7 Haziran 2015 Pazar

The Vampire Diaries 6x20: Ölüm sizi ayırmadan siz ayrılsanıza!

Sezonu bitirmemize azıcık bir zamanın kaldığı The Vampire Diaries’in bir bölümünden daha merhabalar efendim. Açıkçası ortalama bulduğum bir bölümü arkamızda bıraktığımızı düşünüyorum, kıyamet kopacak ama daha değil işte. Ayrıca haberiniz olsun, dizinin yedinci sezon onayı olsa da Nina Dobrev’in ayrılık haberinden beri dizinin reytingleri patır kütür düşmeye başladı. İyi veya kendini idare edecek türden bir havayla koca sezonu geçirmiş olsa da ‘bu’ gidişatla ya bu dizinin hikâyesi yedinci sezonda bir sona bağlanarak bitirilir ya da Gossip Girl misali kısa bir sezon alarak finale gidebilir.

Bu iyi mi kötü mü belli olmayan haberi verdiğime göre geleyim bunun diğer çeşidine, yani ekstraya:

Ekstra: Dizinin Damon’ı Ian Somerhalder (36), Pazar günü nişanlısı Nikki Reed (26) ile evlendi; Pazartesi günü de haber basına yansıdı. Uzaktan ve net olmayan çekimler basına yansıdığı için yazıya koymayayım dedim, iki örneğe şuradan veya buradan bakabilirsiniz. Uzun yıllar birlikte olsalar da evliliğe sıcak bakmayan bir kız, yaşanan bir ayrılık ve kısa süre içinde başkasıyla evlenen bir erkek… Tanrı affetsin ama benim aklım bizdeki Engin Altan vakasına bir gidiverdi hani. Zaman zaman çoğunluğa saçma gelebilecek –çarpık- düşünceleri olabilen bir insan olsam da hafiften midem bulandı benim.

Neyse onlar istedikleri sayıda yastıkta kocasınlar, ben bölüme geçeyim:

Sezon finalinde düğünlerini izleyeceğimizi bildiğimiz Alaric-Jo ikilisinin bekârlığa veda partileriyle bu bölümü açmış olduk. Erkek striptizci olayını tahmin ettiğimi bir itiraf edeyim ama eğlendiğimi de söyleyebilirim. Bölümün iki noktası, tedavi ve Lily de bu partiler üzerinden yürüyüverdi.

1) Elena, Damon’ın bence ultra saçma teklifine ne diyeceğini bilemediğinden bu, kızların gündemiydi. Onların partisini bir ara arkadaşlarını kurtarma şansını kaybettiğinden Bonnie’ye sinirli olan Lily bastı ve Bonnie yaralandı; Jo ise hamile olduğundan kurtuldu. Bonnie ile ilgilenmek Jo’ya; olay yerine intikal edip durumu kavramak da Alaric’e düştü. Bu arada Lily’nin ‘hamile’ Jo’ya dokunmaması da bir garipti hani.

Saldırı sırasında öğrendik ki gelecek bebekler ikizmiş. Bu da Gemini meclisiyle yaşanacak bir sorunun kapıda olması demek. Alaric-Jo ikilisi düğünden sonra her şeyi terk etmeye karar verdiler ama yeterince insan gittiği için onları da kaybeder miyiz, emin olamadım.
2) Damon’ın Alaric’e Elena’nın kararsızlığından bahsetmesi, Stefan’ın durumdan habersizliği, Enzo sayesinde Stefan’ın tedaviden haberi olması da tedavi konusunun Rick’in partisindeki taraftı. Parti kısmını Enzo’nun uyarılarıyla bitirip annesinin karşısına çıkan ve onu tekrardan büründüğü yaratıktan arındırmaya çalışan Stefan tabii ki durumu hoş karşılamadı. Zaten bu durumu kim NİYE hoş karşılasın onu benim kafam hala almadı. Aşk böyle şey değil.

3) Rick’in partisi hala normal durumdayken başka şeyler de oldu elbette. İlki Stefan’ın Caroline’ı araması ve bıraktığı sesli mesaj. Güzel miydi? Evet. Özellikle de “Geri dön.” kısmı. Caroline’ın bu bölümde olmadığını IMDB’den bildiğimden rahat izledim açıkçası ben, gelecek bölümde göreceğiz nasılsa tekrardan.

Diğeri de Matt-Tyler kavgası. Bence depresyona girmekte geç bile kalan Matt, sayesinde hastanelik olduğu Tyler ile bir çeşit yüzleşme yaşamış oldu. Tyler’ın birini öldürürse laneti tetiklenir korkusuyla polis programından ayrılmasına bir şey diyecek değilim ama Matt de Tyler’ın boş beleş bir insan olması konusunda haklı bana kalırsa. Matt’in bir başka yararı da Alaric’in aklına şehir dışına gitme konusunu hafiften de olsa sokması oldu.
(Bu arada bir yerde sezon finalinde Tyler’ı ölmeden çıkartacaklarını okudum.)

Partilerde olanlar iki taraf için de bu şekildeydi. Bundan sonrasında da birbirlerini es geçmeyip birleştikleri söylenebilir. Zaten tersi olsa şaşacaktım…
4) Jo’nun partisini Lily basmadan önce oradan ayrılıp Damon ile buluşan ve açıkta kalan durumu konuşan Elena ve Damon cephesinde konu -Damon’ın çenesi sağ olsun- dönüp dolaştı ve tedaviyi alma konusuna kadar dayandı. En nihayetinde de beklenen oldu ve Elena içiverdi. Afiyet olsun da Stefan annesini zapt edemediği için konuşmalarını bozmasaydı Damon da alıyordu az daha. Tedavi sayesinde insana dönüşen Elena, Damon ile ilgili unuttuğu anılarını da geri kazanıverdi. Açıkçası bölümün en sevdiğim kısmı buydu diyebilirim.

Annesinin insan kanı aradığını öğrenen Damon, harekete geçemeden annesine yem olunca ‘insan’ Elena-Lily arasında bir süre bir kovalamaca yaşanmış oldu. Bu kısımlar da bana insan Elena’yı özlemediğimi hatırlattı. Kardeşlerin yüzleşmelerini bir kenara bırakırsak, Stefan-Damon ikilisi sayesinde Lily hapsedildi ve bodrum bir ziyaretçi daha kazanmış oldu. Bunda da durum şu: Hem bu Lily konusunun hiç iyi bir yere gitmeyip birinin canının fena yanacağını düşünüyorum hem de Stefan-Lily arasındaki anne-oğul konuşmasının pek güzel olduğunu düşünüyorum.
Gelelim nihayet bahsi geçmesi gereken iki sahneye:
5) İlki: Elena’nın Damon’ın insan olması fikrine karşı harekete geçmesi. Daha doğrusu anıları geri gelen Elena’nın tedavi ilk ortaya çıktığında Damon’ın insan olmayı istemiyor oluşunu hatırlaması. Bana böyle bir şey lazımdı açıkçası. Damon hala “Ben aşığım, seni istiyorum.” modunda olsa da bir noktada ortalık karışmalıydı artık.

Nasılsa Elena diziden çıkıp da Damon kalacağına göre aşağı yukarı sonun nasıl olacağı belli. Sadece yolu bilmiyoruz işte…

Son olarak: Nihayet gördüğümüz Kai’nin vücudundaki diş izlerini gözümüze sokmanız şart mıydı? Vallahi moral bozucuydu. Hafiften mide de bulandırıcıydı. Güzelim psikopat çocuğa neler yapmışlar… Nasıl yapacak bilmiyorum ama görünüşe göre eve dönüş yolu bulmuş kendine. Zaten günümüz tarafından hayır olmadığına göre ortalığın karışması için 1903’ün harekete geçmesi şaşırtıcı olmasa gerek.

Galiba bu yazıdan pek hoşlanmadım ama böyleydi yani bu bölüm de. Ben sadece TVD için değil, genel anlamda bir “Şu dizi sezonu bir kapansın artık,” moduna girivermiş durumdayım sanırım. Gelecek bölüm Damon’ın insan olup olmama kararını verme üzerine bir bölüm olacak gibi duruyor. Bölüm gelsin, ondan sonra da yine görüşürüz efendim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder