1 Ekim 2014 Çarşamba

How to Get Away with Murder 1x01: Actus Reus ve Mens Rea


Cinayetten nasıl kurtulursunuz?
Shonda Rhimes’ı tanır mısınız bilmiyorum. ABC’nin reyting madeni dizileri Grey’s Anatomy veScandal’ın yazar ve yapımcısı. İşte benim şahsına bayıldığım bu kadın, şirketi Shondaland bünyesinden çıkma, başında diğer iki dizide birlikte çalıştığı Peter Nowalk’ın olduğu, kendisinin de yapımcı olarak destek verdiği bir dizi daha hazırladı: How to Get Away with Murder, anladığımız dilden de ‘Cinayetten Nasıl Kurtulursunuz?’. 25 Eylül Perşembe arz-ı endam etti ki bugünün şöyle bir özelliği de var: “Thanks God, it’s Thursday,” yani ABC kanalında akşam yayınlanan bütün diziler Shonda’nın. Kadının aldığı reytingleri de düşünürsek, resmen ABC’nin Acun’u. Bu dizide de durum şaşmadı ve harika ötesi bir reyting başlangıcıyla karşımıza geldi. Zaten dizinin kendisinin de reytinginden aşağı kalır yanı yoktu. Gelelim bakalım bölümde neler olmuş ona:


HTGAWM’de (!) bonus olarak Survivor izliyor gibi de oluyorsunuz.

Annalise Keating. Philadelphia’daki Middleton Hukuk Okulu’nda Ceza Kanunu 101 dersinin profesörü. Dersin teoriyle değil pratikle öğrenilmesini savunduğu için öğrencilerini aldığı davalara sokan ve onları da kullanan bir kadın. Dahası firmasında çalışması için her dönem başında dört öğrenci seçiyor. Güçlü ve sert bir karakter profili var ki Viola Davis de tabii ki hakkını vermiş.

Diziyi okulun şenlik zamanıyla açtık. Öğrencilerin çoğu şenlik ateşinin etrafında kutlamadalar. Ama sonradan isimlerinin Wes, Micheala, Connor ve Laurel olduğunu öğrendiğimiz dörtlümüzün halıya sarılı bir ‘cesedi’ ortadan kaldırma çabası içinde olduğunu gördük. Tam da dizinin ismine yaraşır bir biçimdeler yani. Daha sonraysa üç ay geriye, yani hikâyemizin geçtiği asıl zamana döndük. Yeni başlayan okul döneminde çaylaklar Wes, Connor, Micheala, Laurel ve Asher derken ana karakter öğrencileri gözümüze hafiften sokup girdiler konuya.

Pardon, Annalise sınıfa girdi demek istemiştim. Sonra da fragmandaki o dikkat çeken ‘How to Get Away with Murder’ ile biten konuşmasını yaptı.

Annalise’inWes’e dair “Ben bu çocukla ne yapacağım?” bakışı.

Öğrencilerine pratiği öğreten Annalise’in elindeki dava aspirine alerjisi olan bir adamın buna maruz kalıp da felçliye dönmesi üzerine. Metres suçlu durumda, Annalise ve iki yardımcısı da onu savunuyorlar. Öğrenciler de iki gün sonraki ilk duruşma için savunma bulmak durumunda kaldılar. Ertesi günkü bir dakikalık savunma fikirlerinde finale kalanlar da davaya dâhil olma hakkı kazandı. Amaç başarıya giden yolda ilk haftanın dokunulmazlık sembolünü ve şirkette çalışma hakkını kazanmak. Buraya kadar tamam.

Annalise’in de öğrettiği ve dizide de izlediğimiz üzere ‘cinayetten kurtulmaya dair’ üç aşama vardı ki ben de bunlar üzerinden açayım diyorum.

1) Şahitlerin inanırlığını yok edin.

Bahsi geçen şahidimiz şirkette çalışan bir kadın çıktı. Kendisi gibi şirkette çalışan metresi haplarla gördüğünü iddia eden kadının savı Micheala tarafından renk körü olduğu ortaya çıkarılarak çürütüldü. Güzel bir keşif miydi? Öyleydi valla. Zaten bu sayede şirketteki işi garantileyen ilk kişi oldu.

2) Ortaya yeni bir şüpheli çıkarın.

Bir banka çalışanı adamla yatarak zehirlenen adamın ortağının e-mail kayıtlarını alan Connor da ikinci aşamayı halletti. Açıkçası bu da güzeldi ama Annalise’in Connor’ın kayıtları bulmasıyla ilgili ‘tam olarak yasal bir şekilde değil’ şeklindeki açıklamasına ‘yaratıcılığı kullanma’ cevabı daha güzeldi. Böylece işi garantileyen ikinci öğrenci de Connor oldu.

Gözlerinin yeşili güzelmiş.

3) Kanıtı yok edin.

Burada da ilk görüntü itibariyle Laurel kadraja girince aşamanın ona kalacağını düşünmüştüm ama metresin aspirin alırken market görüntüleri ortaya çıkınca bunu bilmediğine sinirlenen Annalise kendisi bizzat vakayı devraldı. Laurel ise çok başka bir şeyi ortaya çıkardı. Suçluları.

Tuvaletteyken gizlice izlediği üzere sekreter metres ve adamın karısı ortaklaşarak bunu düzenlemişlerdi. Hatta şirkettekilerin de bu durumdan haberleri vardı ama ‘elbette’ onlar işini yapan taraftı. Bu durum mahkemede ortaya çıkmadı ve bunu keşfetmesi, kendisi üzerinde ‘gözü’ olan Annalise’in yardımcısı Frank sayesinde Laurel’in üçüncü öğrenci olarak ortaya çıkmasını sağladı.

Annalise ise üçüncü aşama için kocasını aldattığı ve bu sırada Wes’e yakalandığı adamı, tanık sandalyesine oturtup çalıştığı dedektiflik birimi ve içindeki yasadışı görüntü oynamalarını kullandı.

Orange is the New Black izleyenler bu arkadaşı iyi tanırlar. Burada da kadrolu oyuncu.

İşte bir cinayetten kurtulma aşamaları. Gayet temel ve gayet doğru. Kurtuldular da. Metres ve eş cinayetten yırttılar, dava da kazanılmış oldu. Doğru mu oldu? Tartışılır ama sonuçta adalet her daim suçlunun karşısında değil.

Ya sonra? Dokunulmazlık sembolünü kazanan ‘yasadışı başarısından’ dolayı Connor oldu. Şirkette çalışmayı hak eden ‘beşlimiz’ ise açıklanma sırasıyla Connor Walsh & Asher Millstone (bknz: üstteki resim) & Micheala Pratt & Laurel Castillo & Wes Gibbings. Beş kişiydi, çünkü Annalise ‘iş yükünün artması’ bahanesi ile Wes’i de dâhil etti. Gerçi ben Asher’ın bu yolda ne yaptığını pek anlamadım ama ana kadro oyuncu olduğundan şaşırmadım.

Wes’inki ise belki onun da sonradan Annalise’e demesiyle gördüğünden dolayı sus payı, belki de bu iş için sahip olduğu kafayı yeterince patlatması. Fark etmez, sonuçta alan da memnun oldu satan da.

Adam neyse de halının ortadan kaybolmasını nasıl açıklayacaklar acaba?

Peki ben ne unuttum? Daha doğrusu neyi atladım: Ana konuyu. Dizinin başında cinayetten kurtulmaya çalışırken gördüğümüz dörtlümüzün bu yolda yaptıkları ‘flashforward’ yoluyla ara ara gösterildi. Bölümün sonundaysa cesedi yakmadan kimliği öğrendik: Annalise’in ‘kocası’. Umarım üç ay içinde kadın kocasından soğuyuverir, çünkü gördüğümüz üzere dörtlümüzün işi hiç kolay olmaz.

Geriye bir Lila Stangard cinayeti kaldı yanılmıyorsam. Dizinin başında kayıp kızı arıyorlardı, bölümün sonunda buldular. Kızın şüpheli davranışlarını gördüğümüz erkek arkadaşı Wes’in komşusu Rebacca (The Killing’in Rosie’si Katie Findlay oynuyor.) ile bağlantılı çıktı. Annalise’in kıza bakışları bir tuhaf olan kocasını da kızın profesörü olarak gördük. O olayın nasılını da yanılmıyorsam ikinci bölümde anlayacağız.

Sol baştan sayıyorum: Asher, Wes’in komşusu Rebecca, Wes, Laurel, Micheala, Connor, Annalise, metresi Nate, yardımcıları Bonnie ve Frank. Sanırım az önce aklıma girdiler.

How to Get Away with MurderScandal ve Grey’s Anatomy’den esintiler taşıyan bir dizi olmuş. Başroldeki siyahî oyuncumuz Viola Davis karakteri, ilişkileri ve otoritesiyle tam bir Olivia Pope. Öğrenciler ve aralarında olanlar, o rekabet de sanki Grey’s Anatomy’deki stajyer doktorlarınki. Ama yanlış anlama olmasın, bu durum güzel bir şeyi ve güzel bir diziyi ortaya çıkarmış. Çizgisini bozmadan devam ederse veya Shonda Rhimes - Peter Nowalk ikilisinden birisi erkenden ölmezse bu sezon harika pek çok bölüm daha izleriz.

2 yorum:

  1. Merhaba, yeni keşfettim burayı. Bu dizi beni nedense pek çekmedi. Biraz soğuk bir iş gibi geliyor. Konu da öyle pek iddialı değil. İzlemeye niyetim yok açıkçası.

    Ben de bolca TV, dizi, oyuncular hakkında yazıyorum. (Bir de öykülerimi, senaryolarımı.) Gönül İşleri'ni izlediniz mi mesela? Çok iyi olmuş! Ben de beklerim o halde Kafa'ya. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Ben hala devam ediyorum, hatta bölümlük de yazıyorum. Connor ve Ananlise sağolsunlar, sürüklediler beni. Yılın işi denmez belki ama kaliteli geldi.

      Gönül İşleri'ni de izliyorum. Bu kadar seveceğimi düşünmezdim ama o da sardı. Sevda ile Sinem Kobal aşmış, Fazilet de pek eğlenceli olmuş. Kafa'ya da uğradım. Gözüme pek güzel göründü. Hatta şu yeni başlattığın hikayeyi de yarın sağlam bir kafayla okumayı planlıyorum.

      Teşekkürler yorum için :)

      Sil