20 Kasım 2010 Cumartesi

Harry'nin Laneti


Aslında ilk yazıda Harry Potter ve Ölüm Yadigarları ½’nin kritiğini yapacaktım ama sonradan Harry ile ilgili ufak bir giriş yapmasam olmaz diye düşünüp nasıl hayatıma girdiğini yazayım dedim. Hatta filmle de pek alakası yok ben bunu özellikle yazmak istiyorum çünkü o olaylar silsilesinin vuku bulması bana hala filmlerde olabilitesi olan bir şeymiş gibi geliyor.Bundan 6 yıl kadar önce 2004’in kış zamanlarında sınıftaki kitaplıktan Harry Potter ve Felsefe Taşı kitabını alıp okuduğumda bu kadar bağlanacağımı düşünmek bir yana kitap sona erdiğinde ‘Ya bu seri halinde bir kitapmış, ben serileri sevmem ki!’ diyip kitaba burun kıvırmıştım. Ama gelin görün ki işler her zaman düşündüğümüz gibi gitmiyor ki Harry Potter’da da öyle oldu. O yılın yazında sonradan en favori HP filmim olan Azkaban Tutsağı(3.) sinemaya geliverdi. Ama o düşünce sistemiyle Brad Pitt li Truva varken ona değil tabi ki Truva’ya gittim gitmesine de günümüz yaşantısının sıkıcılıkları beni daha sonra yine sinema kapılarına sürükleyiverdi. Bir-iki haftada insanın fikrinde ne değişir ki böyle bir konuda? Ya da ben o gün sinemaya giderken kafama bir şeyler falan mı yedim? Hala bilmiyorum ama ben o gün Örümcek Adam 2 yerine gidip Harry Potter’a girdim-Şimdi o şekil bir kafaya sahip olsam yapar mıyım vallahi yapmam!-Ancak sonuç: Film sonunda o ön yargılı benden eser bile kalmadı ve ortaya bir Harry Potter sever çıktı işte ortaya.

Ama daha bitmedi! Dedim ya işler düşündüğümüz gibi gitmiyor diye Harry yine peşimi bırakmadı. Daha sonra ben daha 13 yaşındayken daha 6 yaşında olan kuzenim beni sinemaya götür diye tutturdu. Neymiş kuzen-kuzen vakit geçirecekmişiz?! 6 yaşındaki çocuğun dediğine bak sen! Daha o zamanlardan beri tek başına sinemaya gitmeye bayılan ben dayımın hatrı-bizimkilerin ısrarı dayandık yine sinema kapılarına. Hangi filmi izlediğimizi tahmin etmek zor olmasa gerek tabi ki Azkaban Tutsağı! Nasılı da gayet basit yani,6 yaşında daha okuma bilmeyen çocuğu alt yazılı filme götürememe ve o sıralarda dublaj da olsa Türkçe olan tek filmin Harry Potter olması durumu. Bak sen şu şansa? J

Neredeyse 20 yaşındayım, kaç senedir sinemaya giderim Harry Potter Azkaban Tutsağı’ndan başka bir filmi sinemada 2. kez izlemedim. Bu şeref de kuzen takviyesiyle Harry’ye nasip oldu. 2. kez izleme ile filmi hadım etmiş, Harry'ye de daha bir bağlanmış oldum. Sonrası mı? Sonrasında Harry’nin laneti sardı işte beni. Önce aradaki 2. kitap farkını kapattım. Ateş Kadehi, Zümrüdü Anka Yoldaşlığı, Melez Prens derken Ölüm yadigarları… Filmler, kitaplar,detaylar derken geçti 6 sene işte. Hala da anlamadım zaten ne ara geçirdim ben o 6 yılı? Anlaşılan Harry’nin laneti devam ediyor hala. Bir ömür boyu da etsin ister miyim? Lisedeki İngilizce hocamın söylediği o berbat cümleyle cevap vereyim: "Tabiî ki de of course!!"

İşte size benim Harry Potter ile tanışmam. Bu giriş yazısından sonra Harry Potter ve Ölüm Yadigarları ½ kritiği için zemin hazırlanmış oldu sanırım,gelelim şimdi ona.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder