1 Ocak 2015 Perşembe

The Vampire Diaries 6x08: Durun, siz kardeşsiniz!

Jo ve Kai’nin kardeş olduğunu tahmin etmiştim de Kai-Jo-Liv-Luke? Vay anasını sayın seyirciler.
Bir TVD bölümünden daha merhabalar. Bölümü yazarken henüz reytingi belli olmadığından geçen bölümlere oranla nasılını bilmiyorum ama geçenkilerden daha güzel ve heyecanlı olduğu bariz belli bir bölümü karşımda buluverince ardından geleyim dedim. Hele üçte bir noktasında ortaya çıkan malum gerçek sırasında dayanamayıp kahkaha bile attım; ki bu, bölümdeki ilk kahkahamdı. Bazen çemkirsem de bayılıyorum bu diziye. Gelelim konuya:

Ekstra: Hafta içinde TVLine, TVD’nin setine ufak bir ziyaret gerçekleştirdi; hatta oradan bazı resimleri de Instagram hesabında paylaştı. Dilerseniz bakabilirsiniz; ardından da kardeş dizi The Originals kadrosuyla bir sohbet içine giriştiler. Ben birini aşağıya bırakıyorum. Evde koyacak yerim olsa vallahi isterdim bundan.

Haberiniz olsun: Haftaya The Vampire Diaries bölümü yok. Çünkü Amerika’da Kasım ayının dördüncü perşembesi Şükran Günü olarak kutlanır ve haftaya Perşembe dördüncü Perşembe. Bu bölümdeki Şükran Günü ön gösterimdi anlayacağınız. Ocak ayına kadar verilecek arada geriye iki bölüm kaldığını ve 4-11 Aralık bölümleriyle araya gireceğimizi tekrardan hatırlatayım.


Dizinin başından beri şu yatağın başlıklarına ağzım açık bakıyorum. / Damon’ın yatağı.
Geçtiğimiz bölümü Bonnie’nin büyüsünü ayıyla birlikte dünyaya yollamışıyla bitirmiştik. Bundan dolayı Bonnie’nin hala yaşadığından emin olan Damon, Stefan ve Alaric’le durumu araştırmaya Portland’a gitti. Tabii bununla birlikte Damon-Bonnie’nin daha önce yan yana olduğu gerçeği de ortaya çıktı.

Geldik Şükran Günü’ne. Thanksgiving’in arkadaş versiyonu Friendsgiving’i vermeye karar veren Elena ve Caroline da aksiyonun diğer tarafını yaratmış oldular. Geçen bölüm hiçbir şey bilmediğinden Elena’yı sırları olan bir yalancı olmakla suçlayan Liam, Liv’in demesiyle Alaric’in sevgilisi kontenjanından gelen Jo, Liv, Luke, Tyler, Caroline ve Elena yemeğe katılanlar oldular. Jeremy ve Matt, Tripp’ten kalanları toparlamada; üç erkek de uzaklarda. Ama bir detay vardı ki geçen bölümde Stefan’ın suratına pek güzel konuşan Caroline, Stefan’ı davet etmemiş.

Gemini (İkizler) meclisinin merkezine doğru giderken Alaric-Damon-Stefan’ın yaptığı ve aşağıdaki resimde özetlediğim konuşma bence baya eğlenceli ama esasen haklı bir konuşmaydı. Ama elbette arkadaşlıktan ilişki aşamasına geçmesi kolay bir durum değil. Bir de dizilerde hikâye uzatmak bunu gerektiriyor, malumunuz.
Bir, gerçekten seksi. / İki, sana katlanıyor. / Üç, harika bir organizatör. Bu kadının eksik bir tarafı yok Stefan. / Seninle yattı. / Gördün mü ? Başka bir artı.
Stefan’ın sinirlenip Bonnie’nin ayısına tekme atmasıyla pat diye karşılarına boş arazi yerine ev çıkmasıyla ayının büyülü olduğunu da öğrenmiş oluverdiler. Yemek tayfasının tarafında ise işler bu sırada daha farklı ilerledi. Elena yakalanmasın diye hasta kayıtlarını değiştiren Jo, Luke’un 22. yaş günleri için Liv’e hazırladığı videoyu gösterirken bombayı patlatıverdi: Durun, biz kardeşiz! Kahkaha atmayıp da ne yapayım ben?

Ondan az önce de geçen bölümde Jo’nun yara izini görünce tahmin edilesi olan Jo-Kai kardeş meselesi ortaya çıktı. Oldu sana dört  kardeş. Kai’nin ailesini katletme adına dört kardeş öldürmesini de sayarsak etti mi sana sekiz kardeş? Sekiz tanede iki tane ikiz var üstelik. Bu kadarla da kalmadı.

“İkizler varsa meclisi onlar yönetir,” kuralı nedeniyle olmadık kalmamış. Meğerse büyü gücü olmayarak doğan ama başkasının güçlerini kullanarak büyü yapabilen Kai, içine kapanıklığı ve tuhaflığı nedeniyle liderliğe uygun görülmemiş. “İkizlerden birisi başa geçer, zayıf olan güç birleştirme sırasında ölür,” kuralı nedeniyle Jo’nun öleceğini düşünen aileleri de bu nedenle ikiz sahibi olana kadar çocuk yapmaya devam etmiş. Kai de anlayınca Liv ve Luke’u öldürmek isteyerek katliama kalkışmış. Tüm bu kurallar 22. yaş günü dolduğunda devreye giriyormuş ve 1994’te Kai ve Jo, 22 yaşına basarken Kai katliamı yapmış.
Ayaklarını gördüğümüz kişinin Kai olduğu tabii ki belliydi.
Bundan sonrasında Jo’yu Bonnie’nin anneannesi Sheila Bennet sahiplenip kol kanat germiş. Malum gecede Liv ve Luke kaçıvermişler. Sonrası malumunuz. Geçtiğimiz sezondaki büyükanne konusu da böylece açıklanmış oldu.

Merak: Dizideki zaman çizgisinin 2012’de olduğunun farkında mısınız? Biz altıncı sezondayız ama karakterler tabii ki altı yıl geçirmemiş oldular. Bölümde Jo, 18 yıl önce çektiği videodan bahsederken 1994 +18’den 2012’de olduğumuzu fark ettim. 22. yaş günlerini kutlayan Liv ve Luke da iki değil dört yaşındaymış gösteriyordu zaten

Portland’ta gizemli evi karşılarında bulan üçlü, Jo’nun babasıyla tanıştılar ve Kai meselesi açıldığından gerisi iyi gitmedi. Adam meclisini düşünerek Kai kaçmasın diye ‘kızını’ uzaktan büyü ile öldürmeye kalktı. Şükran Günü tarafı bundan etkilenince Jo’nun büyüsünü sakladığı bıçağı alıp evi yeniden görünür hale getirip olaya müdahale ettiler. Sonuçta hiçbir şey hallolmasa da ortalık sakinlemiş oldu.

Jo kurtuldu. Jo’nun babası kaçtı. Tüm olanları açıklayamadıkları için Elena, Liam’a geçen bölüm yapması gerektiği halde yapmadığı unutturmayı yaptı. Bence Stefan ile olan konuşmasından sonra da ortada karşılıklı aşk olmadığını anladı. Luke’la güç birleştirmek istemeyen Liv, Tyler ile daha da yakınlaştı ve mücadele etmeye karar verdiler. Ya da onun gibi bir şey oldu orada.

Günümüz dünyasında işler karıştı derken 1994 de boş durmadı tabii.
Birazdan canım çok yanacak.
Bir Şükran Günü de orada yaşandı. Ortada büyü olmadığı için günümüze dönemeyecek görünen Bonnie ve Kai de Portland’daki evi ziyaret ettiler. Bonnie’nin artık ayrılmak istemesi teklifini son bir yemekle bağlayan Kai, tabii ki şeytanlığını gösterdi ve Bonnie’nin yaptığı büyüyü objeye saklama olayını yıllar önce Jo’nun yaptığını fark etti. Bu sayede meclisi ona tuzak kurmuştu. Bunun üstüne Jo’nun bıçağını bularak büyü gücüne sahip oldu; ardından da büyü için gerekli olan son element, yani Bonnie’nin kanı için kızı bıçakladı.

Büyülü alet var. Kan var. Kai büyüyü de biliyor. Bir tek güneş tutulması zamanına denk getirmesi kaldı. Bakalım Portland’ta yalnız bırakılan Bonnie, ne yapacak? Ben bu noktada işe Jo’da olduğunu öğrendiğimiz ikinci büyülü aletin katılacağını düşünüyorum. Dünya tarafı da boş durmayacaktır.

Elbet bu ikisi bir şekilde günümüze gelecek ya dur bakalım yine neresi karışacak? Ben geleyim son iki noktaya:
Damon gittiğinde ben seni kendimden uzaklaştırdım. Yanımda oturup ağlamama izin verecek tek kişinin sen olduğunu bildiğimden, en çok seni uzaklaştırdım. Çünkü artık ağlamak istemiyordum.
İlki ve bölümdeki diğer kahkahamın nedeni, Damon ve Elena’nın konuşmasıydı. Bonnie’den bahsetmediği için Damon’a kızan Elena, kafa karışıklığı konusuna yardım için Bonnie’den bahsederken Damon’ın bir saniyeliğine kendisini anlaması gerçekten komikti. Hala Elena’nın bu haliyle aşık olacağını düşünüyorum ama bu ortaya bir Bonnie vallahi şart.

Diğeri de tabii ki Steroline. Stefan nihayet doğru kelimeleri bularak Caroline’ın karşısına çıktı. Hatta kız bıraksa ‘az daha’ konuşacaktı ama diyorum ya, dizi uzatmak bunu gerektirir. Ben yine de memnun kalmış durumdayım. Hem Caroline’ın geçen bölümdeki nefret konuşması etkisini yetirdi, hem de Stefan yola geliyor gibi görünüyor. Tabii iki tarafın da ‘hoşlanma’ konusundan haberi olarak bu işi devam ettirmeleri tuhaf olmuyor değil ama bu ikiliden hala zevk alıyorum. Böyle devam edelim.

Gelecek bölümde: Jeremy ile Matt’i görecekmişiz ve hatta Jeremy de Bonnie konusundan artık haberdar olacakmış. Liv, Bonnie’yi geri getirme planına dahil olurken yine seçim yapmak zorunda kalacakmış. Umarım içinde Luke’un olmadığı bir seçim olur. Enzo sınırı geçtiğinden Matt artık olayları kendi eline alacakmış; bu çocuğu da zorla düşman edecekler. Bir de Kai konusu var tabii…

En iyisi gideyim artık ben. İki hafta sonra görüşmek üzere efendim. Öptüm, bye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder