9 Nisan 2015 Perşembe

The Vampire Diaries 6x17: Bırakalım böyle kalsınlar!

Bir The Vampire Diaries bölümünden daha merhabalar efendim. 16 Nisan’a kadar ara vermeden önce yayınlanan bu bölüm, bence bazı noktalarda tahmin edilesi ama totalde tatmin olunası olmuş. Özellikle de sonlara doğru yaşananlarla… Bozmasınlar bile istedim. Matt, Tyler ve Olivia’nın olmadığı bölüme gelecek olursak:

Ekstra 1: Julie Plec teyze The CW için gelecek sezona yeni bir dizi hazırlığı içinde, adı da Cordon. Konusu:  Ölümcül bir bulaşıcı hastalık Atlanta’da kendisini gösterdiğinde şehir çabucak karantina altına alınır. Hayatları için savaşmak zorunda kalan insanlar da şehirde sıkışıp kalmışlardır. Dizi, birbirini seven ama trajik bir şekilde ayrı düşen kişilerin hikâyesi, kordonun içindeyken insanlığın nasıl yozlaştığı ve beklenmedik kahramanların ortaya çıkışı üzerine.

Benim bunu yazmamsa sadece Plec teyze için değildi. Dizinin Kai’si Chris Wood, dizinin kadrosuna ‘başrol’ olarak girdi; proje Mayıs içinde kanaldan onay alırsa oyuncuyu yeni sezonda ‘orada’ izleyeceğiz. Yani… Bence anladınız.
[Bu bölümden sonra bir daha 1903’e dönmeseler bile bence şaşırmamak lazım.]

Geçtiğimiz bölümde Bonnie’nin geri dönüşüne bir giriş yapmış ve Caroline’ın insanlığını kapatması üzerinden gitmiştik. Sonunda da bu sefer Stefan’ın kapatmasıyla bölümü arkamızda bırakmış olduk. Bunda da oradan aldık yürüdük…
Geçen bölümde bahsetmiştim; Caroline’ın insanlığını tetikleyecek kişi olan Stefan da insanlığını kapatınca ortalık karışmıştı. Durumun düzelmesi için gerekli olan parlak fikir Elena’dan geldi: Anne Lily Salvatore. Geçmiş zamana gittiğimizde de görmüştük; Stefan annesine çok düşkün, o nedenle kadın sayesinde önce Stefan’a açtıralım, ardından Caroline’ı kurtarırız fikri üzerinden  harekete geçtiler: Plandaki eksik malzemeler: Bir adet Kai, bir miktar Bennett kanı, bir adet ekliptik. Ekliptik Kai’den, Kai Bonnie’den, Bonnie de Damon üzerinden hallolunca Elena’nın da katılımıyla dört kişi birden 1903’e doğru büyülü bir yolculuğa çıkıverdiler ve kendilerini kışın ortasında buldular.

[Elena’nın aşık olduğu iki kişiyi doğuran kadını tanımak istemesi kısmının hoşuma gittiği doğrudur.]
Bonnie ve Kai çıkış için gerekli ekliptiği aramak için ayrılırken, Damon ve Elena da Lily’yi aramaya koyuldular ve buldular da… Annenin Ripper (Deşici) geçmişi benim hoşuma giden bir detay ve kadını sevdiğimi söyleyebilirim. Damon’ın Stefan için ‘anasının oğlu’ yakıştırması benim de geçen yazıda bahsettiğim bir şeydi. İtiraf edeyim, Damon’dan çok Stefan’ın anne draması ilgimi çekiyor. Kadının vampir olma konusunda yaptığı bir miktar bencilce gelse de sonrasında ortadan yok olmasına itiraz etmeyeceğim. Lily’yi bulduktan sonra bütün durumu anlattılar ve o da Stefan’ı kurtarma konusuna itiraz etmedi. Sonrasında da her şey fazla yolunda olduğundan ortalığın karışma zamanı geldi.

Meğerse Lily bu dünyaya hapsedilirken o gün limanda yanında olan yedi kişi de onunla birlikte hapsolmuş. Şimdilerde kan eksikliğinden dolayı taşlamışlar ve Lily onları da beraberinde götürmek istedi. Çünkü onları ‘ailesi’ olarak görüyormuş. İşte tam bu sırada Elena’nın ekliptiğin meğerse Lily’nin evinde olduğunu fark etmesi üzerine başka bir gerçekle daha karşılaştık.
Senin değil, Damon’ın böyle hissetmesi gerekiyordu…Senin değil, Damon’ın böyle hissetmesi gerekiyordu…
Meğerse Bonnie’nin buraya asıl geliş amacı ve Kai’ye katlanması intikam almak içinmiş. Bir tarafta Bonnie’yle arasını düzeltmek ve yardım etmek isteyen Kai, diğer tarafta gözü kara Bonnie. Yalnız cidden güzel kararmış; çok rahat bıçaklamadı mı Kai’yi? Kai ortadan yok olmasa son vuruşu da yapacaktı.

Nihayetinde bıçaklanmış Kai geride kaldı ve Damon, ‘ailesi’ gördüğü Stefan nedeniyle annesini zorla peşine katarak Mystic Falls’a Bonnie ve Elena ile dönüverdi. Yalnız atlamamak lazım; yanlış mı anladım diye geriye sarıp tekrar da izledim ama yok yani: Kai, Bonnie’den hoşlanıyor! İyi halt ediyor o ayrı, ne demeye yapıyor o da başka bir konu. Az buçuk tuhafıma da gitti zaten. Steroline konusunu hallettik sayıldığımızdan Bamon konusuna ağırlık vermeye başlarlar derken olana bak. Gerçi Bonnie’nin bu gözü dönmüşlüğüyle bir şey olacağı yok gibi ya neyse…

Benim bütün bu hikâyede benimseyemediğim tek noktaysa Lily’nin 1903’e tıkıldığı gün yanında olan yolcuları önemseyişi. Daha doğrusu onların varlığı. Resmen Kai konusuna devam etmek için açık kapı olsun diye yapılmış sanki. Geriye dönecekleri yok diyeceğim ama hiç de öyle gelmiyor şu an… Gerçi kötü olacaksa Kai gibi olsun diye düşündüğümden dönsünler de zaten.

[Ayrıca tamam Bonnie haklı da ‘kana’ susamış bir insanla geride kalmak… Bu kısım bana fazla geldi.]
[Bir ara Kai, ben ölürsem meclisin geri kalanı da ölür dememiş miydi? 1903’te tıkılıp kalması acaba duruma alternatif mi oldu acaba? Çünkü bu durum Jo ve Liv’i baya etkiler.]
[Yukarıda demedim; o Cordon dizisi onay alır umarım.]
Gelelim nihayete… İnsanlığını kapatan Stefan’ın icraatları Caroline’dan intikam almak ve onun düzenini bozmaya çalışmak üzerine oldu. Caroline da başta umursamamaya çalışsa bile karşılık vermeye başladı ve ikili gerçekten ‘güzel’ bir kavgaya tutuştular: Stefan Caroline’ın katıldığı müzikal seçmedeki hocanın kafasını kopardı. Caroline Stefan’ın motorunu parçalara ayırdı. Daha sonrasında kazık üstünden birbirlerine giriştiler ama iş kendilerini hapsetmeye kalkan Alaric ve Enzo’ya gelince birlik oldular. Kazık olayı sırasında kendilerini gören bir kız öğrencinin kanını içmek üzerinden yaptıkları konuşma ise Caroline’ın kana boyun eğip ayak uydurmayı kabul etmesiyle son buldu.

Üstelik sadece bu kadarla değil, dahasını yapıp sevişmeye başladılar. Aynısının ikisinin de aklı başında versiyonunu da talep ediyorum ama gördüğümden gayet zevk aldım. Bu ikilinin cesur olmaları ayrı bir güzel. Karakterler de uyumlu zaten; umarım çabuk bozmazlar. Delena’yı bozsunlar mümkünse…
[Belirtmeden geçemeyeceğim, Stefan’ın motor başındayken Caroline’a çektiği nutukta kızdan mı yoksa benden mi bahsediyordu emin olamadım. Vay anasını. Ayrıca yazının son resimden sonrasını Savaşma Seviş Benle dinleyerek yazdığım doğrudur.

Alaric-Jo ve Enzo-Sarah konusunda bilerek oyalanmadım. Enzo’nun ağzından kaçan ‘Sarah Salvatore’ lafının zamanı gelmişti. Alaric’in düğünü de yaklaşıyor; hatta kıyamet kopması için sezon finali olsun işte.
Bir de Bonnie’nin 1903’ten geri dönüşte Damon ile yaptığı konuşma sonrası ona 1994 zamanındayken Silas’ın mezarından yürüttüğü ‘tedaviyi’ vermesi var. Ne demeye bu konuyu hortlattılar orası muamma ama eğer bakarsak, ortada vampir olarak Elena, Damon, Stefan, Caroline ve Enzo var. Gönül Enzo ister ama Elena’ya itiraz etmem. Gerçi Damon ile sonsuz hayat teorisine iyi gelmez bu durum… Geri kalanlarsa olmasın lütfen! Hele Stefan-Caroline asla!

[Az önce aklıma yine Katherine’e olanlar geldi. Sonuç: Yazıklar olsun!]

Ekstra 2: Normalde fragman dışı gelecek bölümlerde ne olacak diye ortalığı karıştırmıyorum ama Twitter’da takip ettiğim Nina Dobrev’in Amara’yı tekrardan göreceğimize dair attığı bir tweete denk geldim.
Bu hafta da böyle oldu efendim. 16 Nisan’da yayınlanacak bölümle görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder