1 Kasım 2015 Pazar

The Vampire Diaries 7x03: Bir tuhaflık var sanki, niye böyle olduk?

Bu ikisi böyle olmuş gibi duruyorlar, bu işte bir tuhaflık var.Bu ikisi böyle olmuş gibi duruyorlar, bu işte bir tuhaflık var.
The Vampire Diaries’in yedinci sezon üçüncü bölüm yorumuna hoş geldiniz efendim. Elimizde görsel ve hikaye açısından kullanılası çok detayın olduğu bir bölüm vardı, zira resmen üç farklı zaman içinde dolandık: 1863, günümüz ve 3 yıl sonra.
Yazının bundan sonrasını o nedenle birkaç resim üzerinden kısaca yorumlayarak devam edelim diyorum:
Nasıl özlememişim belli değil.Nasıl özlememişim belli değil.
Geçtiğimiz haftanın yazısının sonuna “Sizce Caroline’ın gelecekteki nişanlısı kim?” diye soran bir anket ekle(t)miştim. Anket sonucu ufak %5 farkla çok şükür ‘Henüz tanışmadığımız biri’ çıktı. Yalan yok elim gitmeyerek Enzo’ya oy vermiştim ve şu an anket sonucundan gayet memnunum.
Bu bölümü üç yıl sonrasında açmamız güzeldi de ben Tyler’ı görmeyi beklemiyordum. Kadrosuna girdiği dizi kanaldan onay alamayınca adam gerisin geriye dönecek galiba… Valla hazır değilim. Neyse ki en azından nişanlı adaylarından elemiş olduk.
Bu da gözlere hizmet niyetine.Bu da gözlere hizmet niyetine.
Altıncı cadı-vampir arayışına başlayan Damon, yanına Bonnie ve Alaric’i de katarak yolculuğuna başladı. Eğlenceli denilebilecek de bir yolculuk oldu. Nihayetinde adamı buldular. Sırası var ama birkaç gerçek de ortaya çıktı. Bunların birisi de elbet Alaric’in Phoenix taşını imha etmediğinin nihayet ortaya çıkmasıydı.
Bu konudaki bir sonraki adım Bonnie’nin de nihayetinde işin içine girmesi oldu. Yalnız bu taş konusu benim hala ilgimi çekebilmiş değil. O nedenle onlar konuya girmedikçe benim de deşesim gelmiyor, zaten Alaric de gözüme takılmaya başladı. Üç bölümdür içinde Alaric olan bir resim koyasım gelmedi heüz…
Damon ise zaten bildiğimiz gibi. Yalnız iki kardeş birbirine bu kadar mı benzemez ya? Biri anaya diğeri babaya diyeceğim, bunların ailesi hepten manyak… Bilemedim.
Bknz: Dizinin yeni kötüsü, nam-ı diğer üvey baba adayı LucianBknz: Dizinin yeni kötüsü, nam-ı diğer üvey baba adayı Lucian
Geçen bölüm Enzo’nun Lily’ye yürümesini yeni sindirmişken karşımıza bu bölümde çıkan Julian bey oldular. Lily’nin taa 1863’ten sevgilisi, ama 'tabii ki' beyefendi ölü falan değil. 6. cadı-vampir Oscar’ın görevi şimdilerde nerede olduğunu bulmakmış. Bulmuş da… Henüz ortada olmasa da eninde sonunda ortaya çıkacaktır, böyle insanların daha çıkmadıklarını görmedim bu dizide.
Bu da demektir ki Enzo bir süre daha başımıza kalmış durumda, daha bir de ortaya rekabet çıkacak. Bir de bunların olma aşamasında Valerie kafayı yer, onun hikayesini de böyle ilerletirler. Yine de beyefendide bir Kai karizması göremedim, Enzo’dan daha iyi. Klaus konusuna girmiyorum.
Bir türlü sevgilisi olamayan adamın ilk seferi de dinlemediği kaldıydı sanırım.Bir türlü sevgilisi olamayan adamın ilk seferi de dinlemediği kaldıydı sanırım.
Geçtiğimiz bölüm Valerie’nin 150 yıl önce Stefan’la tanıştığını öğrenmiştik, bu bölüm ara ara geriye dönerek hikayenin kalanını da öğrendik. Açıkçası bölümün genelinde geçmiş görüntüler en güzeliydi.
> Valerie, Stefan’ın 16 yaşındayken aşık olduğu ve birlikte olduğu ilk kadınmış. Gerçi her şey tek günde olup bitiverdi, ama derin bir sunum vardı. “İlk aşklar unutulmaz!” klişesine girmeyeceğim, dizi girerse bakarız. Ama Stefan’ın bölüm sonundaki “Bir şey ifade etmiyor,” lafına ben inanamadım efendim.
Düzgün bir insan olsa da böyle konularda erkek milletine güvenmiyorum.
> 1863’te Julian ve diğerleriyle bir yolculuğa çıkacak olan Lily, oğullarının iyi olduğundan emin olmak için Stefan’a Valerie’yi ve Julian'ı, Damon’a da Oscar’ı kontrol için göndermiş. Stefan’ın tarafta kontrol öyle böyle kaybolmamış tabii, önünü alamamışız.
Güler misin ağlar mısın?Güler misin ağlar mısın?
> Stefan’ın Valerie’yle birlikte olduğu kısımlarda ne bileyim ben bir tuhaf oldum. Steroline nedeniyle garipsemem gereken sahneleri garipseyemedim, sahi niye böyle oldu? Mesela bankta oturdukları sahnede aslında karşılaşmadıklarını fark ettiğimde azıcık bozulduğum doğrudur.
Karşılaştıklarında geçer herhalde.
> Asıl kopma noktasıysa Valerie’nin hamile olduğunu öğrendiğimizdeydi. Bir yerlerden 20-30 yaş civarı bir Stefan’ın bir oğlu-kızı çıksaydı ne olurdu şu an hayal bile edemiyorum. Ama o ihtimal çocuğun düşmesiyle birlikte ölüverdi… Hatta o dönem intihara kalkışan Valeri sisteminde Lily'nin kanıyla ölünce şimdiki olduğu yaratığa dönüşüverdi.
Bunlar da Orijinal aile gibi teker teker ölür oldular.Bunlar da Orijinal aile gibi teker teker ölür oldular.
Damon’ın dışarıdan tıkır tıkır görünen planı biz The Vampire Diaries izlediğimiz için gözlerimizin önünde mis gibi yattı. Lucian’ın dönüşünü haklı sebebinden dolayı istemeyen Valerie Oscar’ı öldürünce Damon Lily’nin bütün nefretini de çekecek haliyle. Üstelik tam da her şeye rağmen içindeki anne sevgisini Stefan vasıtasıyla biraz ortaya çıkarmış ve karşılığında Caroline’ı serbest bırakmışken.
Al başına belayı bakalım… Tabii Phoenix’i kullanarak adamı diriltmeyi falan denemezlerse… O zaman haftaya görüşürüz diyerek gideyim efendim ben, sanırım pek bir şey kalmadı. Gelecek bölümün kısa özeti ve fragmanı için şuraya bakabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder