2 Mart 2015 Pazartesi

How to Get Away with Murder 1x12: Bazen sevdiğini harcaman gerekir

Kaslı adamı harcadılar Matmazel.Kaslı adamı harcadılar Matmazel.
Bir How to Get Away with Murder bölümünden daha merhabalar efendim. Sezon finaline yaklaştığımız için olayların bir yandan karışırken bir yandan çözülmeye devam ettiği bir bölümü daha arkamızda bıraktık. Kaldı geriye üç tane. Gelelim bakalım bölüme:

Ekstra: Birkaç gün önce Wikipedia’nın deyimiyle rengi beyaz olmayan oyunculara verilen NAACP Image Awards’un kazananları belli oldu. Törende HTGAWM Drama Dizisi, Viola Davis de Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Wes ve Michaela karakterlerini canlandıran ve adaylıkları bulunan iki oyuncu ise elleri boş döndü, onların ödülleri Shonda Rhimes’ın diğer dizisi Scandal’dan iki oyuncuya gitti.

Not: Dizideki ev arama sahnesinde çalan şarkı Nostalghia – Homeostasis. Bölümü izlediğimden beri aklıma geldikçe dinliyorum, tavsiye ederim.

Geçen bölümde Sam’in çöp sahasında kalıntıları bulunduktan sonra işler herkes için karışmıştı. Olay haberlere yansıdıktan kısa süre sonra ve Annalise ile Hannah halen yemekteyken polis kapılarına dayandı ve ikisi de bu sayede olanları öğrenmiş oldu. Hannah elbette bütün suçu anında Annalise’e attı ama yeterince delil olmaması demek her şey demek. Polis o an için bir şey yapamadı elbette. Ama bu kadarla kalmadık tabii ki. Yine kişileri böleyim diyorum ben:
Hangi Keating’i istemiştiniz?Hangi Keating’i istemiştiniz?
Annalise: Hayatına her şey yolundaymış gibi devam etmeye çalıştı. Kocasının durumundan dolayı kendisiyle çalışmak konusunda tereddüdü olan eski bir müşteriyi ikna etti ve bölümün davası da bu şekilde devreye girdi. Konu: Konteynırında uyuşturucu bulunan birisini savunmak. Başardı mı? Elbette. İlk başta ailenin içinde polisin yanında bir köstebek olduğu düşünülse de ortaya çıktı ki yıllardır aileyi araştıran polis müdürü, kasıtlı olarak ailenin üstüne gitmek için birkaç dalavere çevirmiş. Her ne kadar uyuşturucu kabak gibi ortada olsa da adam Annalise sayesinde kurtulmuş oldu.

Yalnız bu sırada olanlarda bir noktaya takılmış bulundum:: Kocası öldürülen veya sevdiğini kaybeden birisi ‘dışarıya’ karşı illa ki yas durumunda mı olmak zorunda? Annalise’in dedektife veya çevreye çıkışması o nedenle gayet yerinde geliyor bana. Bence insanların dışarıya karşı duygusuz görünebilme hakları bulunmalı. Aklım bir şeylere ermeye başladığından beri yakınım birini neredeyse kaybetmediğimden de böyle düşünüyor olabilirim ya da düpedüz duygusuzumdur. Henüz bilmiyorum.

Not: Birazdan konuya geleceğiz ama şimdiden yazayım. Annalise’in Nate kararını destekliyorum.

Hannah: Elbette geri adım atmadı ve polise Annalise’in Sam’i bir vakitler tehdit ettiğini söyleyerek konunun üstüne gitti. Polis bu sayede ev için arama izni çıkarttı ama temizlik güzel yapılmıştı. Bir şey bulamadılar. Kardeşinin yanmış kalıntılarının resimlerini görmek onun için kötüydü elbet, benim için de ülkenin durumundan dolayı talihsiz bir rastlantı yaşanmış oldu. Hannah konusunda bir de Annalise’in kadını kardeşinden hoşlanma, yani ensestle itham etmesi var; o kısmı deşmeyeceğim.

2+3=52+3=5
Bonnie: Annalise’in kendisini dışladığını düşündüğü için üzüldü ve Sam’den Frank’e bahsetti. Ev aramasını engellemek için Hannah’a karşı mahkemeye çıktı ama yapabileceği çok bir şey yoktu zaten, o iş de yattı. Bence bölümün belki de en zevkli anı onun bulunan ipuçları üzerine iki ile üçü toplayıp suçluların ‘kimler’ olduğuna ulaşması ve Annalise’e “Onlar için kendini yakma!” nasihatını vermesiydi. Annalise de hem beşliye verdiği sözün arkasında durdu ve hem de herkese yarayacak bir çözüm buldu: Suçu Nate’in üstüne atmak.

Bonnie’yi anlıyor, hatta kendime benzetiyor olmam valla boştan değil…

Wes: Rudy konusu basit bir konu değil derken haklıymışım. Öğrendik ki Rebecca bir vakitler Rudy’nin evinden çıkan seslerden dolayı polisi aramış ve ondan beridir kendisini gören olmamış. Tutuklanıp tutuklanmadığı bile belli değil. Ben bu konunun üstüne gidileceğini, hatta ikinci sezon amaçlı önemli olabileceğini düşünmeye başladım.

Michaela: Yüzük bulunduğundan bahsedildiği zaman yaşadığı korkuyu güzel yansıttı. Yüzük sonradan Nate’in parmak izinin olduğu Sam’in yüzüğü çıktı ama o birkaç saniyelik korku iyiydi gerçekten. Sahi şu kayıp yüzük olayını bir ara halletseler ya… Çünkü Nate en nihayetinde hapsi boylar mı ben pek emin değilim. O boylamazsa dava açık mı kalır, kim bilir kime kalır işte onu daha çok merak ediyorum.

Not: 14. bölümün adı ‘Lila’nın Öldüğü Gece’. Bu da dursun.

Connor: Beşli içinde bölümde hikâyesi güzel olan yine o değil miydi ya? İtiraf edeyim ben Connor’ın söylemlerini duyduktan sonra bu sefer Annalise’in sabrının taştığını düşünmüştüm. Yaptıkları konuşma ise çok başka yere gitti. Bence Annalise ikisinin benzer karakterlerde insanlar olduğunu anlatırken haklıydı. Benim Connor ve Annalise’i diğerlerinden ayırmam da belki de bundandır. Zaten bölümdeki bir diğer empatim ve sempatim de bu sahneyeydi.

Senle ben birbirimize benziyoruz.Senle ben birbirimize benziyoruz.
Diğerlerini özellikle açmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Laurel olanları idare etmeye çalışıyor, onun hikâyesi bölümde Frank’ten yana yürüdü. Asher’ınki de keza dava araştırmalarını saymazsak Bonnie kısmından yürüyor şimdilik. Frank desen Annalise’in bir numaralı pis işler müdürü olarak çalışmaya devam ediyor. Rebecca’yı geçsek de olur. Zaten geriye de kimse kalmamış oldu.

Yani bu haftalık da böyle. Artık haftaya yayınlanacak bölümden, yani Annalise’in annesini izledikten sonra tekrar görüşmek üzere efendim.

Not: Annalise’in annesini Oscar adaylığı bulunan Cicely Tyson canlandıracak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder