 22 bölüm yayınlanmayı garantilemişti. Kanal, aldığı kararla sezonu 1 bölüm daha uzatarak 23 bölümeçıkarttı. Arrow, Green Arrow adlı çizgi roman üzerine yaratılan, öldü zannedildiği 5 yılın ardından bulunduktan sonra Robin Hoodvari bir kahramana dönüşen Oliver Queen’in yaşadığı maceralar üzerine kurulu.
ABC‘nin geçtiğimiz sezondan gelme komedisi Last Man Standing ile bu sezonki yeni komedilerinden Malibu Country, kanaldan 5 bölümlük ilave aldı. Buna göre, iki dizi de şu an için 18. bölüm dahil yayınlanacaklar. Malibu Country, kendisini aldatan ve paraları suyunu çeken rock yıldızı kocasından ayrılıp, elinde kalan tek mal varlığı olan Malibu’daki küçük eve taşınan 3 çocuklu country şarkıcısı bir kadın üzerine kurulu.
Bildirinin bir diğer haberiyse bir hortlama üzerine: The Kennedys. 2011 yılında 8 bölümlük bir mini dizi olarak yayına giren ve finalini yapan dizinin devam etmesine karar verildi.  Mini dizi, -adından da anlaşıldığı üzere- Amerika’nın en ünlü ailelerinden Kennedy Ailesi ve yaşadıkları üzerine kurulu bir yapım.
Dizi, yapım aşaması tamamlandıktan sonra gelen aşırı tepkiler nedeniyle yayına girmeden yayıncı kanal History Chanel’ın  vazgeçmesiyle sarsılmıştı. HBO, Showtime, FX gibi birçok kanalın da yayınlamaya yanaşmamasının ardından diziyi Reelz Channel yayınlamıştı.
Bildirinin diğer hortlama haberi bu sefer İngiltere dolaylarından:Hunted. Bir önceki bildiride, BBC kanalının diziyi daha fazla yayınlamak istemediği için iptal ettiğini ama ortağı Cinemax‘in maliyet konusunu halledebilirse devam etmek istediğini yazmıştım.
O zamandan bu zamana işler değişti ve dizinin 2. sezonuyla geri döneceği açıklandı. Yapımcının söylediğine göre Cinemax’in yanına onunla Strike Back‘i hazırlayan Sky kanalının potansiyel ortaklığında dizi geri dönecekmiş. Ama dizinin içeriğinde yapılacak değişikliklerle… Tabii, Melissa George‘un yine dizide olacağı da açıklanmış.
FOX‘un bu sezonki yeni dramalarından The Mob Doctor ise uzatma alamadığından haber almış durumda. The Mindy Project ve Ben and Kate‘e 22 bölümlük tam sezon onayı veren kanal, reytingleri pek parlak olmayan The Mob Doctor’ın 13. bölümden sonra sezonunukapatmasına karar verdi. Ama bu karar şu an için iptal oldu da demek değilmiş. İptal ya da devamla ilgili haberse dizi sezon finalini yayınladıktan sonra verilecekmiş.

İngilizlerin sevilen dizisi Merlin‘in de hali hazırda yayınlanan 5. sezonundan sonra biteceği açıklandı. Bu haber daha önceşurada bildiri haline getirildiği için özel olarak buraya eklemedim.



The CW kanalının bu sezonki yeni dizilerinden biri olan Emily Owens M.D., kanalın aldığı karar sonrası iptal edildi. Dizi, 13. bölümüyle birlikte finalini yapacak. Buna göre, daha önce orta karar reytingleri nedeniyle tam sezon onayı yerine bölüm uzatması alan dizi, buna fırsat kalmadan yayından kalkmış oldu. Emily Owens M.D., yeni yetme doktor Emily Owens’ın yeni girdiği iş hayatında yaşadıkları üzerine kurulu bir komedi-drama.
Amerika’nın kablolu kanallarından Spartacus‘ün de yayıncısı olanStarz, Ekim ayının sonlarına doğru 2. sezonunu kapatan Boss‘u iptalettiğini duyurdu. Reytingleri, kanalını pek tatmin etmediği için bitirilen yapımın hikayesinin tamamlanması için 2 saatlik bir film yapma fikri olsa da bunun için kadro ve yapım ekibiyle yeniden anlaşma yapmaları gerektiği için henüz bu yönde gelen resmi bir açıklama yok.
Teen Wolf‘un yayıncı kanalı olan MTV, yakın zamanda yeni bir dizisini iptal ettiğini duyurdu:The Inbetweeners. İngilizlerin 3 sezon süren aynı isimli dizisindenuyarlanan yapım, istenilen reytingi tutturamayınca kanal da dizi için devamını isteme gereği duymadı. MTV daha önce İngiliz gençlik dizilerinden Skins‘i de uyarlamış ama o da reyting konusunda isteneni verememişti.
Yabancı dizilerin ağırlıklı olduğu bir site olsa da zaman zaman yerli yapımların da kendine yer bulduğu 22 Dakika’da tanıtımı bulunan dizilerden biri olan Suskunlar da kanalın aldığı bir kararla finalini yapacak.
Farklı konusu ve işleyişiyle geçtiğimiz sezonun sosyal medya ve genel anlamda ses getiren dizilerinden biri olan yapım, 2. sezondaki değişen yapısının ardından ilk sezondakinin aksine bekleneni veremeyinceShow TV, dizi için gün değişimine giderek diziyi Pazar gününe almıştı. Ancak, yine istediği türden bir reyting başarısı yakalayamayınca kanal bitmesine karar verdi. Suskunlar, 2 Aralık Pazar günü yayınlayacağı 28. bölümüyle veda edecek.

Geçtiğimiz Haziran ayında 2. sezonunu kapatan, Rosie Larsen cinayetini finale erdirdikten sonra kanaldanonay alamadığı için bitmesine karar verilen The Killing için bir süredir “geri dönüyor” haberleri çıkıyordu. Ancak daha yeni, bu konuda atılmış somut bir adımın haberi bizlere ulaşabildi. Yapılanaçıklamaya göre, dizinin yaratıcıları dizinin 3. sezonu için çalışmaya başladılar. AMC kanalından resmen bir açıklama gelmemiş olsa da kanal, Netflix ile yaptığı ortaklık sonucu eğer bir sorun çıkmazsa diziyi Mayıs sonunda geri döndürmeyi planlıyor.

Kaynak: 22dakika.org - Yazı bana ait!
Devamını oku ...

18 Kasım 2012 Pazar

İptal-Devam-Uzatma Piyasasından Son Haberler (3)


Geçtiğimiz günlerde onay-iptal-uzatma piyasasıyla ilgili yazdığım bu ve bu bildirilerin mürekkebi daha yeni kurumuş olsa da başta Amerikan kanalları, dizi piyasasındaki yapımlarla ilgili haberleri bizlerle paylaşma konusunda geri durmadığından ben de yine ve yeniden, haberler çok fazla da birikmeden bir toparlama yapayım dedim.
Öncelikle, bildirinin onay haberlerine girersek:
Yayınlanan ilk sezonuyla Jessica Lange‘e Emmy kazandıran, halihazırda da akıl hastanesi temasıyla 2. sezonu devam edenAmerican Horror StoryFX kanalından 3. sezonu için de onay aldı. Dizinin yayınlanacak yeni sezonu da 13 bölümden oluşacak. Şu an için yeni sezonun konsepti ve detayları belli olmasa da Jessica Lange’in 3′te de yer alacağı açıklanmış durumda.
Web dizisiyken, sevilen kablolu kanallardan Showtime‘da diziye dönüşen, Eylül ayında 2. sezonunu kapatan Web Therapy de kanaldan 3. sezonu için onayaldı. Sevilen oyuncu Lisa Kudrow‘un başrolünde olduğu dizinin yeni sezonu, 10 bölümden oluşacak ve muhtemelen diğer 2 sezon gibi Temmuz’da başlayacak.
Ulusal kanallar bir süredir tam sezona uzatma haberlerini ardı ardına açıkladığı için bu bildiriye sadece bir tane haber denk geldi: Nashville. ABC’nin ilk sezonu 22 bölüm yayınlamaya karar verdiği yeni dizisi, yıldızı sönmek üzere olan orta yaşlarındaki bir country şarkıcısı ile yükselişte olan genç bir şarkıcının yollarının kesişmesi ve country müzik dünyasının perde arkasında olanlar üzerine kurulu bir yapım.
Tam sezon haberlerinin ardından, bölüm uzatmaları ve kısaltmalarıyla devam edelim:
Bir önceki bildiride Elementary‘nin tam sezon onayı alarak 22 bölüm yayınlanacağını yazmıştım. Yayıncı kanal CBS, bu kararından sonra diziye 2 bölüm daha ekleyerek sezonu 24 bölüme çıkarttı. Bunlardan birisi kanal tarafından Amerika’nın en çok -garanti 100 milyondan fazla- izlenen spor programı Super Bowl’dan sonra yayınlanmak üzere seçilen, dizinin bu amaçla hazırlanan özel bölümü olacak. Kanal, 22 bölüme uzattığı bir diğer dizisiVegas içinse 1 bölüm kısaltmaya giderek sezonu 21′e düşürdü.
Gelelim NBC‘ye… Bir önceki bildiride Guys with Kids için 5 bölüm uzatma verildiğini yazmıştım. Sonrasında bunun 5 bölümlük senaryo uzatması olduğu ortaya çıktı. Zira, NBC dizi için senaryoları değerlendirmiş olacak ki Guys with Kids’e 4 bölüm uzatma vererek 13′ten 17‘ye çıkardı.
Sezon ortası başlayacak drama dizisi Do No Harm içinse verdiği 13 bölümlük onayı “program ayarlaması” adı altında 12‘ye düşürdü. Dizi, çoklu kişilik sorunu yaşayan bir beyin cerrahının iki kişiliğiyle yaşadıkları üzerine kurulu bir yapım.
Kanallar bir süredir onayları ve tam sezonları daha ağırlıklı açıkladıkları için sıra yavaştan iptallere de geldi. Buna göre:
Sezondaki dizileri içinde dramalardaki ilk iptalini Made In Jersey ile yapan CBS, komedi olarak da Partners‘a kıydı. Reytingleri pek iyi olmadığından iptali gören yapım, biri eşcinsel, diğeri heteroseksüel olan çocukluktan beri arkadaş ve aynı iş yerinde çalışan iki adamın arkadaşlıkları ve yaşadıkları ilişki üzerine kurulu.
ABC‘nin sezon başlamadan önce merakla beklenen dizilerinden olsa da sonrasında beklenildiği ölçüde sevilmeyen ve kanalı tatmin edici reytingler alamayan 666 Park Avenue ve Last Resort, kanal tarafından iptal edildi. Daha önce iki diziye de 2 ek bölüm sipariş verilmiş olsa da bunlardan vazgeçilerek 13. bölümden sonra iki dizinin de bitmesine karar verildi.
666 Park Avenue, New York’ta taşındıkları apartmanın ve sakinlerinin gizemli, şeytani bir güç tarafından etkilenmiş olabileceklerini fark eden bir çift ve apartmanda yaşananlar üzerine kuruluyken; Last Resort, Pakistan’a bir nükleer füze atmayı reddedince, ABD hükümetince tüm mürettabatı hain ilan edilen bir denizaltındaki insanların sonrasında yaşadıkları üzerine kurulu.
Bildirinin son iptal haberiyse İngiltere dolaylarından: HuntedBBC ile HBO’nun yan kanalı Cinemax‘in ortak yapımı olan dizi, İngiltere’de aldığı düşük reytingler nedeniyle BBC tarafından iptal edildi. Ünlü oyuncu Melissa George‘un başrolde olduğu yapım için Cinemax devam etme isteği olduğunu söylese de yapımın yüksek maliyeti nedeniyle şu an için verilmiş kesin bir karar yok.
Hunted, hayatına kastedilen bir suikast girişiminden sonra işe dönen, bir yandan işini yaparken bir yandan da kendisini kimin öldürmek istediğini bulmaya çalışan bir kadın ajan üzerine kurulu.
Kaynak: 22dakika.org - Yazı bana ait!
Devamını oku ...