9 Nisan 2015 Perşembe

The Vampire Diaries 6x13: Sen ölümü bana tercih ettin!

Kazanan dediğin de böyle olur zaten…Kazanan dediğin de böyle olur zaten…
Bir The Vampire Diaries bölümünden daha merhabalar efendim. Alaric ve Jo’nun olmadığı, sanat okulu bahsinin açılmasından da anlayacağınız üzere Jeremy’nin diziden ayrılmasına ‘bir’ bölüm kaldığı bir bölümü arkamızda bırakıvermiş olduk. Gelelim bakalım nasılına:

Not: Bunu yazacağım hiç aklıma gelmezdi ama bu bölümün yönetmenini beğenmedim. İki karakterin ne zaman karşılıklı sahnesi olsa, kim konuşuyorsa o sahnedeki diğer karakterin sırtının arkasından çekilmişti. Yahu bu dizinin kendisi karanlık zaten, çekimler yüzünden ekranın yarısı da adamın kafasından dolayı fiilen karanlıkta kalınca ortaya hepten acayip bir şey çıkıverdi. Yabancı dizilerde iyi ki bizdeki gibi bir yönetmen bütün bölümleri birden çekmiyor.

Geçtiğimiz bölümü Kai-Luke birleşmesiyle kapatmıştık ve sonuçta ölen taraf Luke olmuştu. Bu bölümü de oradan açtık. Liv büyük yasta, Kai tabii ki kasabayı terk edip gitmemiş ve Bonnie’nin doğum günü gelip çatmış. Hani bir süredir ortalıkta olmayan Bonnie’nin. Bonnie öbür tarafta, bizimkiler ise normal zamanda kutlamaya giriştiler. Olaylar da neredeyse bunun etrafında döndü. Neredeyseyi bozan kısım da işe yaramaz Enzo’nun kafasında dönen Sarah mevzusu yalnız, başka bir şey olduğu yok.

Ayrıca bölümün başında öğrendik ki Kai-Luke birleşmesi sonunda Kai, Luke’un özelliklerini alınca buna ‘duygusallık’ da gelmiş. Bu bölümde öldürme kısmında zorlandı mesela.

Psikopat falan ama yardım için kendini çok zorladı, hakkını vermek lazım.Psikopat falan ama yardım için kendini çok zorladı, hakkını vermek lazım.
1) Elena: Bonnie için kutlama fikri yapma fikri tabii ki ondan çıktı. Jeremy’ye sanat okulu başvurusunu düşünmesi için baskı yaptı. Bölüm sonuna kadar da Jeremy ikna oldu. Damon ile öpüşüp koklaştılar, hatta bölüm sonlarına doğru ileri gidip birlikte de oldular. Artık zamanı gelmişti, çünkü her bireyin bir sabır noktası var malum. Zira “İnsan olsaydım seninle sevgili olur muydum?” diye başlayan o diyaloglara “Ne diyor bunlar?” tepkisi vermek durumunda kaldım mesela ben.

2) Bonnie: Bu bölümdeki doğum gününü son zamanlarda hep olduğu gibi tek başına kutlamaya başladı. Bu sırada Elena ve Damon, Kai’nin duygusallığından da yararlanarak diğer taraftaki Bonnie’yi görebilmeleri için büyü yapmaya ikna etti. Jeremy’yi de katıp dördü gittiler yanına ama irtibat kuramasalar da ne yaptığını görebildiler. Ama anladılar ki Bonnie’nin artık sabrı tükenmiş ve kendisini öldürmeye karar vermiş.

Hemen bunu engellemek için bir yol arandı ve çarelerin tükenmediği dizide elbette ki bulundu: Qetsiyah! Bonnie’nin kadının büyüsünü sakladığı yere gidip onu alması ve bu sayede geri dönebilmesi için yolu buldular ve bunu anlatabilmek için bu sefer Kai yanına Jeremy’yi alarak diğer tarafa gitti. Oldu mu? İzlediğimiz şey TVD olduğundan çabucak olamadı: Olivia Parker!
Liv’in Tyler’ı değil de ölümü seçmesi bence mantıklı.Liv’in Tyler’ı değil de ölümü seçmesi bence mantıklı.
3) Olivia:  Hayatta en sevdiği kişi olan kardeşini kaybeden Liv, Tyler’ın kaçma fikrini reddedip Kai’yi öldürmeye karar verdi. Onun mantığına göre, yapmazsa Kai meclisin bütün üyelerini zaten öldürecekti. Doğruya doğru, yeni çıkan duygusallık konusunu saymazsak Kai’nin amacı başından beri buydu. Bu amaçla Kai’nin nerede olduğunu büyüyle buldu ve oraya gitmek için harekete geçti. Tyler durdurmaya kalkınca da büyüyle bayılttı.

Sonuç? Kai Luke’un güçleriyle birlikte meclisin en güçlü cadısı konumunda olduğundan yenemedi tabii. Bu geliş Jeremy’nin diğer tarafta Bonnie’ye ulaşma planını da biraz sabote etti ama en azından ipucu bıraktılar. Dahası Jeremy, intihar etmeye karar veren Bonnie’nin hayatını da kurtardı. Bölüm sonunda Bonnie’nin ipucunu anlamasıyla bu konudaki kapıyı da açmış oldular.

Diğer taraftan Liv ve Kai kapışmalarında yaralandılar. Duygusallığından dolayı Liv’i öldüremeyen Kai’yi kanıyla Damon kurtardı; Liv’i ise uyanıp da olay yerine gelen Tyler’ın da araya girmesiyle Elena kurtarmış. Bunun üstüne Tyler ve Liv güzel bir kavga ettiler ve ayrılmış oldular. Ben bu işte Liv’e daha çok hak vermiş bulundum efendim. O benim ‘seni savunmuyorum ama anlıyorum’ kadınlarımdan. Belki 22 haftadır bile tanımadığı Tyler’ı değil, 22 yılın üstüne yaşadığı kaybı seçti…

Böyle deyince de aklıma annesini Klaus öldürdüğünde Tyler için “Tamam haklısın ama adamın damarına bastığın için sen kaşındın!” diye yazmam geldi. Ya sorun Tyler’da, ya bende ya da ikimizde birden. Bilmiyorum o kadarını. Ben geleyim diğer başlığa:
Klişe de olsa çok tatlı durmuyorlar mı ya?Klişe de olsa çok tatlı durmuyorlar mı ya?
4) Caroline: Doğum günü tantanasının içinde olan ama diğerlerinin yanında olmayan kişiler de Stefan ve Caroline’dı. Annesinin kanseri yüzünden bunalmış durumda olan Caroline, Bonnie’den yıllar önce çaldığı ayısını aramak için ormana gitti ve gömdüğünü hatırladığı bölgede kazı yapmaya başladı. Stefan da elbette arkasından.

Eğlenceli diyaloglarla Caroline ayıyı aradı ve nihayetinde buldu, birbirlerine takıldılar, Caroline bir ara duygusallaştığında Stefan onu teselli etti. Şu yukarıda gördüğümüz sahne yaşandı. Hatta tam öpüşme noktasına bile geldiler ama Stefan’ın bir kez daha kendisine hakim olmasıyla kalıvermiş olduk. Sezon finaline dokuz bölüm olduğundan henüz çıkmadık candan ümit kesmeyeyim diyorum. Dur bakalım. Hem daha Enzo akılsızı ve Liz’in belirsiz durumu var…
Enzo’ya bakışım benim de böyle.Enzo’ya bakışım benim de böyle.
5) Enzo: Her bölüm merak ediyorum, çok mu hikâyesiz kaldılar da bu Enzo’yu hala etrafta tutuyorlar. Gereksiz Stefan nefretinin peşinden koşmaya devam eden Enzo, Sarah’a yaklaşma planını uygulamaya koydu ve bunun için de elbette Matt’i kullandı. Matt önce flört etmek için kıza yaklaştı, ardından yardıma muhtaç bir durumda karşısına çıktı ve birlikte kahve içtiler.

Enzo da o sivri (!) zekâsını kullanarak tüm bunların üstüne kızı Salvatore’lara karşı döndürmek için harekete geçmeye karar verdi. Bunun için sanırım öncelikle kıza geçmişini açıklaması gerekecek ama o zekasıyla ne planlayacak belli olmaz, merak etmedim de değil hani. Hatta önüne geleni öldürüp çevirdiğinden bu kızı da vampire çevirir mi diye içimden geçmedi değil. Bir de Matt-Sarah konusu oyundan gerçeğe dönüşür mü diye merak ettim ama onu düşünmek için acele yok sanırım.

Neyse, bu bölümlük de böyle oldu işte. Haftaya tekrar görüşmek üzere efendim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder