5 Haziran 2014 Perşembe

The Blacklist 1x18: Koyun can, kasap halvet derdinde


No. 135: Milton Bobbit (Damian Young)
Adım adım sezon sonuna yaklaştığımız The Blacklist’in bir bölümü daha bitmiş oldu. Kaçınmaza giden yolda da kaldı dört tane. Bu bölümün üstüne şunu söyleyebilirim ki geçen yazıda “20-21. bölümde yapacaklarını 17. bölümde yaptıklarına göre bir bildikleri vardır,” demiştim, gördük neyi bildiklerini. Hadi hayırlısı diyorum ben sadece, geleyim bölüme:

Öncelikle liste adamından bahsedeyim. Bu sefer de bulmuşlar manyağın tekini ve getirmişler karşımıza işte. Fikren fena olmadığını itiraf edebilirim ama, hikaye işlenişi güzeldi zaten de geçen bölümdeki Ivan meselesinden Milton’a göre daha çok zevk aldım ben. Bunda Milton’ın az aşağıdaki resimde gördüğünüz burunsuzluğu ve çirkinin teki olması da etkili olmuş olabilir. Zaten çok mu arıyorlar böyle sorunluları orası hepten ayrı konu.

Milton’ın hikayesindeki işlenişi sevmemin nedeni adamın yönetimi oldu. Ölümcül hastalığı olan kişileri bulup kiralık katil yapıyor, yani bir başkasını kendileriyle birlikte öldürmeye ikna edip bu sayede kendi intikamını kovalıyor. Arkada da neredeyse hiç delil yok. Adamdan hoşlanmasam da ince zeka konusunda hakkını vermemek olmaz. Meğerse zamanında kendisi üzerine yapılan çalışmalar ters bir şekilde gitmiş ve ölümcül hastalığa yakalanmış. Üstelik öğrendik ki bu durumu iş haline getirmiş ve yıllardır da yapıyormuş.

Red bölümün sonunda tıpkı Yahnici’de yaptığı gibi onun da müşteri listesini aldı. Bu adam bunları ne yapmaya topluyor onu daha anlamadım ama umarım ona da bir zaman gelir.


Bunları akıllısı bulsun, ben kendimi keseceğim.

Biz çirkin ve pek gerekmeyen Milton’ı bırakıp gelelim fasulyenin faydalarına. Liz Tom’un kimliğini anladı ve başladı araştırmaya. Tabii ki bölümlerdir “Kocana güvenme!” diye herkesin başının etini yiyen Red’i de bu duruma ortak etti. Buraya kadar tamamdı zaten. Denklemdeki eşitlikleri bozan Tom’un evlilik tazeleme teklifi oldu ve bu da her iki tarafa kapı açılmasını sağladı. Tom’un göründüğü gibi olmadığını anlayan Liz, Red ile birlikte Tom’un kardeşi olduğunu bildiği kişiyi yakın markaja ve sorgulamaya aldı. Allem ve kallem sonucu yaptıkları meyve verdi ve işi hallettiler.

Adam epey bir konuştu, güzel de konuştu ve aileleriyle ilgili her şeyin yalan olduğu da dahil olmak üzere Tom’un isminin bile gerçek olmadığını öğrendik. Sonrasında gitti, iş patronları Berlin’e geldiği anda kendisini aniden camdan attı herif. O andaki Red’in suratı bence bütün bir durumun güzel ve eğlenceli bir özetiydi gerçekten. Yetmedi Tom ve Liz yeniden bir araya geldiğinde kardeşi şehirden erken ayrılmış numarasını devreye soktular. Çok şekerler bunlar.

Bu arada belirtmek lazım, olan biten ne varsa Liz’in içine gün geçtikçe daha da oturuyor. Atlanılacak gibi değil, pek gözden kaç(a)mıyor. Sanırım Tom’u başka kadınla yakalasa bu kadar sorun olmazdı. Zaten bütün bu Tom olayının en merakla beklediğim kısmı ikisinin yüzleşme kısmı. Tabii bu tempoyla sezon finaline ancak öğreniriz artık. Hafiften de olsa yavaş mı gidiyorlar ne?

Koyun can derdinde, Tom halvet derdinde.

Benim anladığım kadarıyla Tom hala tam olarak Liz’in anladığından şüphelenmiş değil. Saf olarak mı görüyor, konduramıyor mu ben de bilemedim. Gerçi Liz lambanın altına anahtarı geri koyarken sanki etrafta dolanıyordu ve gördü gibi de oldu ama orasını tam açıklamadılar. Adam tekrardan evlendiği karısıyla sevişmek isteyince ben de gerisini kurcalamadım tabii. Sizi bilmem de ben gülümsemeden edemedim. Liz işteyken ve FBI’a çalışırken bu kadar profesyonel ve iş bilir değil yemin ediyorum. Sonları hayrolsun.

Ayrıca rica ediyorum, bu iş bittiğinde, yani Tom ile olan yüzleşmeleri sonucunda bir hamilelik testi sahnesi görmeyelim. Yaşamayalım öyle bir klişe, ya da ne bileyim işte öyle bir sahne. Çok gülerim, baştan söyleyeyim. Neyse, iki cephede durum şimdilik böyleydi. Kapatmadan önce bakalım eksik bir şey kaldı mı?

Ressler ve Liz birbirlerinin yanında gibi duruyorlar. İkisinin de kendilerince dertleri var, Ressler geçmişin bunalımında. Ekibin kalanı hala stabil şeylere yarıyor. Raymond Reddington da bildiğimiz kadarıyla aynı yerinde. Adamın geçmişiyle ilgili hala pek bir şey bildiğimiz söylenemez, daha doğrusu sıra gelmedi. Sezon finaline olabilir sanıyorum.

Bunun yanında Tanrı tabii ki Tom Keen’i korusun diyeyim, zira hala bana lazım. Bir de aklıma takıldı, biz Liz’in kızlık soyadını bilmiyoruz değil mi? Tom olayı böyle giderse bunlar çift olmayacaklar haliyle ve boşanırlarsa lazım olacak. Bir de Tom denklemden çıkarsa Ressler ile arasını da yaparlar mı ki? Bu kısmı boş verip şunu da söyleyip gideyim en iyisi ben:

Haberiniz olsun: Dizi yine ara verdi canlarım, ama bu son! Bir sonraki bölüm 21 Nisan Pazartesi günü yayınlanacak ve kalan dört bölümü kesintisiz izleyeceğiz. Sezon finali de 12 Mayıs’a denk geliyor.


Ben de öyle Raymond Reddington Beyciğim. En çok da mutlu küçük çalıları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder