5 Temmuz 2014 Cumartesi

The Vampire Diaries 5x20: Şairane bir adalet derken?


Lexie de Stefan’ın arkadaşıydı. O söylemedi ama ben hatırlatayım dedim.
Sezonu bitirmemize kalmışken iki bölüm, bir kere daha geldim ve hoş geldim. Her ne kadar hoş gelsem de baştan itiraf edeyim ben ‘bu’ sezonu izlemekten zihnen yorulmaya başladığımı hissetmeye başladım. Çünkü önümüzde neler olduğunu ya da olabileceğini biliyoruz, üstüne bunlar sezon finalinde olana kadar araları doldurup kimseye istediğini vermeyeceklerini de deneyimlerden dolayı biliyoruz. Bir de sezon finalinde ters köşe bir şey yapacaklar, o ayrı. Araları ‘güzel’ doldursalar da nihayetinde istenilenler ele geçmediği için insanın bir noktadan sonra “Sıradaki!” diyesi gelmiyor değil. Öyle yani…

Tabii bu durum size ‘White People Problems’ dediğimiz tabire uygun bir durum olarak da gelebilir, o kadarını bilmiyorum. Bende bu dediğimiz şeyden var birkaç tane daha. En iyisi benim problemlerim bana kalsın, bölüme geleyim: Bu bölümü geçen bölüm nerede kalmıştık kısmının üzerinden irdelemeyi planlıyorum. İlk talihlimiz haliyle Gezginciler oluyor.

1) Gezginciler:


Baklavaları beyninden daha çok işe yarıyor, canım benim.

Geçen bölüm Gezginler yaptıkları çalışmalar sonucunda üzerlerindeki laneti kırmak için görsel ikiz kanı kullanmak zorunda olduklarını keşfetmişlerdi. Bu nedenle de bu bölümde daha öncesinde Markos’u diriltmek için kullandıkları kanı daha fazla kullanmak için ikilimizin peşine düştüler. Bizimkiler de bunu önlemek için kibar tabirle firar edip Caroline’ın babasının eski evine bir çeşit dörtlü grup gezisi düzenlediler. Yanlarına sevgili cadımız Luke’u da alıp perdeleme büyüsünü eklettikleri için her şey sorunsuz görünüyordu. Peki öyle miydi? Tabii ki hayır.

Gezgincilerin cephesindeyse Tyler sendromu yaşandı. Tyler baklavaları umuma açık şekilde uyandığında fark etti ki hiçbir şey yolunda değil. Çaktırmamaya çalışsa da hybrid özelliği izin vermeyince açığa çıktı. Ama bu durum kaçmasına yardım ettiği için faydalı bile oldu. Sonra da gitti Matt, Bonnie ve Jeremy’nin yanına. Üçlü bunu tersine çevirmek için uğraştılarsa da orada da şansları yaver gitmedi ve Julian’ın ölü bedenini kaybettikleri için tıpkı Katherine-Elena ikilisinde olduğu gibi Julian Tyler’ın içinde kalakalmış durumda. Eğer Elena bulunduğu yerden çıkabildiyse elbet bu da başarır ama bildiğiniz üzere sezon finalinin bir gelmesi lazım.

Üstelik Gezginler bunun üstüne bölümün sonunda Elena ve Stefan’ı yakalayarak durumu 2-0 yaptılar; şimdilik burada işler hiç yolunda değil. O yüzden bunu bırakıp yolunda olmayan başka bir şeye geçeyim: Enzo.

2) Enzo:

Şimdi kabul edelim, adam kendi çapında haklı.

Geçen bölümde öğrendik ki Enzo’nun yıllar yılı bulmak için can attığı sevgilisini kim olduğunu bilmeden Damon öldürmüş. Stefan da bundan doğan kargaşada gitti Enzo’yu öldürdü. Normalde bu noktada her şeyin son bulması lazımdı ama olacak iş ya, diğer taraf parçalanmaya başladığı için Enzo tam olarak giriş yapmayıp hayalet niyetine bizimkilerin peşinde dolanmaya başladı. İlk başta klasik bir hayalet olarak izliyorduk kendisini. Ama Bonnie’nin büyükannesiyle attığımız tohumlar işi başka bir boyuta getirdi.

Normalde hayalet lügatinde onların eşyalara dokunması ve kontrol etmesi diye bir şey tam olarak yazmaz. Ama büyükanne gibi Enzo da her ne kadar başkaları onu göremeseler ve hatta içinden geçip gitseler de bunu pekala başarabiliyordu. O da bunu intikamı için kullanarak Luke’u etkisiz hale getirdi ve onun perdeleme büyüsünü bozdu. Şimdi hakkını vereyim, kendisinden hoşlanmasam da teorik olarak yediği haltlar için onu anlıyorum. Tek arkadaşı sevgilisini öldürsün, üstüne de kendisi ölsün. Kolay olmasa gerek.

Bir de Stefan’ın gerçekler ortaya çıkmasın kıvranışları beni kıvrandırdığı için ve yaptıklarının bu yolda yararını göreceğimizi bildiğimiz için kendisine hiç ses çıkarmadım. Sonunda da Enzo Elena’ya dokunamaya kalktığında geleneksel The Vampire Diaries değerleri ortaya çıktı ve peşi sıra herkes her şeyi öğrenmiş oldu. Oh iyi de oldu. İyi olmayan tek şey kızgın olan Damon’ın attığı yumruktu. Yakın arkadaşı öldürüldüğü için kızgın olmasını her ne kadar anlıyor olsam da Lexie konusu benim aklımdan çıkmadığı için o yumruğu biraz fazla buldum.

Stefan’ın “Kendisini kaybetmeyeceğine güvenemiyorum,” deyişini geçerek Enzo dosyasını da kapatalım ve gelelim diğer konuya: Damon ve Elena - aka Delena.

3) Damon ve Elena (Delena):

Kelime dağarcığım tükendi bunlar yüzünden.

Valla bu cephede farklı bir şeyler oluyor demeyi tabii ki ben de isterdim. Aslında geçen bölüm ne güzel olmuştu da ama bu bölüm sağ olsunlar, sanki raydan çıkmaktan son anda kurtulmuşçasına eski hallerine dönüverdiler. Şimdi hangi yazı olduğunu bulmaya üşendim ama daha önce şu yukarıda gördüğümüz şeyi sezon finalinde ‘tekrardan’ nihayete erdirebileceğimize dair bir tahmin –demeye bin şahit ister ama- yürütmüştüm. Anladığım kadarıyla provasını yaşadık.

Eğer sezon finaline kadar Stefan’ın ya da Elena’nın şu görsel ikiz kanı durumundan başlarına bir şey gelmezse geçen seferki gibi güzel bir yaz bunları bekliyor. Ama bunların geçireceği yaz şu an için zerre umurumda değil. Çünkü bölüm boyunca aralarındaki birbirinden uzak dururcasına sahip oldukları elektrikten zevk aldığıma dair sahip olduğum düşüncülerimi yerle bir ettiler. Güya Enzo araya dolgu ama onu da yersen tabii. Ne diyeyim? Alışkanlık olan şeyi söyleyeyim: Hayırlı uğurlu, bir de ’daimi’ olsun…

En iyisi –zaten içimden de gelmiyor- bunların dosyasını burada kapatıp bunlardan daha şeker olan diğer çifte, pardon konuya geçelim: Stefan ve Caroline – aka Steroline.

4) Stefan ve Caroline (Steroline):

Daha önce 12. bölümü yazarken iş Caroline-Tyler ayrılığını anlatmaya geldiğinde Photo-Recap tarzı bir şey kullanarak yazım yapmıştım. İçimden geldi, dizi de sağ olsun mümkün kıldı, o yüzden yine yapmak istedim.

Bakışlar 10/10. Laf sokma becerisi 10/10. Kıskançlık 20/10.

Enzo’dan bahsederken kıskançlık mı var burada, bana mı öyle geliyor?

Damon’ın pek fasulyelik hali yoktu ama olsun, pratikte haklı sayılırsın. Ama az kaldı…

Ölümüm Stefan’ın elinden olursa vampirliğinden değil kibarlığından dolayı olacak.

Ben çok eğlendim halbuki, devam etmende hiçbir kusur yoktu.

Sezon finalinden önce o kızı öpmezsen ondan çok ben bozulacağım. ‘Yiter!’

Bu kız huzurlu bir uykuya yatarsa rüyasının sonu hayrolmayacak gibime geliyor.

Bu kadar şeyin üstüne daha ne diyebilirim bilmiyorum ama durum da böyle işte. Sanırım bu çiftin olmasını istediğim –daha önce de bahsetmişliğim vardır- yeterince anlaşılmıştır. Bana kalmasını da geçtim, olduracakları bence belli de bir olay, sadece iş zamanlamaya kaldı. Yan yana gelip, bir de mümkünse yalnız kalabilirlerse ve olur herhalde. Zira Caroline’ın Elena-Stefan’ın Enzo’yu saklamaya çalışırken olayı Stelena’ya bağlayıp durduk yere yaptığı kıskançlıkları da Stefan’ın verdiği tepkiler de gayet eğlenceliydi. Ve tüm bu yolda Tyler’ı zaten geçtim, aklıma ‘neredeyse’ Klaus bile gelmemeye başladı, hayırlısı…

Bu arkadaşları burada şimdilik bırakıp kapatmadan önce bahsetmek istediğim üç-beş kelamdan bahsedeyim. Güya –nasıl oluyorsa artık- içimden gelmiyordu ama yazının sonu gelemedi:

5) Diğer:

Damon’ın Enzo’yu geri getirme planı konusunda kafam karışık. Ben normalde dizi fark etmeksizin bir karakter öldüyse ölü olarak kalması taraftarıyım. O yüzden Enzo’yu geri getirmesi konusunda pek istekli değilim. Diğer yanımsa Bonnie ve Jeremy ölümden döndükten sonra dizinin bunu yapabileceği ihtimaline karşı hazırlıyor kendisini. Ayrıca o diğer yanım dizide ölenleri düşününce içlerinden seçmece şekilde birilerini de istediği için buna tamamen karşı da çıkamıyor.

Tercihi bana kalmamış ama bir şekilde diğer taraf parçalanmadan Lexie, Jenna, mümkünse Alaric falan gelse hiç fena olmayabilir mesela. Bunun olabilitesi de yok değil, çünkü izleyenler bilir The Originals’ta Klaus’un belalı ölü babası Mikael geri dönüşü için Davina’dan yardım istemiş durumda. Onun en azından kendisi için bir yolu varsa bizimkilerin de vardır. Bakalım dönen olacak mı? Yoksa her şeyi daha da karıştıracaklar mı? Zaten sezon finalinde ya da oraya giden yolda ‘kesin’ üç ölüm demişlerdi, daha onu unutmadım ben. Yeni bölüm fragmanına göre Liv kafamda biraz daha öne çıktı.

Sanırım yeter bu kadar. Artık haftaya sezon finaline bir kalmışken de görüşmek üzere. Vampirlerin dişleri boynunuzdan uzak olsun…

Dürüstçe ‘Ben asla’ oynamayı beceremiyorken mi? Yok kalsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder